Bugün bu satırları 10 Muharrem 1446 Hicri ve 16 Temmuz 2024 Miladi takvim gününde yazıyorum.

Bugüne sabah erkenden bir dua ve niyaz ile başladım.

O duam ve niyazım şudur:

On Muharrem Aşure Günümüz mübarek olsun.

Sağlık ve esenlik ile ağzımızda tat olsun.

Tüm hayatımız iman ve salih işlere denk olsun.

Bu gün maddi ve manevi yükselişe milat olsun.

Huzur ve mutluluk içinde sırtımız pek olsun.

Kazancımız ve rızkımız bereketli kat kat olsun.

Sabır ve şükrümüz son nefesimize dek olsun.

Bu gönlüm Dünya ve Ahirette murat bulsun. 

Vesselam.

Bu dua ve niyazım inşallah kabul olsun. Gerçekten Aşure Günü bir milat. Mü’minler için Aşure Günü bir murat.

Aşure Günü kurtuluş günüdür.

Hep Aşure dedik. Dua ettik. Peki nedir Aşure Günü? Düşündük mü hiç?

Bugün Aşure Günü. Nedir Aşure Günü? Aşure Günü neden mühim?

İnancımıza göre birçok büyük hadiseler Aşure Günü’ne denk gelmiştir. Elbette bunda hikmetler vardır. Yine inancımıza göre, büyük kurtuluşlar hep bu günde tecelli etmiştir. 

1. Hz. Âdem'in (as.) tövbesi bu günde kabul edilmiştir.

2. Hz. Nuh’un (as) gemisi Cudi Dağına bu günde demirlemiştir.

3. Hz. İbrahim'in (as) oğlu Hz. İsmail (as) bu günde doğmuştur.

4. Hz. Davud'un (as) tövbesi bu günde kabul edilmiştir.

5. Hz. Yusuf (as) kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan bu günde çıkarılmıştır.

6. Hz. Yakub'un (as), oğlu Hz.Yusuf'un (as) hasretinden dolayı kapanan gözleri bu günde tekrar görmeye başlamıştır.

7. Hz. Eyyub (as) hastalığından bu günde şifaya kavuşmuştur. 

8. Hz. Yunus (as) balığın karnından bu günde kurtulmuştur.

9. Hz. Musa (as) ve kavmi, Firavun’dan bu günde kurtulmuş, zalim Firavun ve ordusu bu günde sulara gömmüştür.

10. Hz. İsa (as) bu gün dünyaya gelmiş ve bu gün semaya yükseltilmiştir. 

Neticede Aşure bir kurtuluşu ve sevinci temsil eder. Ve bu sevinçlerin miladını (başlangıcını) temsil eder. Aşure muratların tecellisini temsil eder.

Aşure Gününde oruçlu olmak ve hatta sırf Aşure Günü değil, Aşure’nin yani 10 Muharrem’in öncesini ya da sonrasını da oruçlu geçirmek bir Peygamber Sünnetidir. Sevgili Peygamber Efendimiz (asm) Medine’ye geldiğinde Yahudilerin Aşure gününde oruç tuttuklarını görünce onlara bu orucu neden tuttuklarını sormuş, Yahudiler, “Allah’ın Musa Peygamber ve İsrailoğulları’nı bu günde kurtardığını, Musa Peygamber’in o günde şükür maksadıyla oruç tuttuğunu, kendilerinin de bu konuda Hazreti Musa’ya uyduklarını” söylemişlerdir. Allah Resulü de, ‘Biz Musa’ya sizden daha yakınız ve bunu yapmaya daha layığız” buyurarak Müslümanlara Aşure gününde oruç tutmalarını emretmiştir. Bir yıl sonrası için de sırf Yahudilere muhalefet olsun ve onlara benzememek için Aşure  Gününün öncesinde ya da sonrasında da oruç tutmayı emretmiştir.

Aşure Günü mübarektir ve oruçla geçirilmesi bir sünnettir.

Aşure Günü milat ve murat günüdür. Aşure Günü dua ve kurtuluş günüdür. Bunu ruhumda ve tüm kalbimde hissediyorum.

Bu nokta itibariyle şunu da belirtmek istiyorum. Elbette Aşure Gününün bir de matem günü olma özelliği vardır. Onu da ruhumda ve kalbimde hissediyorum.

Sevgili Peygamber Efendimizin (asm) torunu ciğerparesi cennet gençlerinin Efendisi Hazreti Hüseyin’in 10 Muharrem 61’de (10 Ekim 680) Kerbela’da şehid edilmesinden sonra bu tarih biz Müslümanlar için matem ve yas günü olarak da anılır olmuştur.

Burada ifrata ve tefrite düşülmemesi gerektiğini düşünüyorum.

Bundan asırlar öncesi meydana gelen bir acı hadiseyi sanki daha dün olmuş gibi canlı ve diri tutmanın kimseye faydası olmaz. Kerbela Faciasını aşırı şekilde anmak, Hazreti Hüseyin’in acısını paylaşıyorum diyerek “kendi vücudunu demirle parçalamak suretiyle kendine acı çektirmek ve dışarıya hoş olmayan görüntü vermek, sırtı zincirle yara bere içinde bırakmak, ağıtlar yapmak” ne İslam’a uygun, ne de akla uygundur.

Yazımda bu noktaya kadar beyan ettiklerimden çıkan sonuç şudur ki, Aşure Günü dua, milat, murat, kurtuluş, oruç ve matem günüdür.

Bunların hepsinden de bir tek sonuca ulaşıyorum.

Benim Aşure Günü hakkında tefekkürümden çıkan sonuç şudur. Bu sonucu açıklıyorum:

“Aşure Günü Hikmetli bir Gündür.  

Aşure Günü’nü milat almak ve kurtuluşa vesile kılmak gerekir. Zaten tarihteki birçok önemli hadise bu günde vuku bulduğuna göre bu günde hikmet vardır ve biz dahi bu hikmete (güzel, faydalı, hayırlı ve önemli başlangıçlara) talibiz ve o hikmetle galibiz. 

Vesselam.