Kendinden başkasını düşünmeyen, başkasının derdi ile dertlenmeyen insanlardan her zaman nefret etmişimdir

Kendinden başkasını düşünmeyen, başkasının derdi ile dertlenmeyen insanlardan her zaman nefret etmişimdir.

Onlar için bir 'ben' vardır bir 'ben'

Ben ve 'ben' im olan her şey!

Onun mutluluğu, onun ailesi vs.

Şan, şöhret, makam ve para için gözlerini başkasının acısına kapamakla kalmayıp, çok rahat kalp de kırarlar yürüyen kibir abidileri!

Mesela belediye başkanı olabilirler ama insan olamazlar!

Mesela sanatçı olabilirler ama insan olamazlar!

Mesela gazeteci olabilirler ama insan olamazlar!

Kimileri de vardır ki bunların hiçbiri olmaz ama insan olurlar.

Emekleri ile dünyayı güzelleştirirler. Kalpleri karşısında saygıyla eğildiğim işçi kardeşlerim örneğin…

En güzel hayatı hak ediyorlar.

Onlar bildiğiniz gibi her yerdeler…

15 Temmuz, pandemi, yangın, deprem, sel felaketi, temizlik işleri, karayolları, park ve bahçeler!

Dünyanın yükünü çekerler ama onlara gelince milyonluk konser düzenleyenler 'zam' kelimesinden maraton koşucusu gibi kaçarlar.

Zam yapmaya ne hikmetse belediyelerin bütçesi yetmez ama ne kadar gereksiz etkinlik varsa onlara hep para vardır.

O belediye başkanları mesela konser yapacağına deprem bölgelerine göndermez o paraları!

Belediye çalışanına kadro denildiğinde ise üç maymunu oylarlar.

Ama biz tekrar edelim taleplerini;

Norm Kadro

İlave Tediye

Güvenceli Çalışma

İş Güvenliği

İşçi Sağlığı

Eşit İşe Eşit Ücret

Kadrolu İşçilerle Aynı Taban Ücret

Ek Protokol

İnsan Gibi Yaşamak

Haktır bu hak!

Çok da bir şey istemiyorlar öyle değil mi?

Aldıkları maaşlar ile kiralarını bile ödemeleri mümkün değil!

Sanatçı, gazeteci geçinenlerin hiç ilgisini çekmiyor ne yazık ki bu konu.

Hakikaten yastığa başlarını rahat rahat koyabiliyorlar.

1 milyon taşerona 2018 tarihinde kadro verildi ya daha önce yazmıştım, hatırlatalım; 696 KHK ile bakanlıklarda verilen 4/d kadrosu belediyelerdeki işçilere verilmezken

taşeron şirketlerden belediyelerin kendi şirketlerine aktarılmasına kadro denildi.

Ama bu 600 bin belediye işçisi onlarla birlikte de ailelerinin durumunun belediye başkanlarının iki dudağı arasına bırakan sözde bir kadro!

696 KHK düzenlemesiyle haksız bir şekilde işten atılan 70 bine yakın işçi kim bilir ne yapıyordur şimdi!

Kimin umurunda!

İş güvenceleri yok!

Taşeron şirketlerde maaş asgari ücretin yüzde 80 fazlasıydı!

Orada devam etselerdi daha iyiydi diyecek duruma geldik inanılır gibi değil!

Belediye şirketlerine geçirildikten sonra asgari ücret seviyesinde kaldı maaşları çünkü…

Belediye şirket işçileri de kamu işi yapıyor fakat

kamu işçisi sayılmıyor, kamu işçisinin faydalandığı hiç bir haktan ise faydalanamıyor.

Ne adalet ama!

Türkiye'de kamunun en ağır işlerini yapmalarının da hiçbir önemi yok…

Deprem bölgesinde çok mağdur durumda olmalarının da bir önemi yok!

Halen çadırda yaşamışlar, onlara tayin hakkı verilmemiş, aile bütünlüğü bozulmuş, kiralar 20 bin olmuşken belediye şirket işçilerinin maaşı 13000 TL'de kalmış, kayyum belediyelerde çalışan işçilerimizin seçim yaklaştıkça gözlerine uyku girmemiş, işten atılma korkusu yaşamışlar ne önemi var!

Vur patlasın çal oynasın!

Yeter ki sizin keyfiniz yerinde olsun.

Ancak bu devran böyle gitmez. Bu kadar adaletsizliğin olduğu bir ortamda ' Allah kimseyi çaresiz bırakmasın' diyen yüreklerin ahı herkesi yakar kavurur.

Hadi bu yazıyı da şöyle bitirelim.

Hiçbir şey yapamıyor musunuz konserlere gitmeyin be!

Bir tepkinizi görelim, insanlığın ölmediğini hatırlatın.

Gittiğiniz her bir konserde işçilerimizin alın teri var. O alın terinin altında bilmeden ıslanmayın.