Zaman zaman Müslümanların hayatında çok önemli bir yere sahip büyük şahsiyetlerin hayatlarına kısada olsa yer vermeye çalışıyorum. Aslında, o büyük zatların içinde bulunduğu manevi dereceleri anlatmanın benim gibi sıradan biri için çok zor olduğunu da biliyor değilim...
Zaman zaman Müslümanların hayatında çok önemli bir yere sahip büyük şahsiyetlerin hayatlarına kısada olsa yer vermeye çalışıyorum.
Aslında, o büyük zatların içinde bulunduğu manevi dereceleri anlatmanın benim gibi sıradan biri için çok zor olduğunu da biliyor değilim.
Her şeye rağmen o büyük zatların hayatlarından bahsederek yazılarım ve ruh dünyamın şerefleneceğini de düşünüyorum.
Ayrıca, onlar bize yol gösteren rehber ve ışıklar olup başımızın tacıdırlar.
İşte manevi ve ilmi derinliği çok yüksek yıldız şahsiyetlerden biride Ahmet Bin Hanbel Hazretleridir.
Hepimizin bildiği gibi Ahmet Bin Hanbel Hazretleri Ehli Sünnet mezheplerinden olan Hanbeli Mezhebinin imamıdır.
Çok küçük yaşlarda kitabımız Kur'an-ı Kerimi ezberlemiş Hadis, Fıkıh gibi ilimlerde çok ileri seviyelere çıkmıştır.
Genç yaşında gerek ilmi gerekse şahsiyetiyle çevresinde tanınarak zamanın alimlerinin dikkatini çekmiştir.
Dönemin alimlerinden biri, 'Bu çocuk yaşarsa zamanındakilerin ilimde rehberi olacaktır' değerlendirmesinde bulunmuştur.
O büyük zat Hadis İlminde belli seviyelere gelmek için çok büyük çaba ve mücadele vermiştir.
Mezhep İmamımız İmam-ı Âzam Ebu Hanife(ra)'nin talebesi İmam-ı Ebu Yusuf Hazretlerinden fıkıh ve hadis dersleri almıştır.
Bağdat'ta bulunan meşhur alimlerden de ders aldı. Sonra ilim tahsili için seyahatlere başladı. Basra, Küfe, Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevvere, Şam'a giderek Hadis İlmini öğrendi. Hadis ravilerini bizzat görerek onlardan Hadis-i Şerif dinledi.
Ahmet Bin Hanbel Hazretlerinin hayatı anlatmayla bitmez. Kısaca, Hadis İlminde zamanının en büyük alimidir.
Üç yüz binden fazla Hadis-i Şerifi senetleriyle birlikte ezbere bilirdi. Kendisinden pek çok alim, Hadis-i Şerif nakletmiştir.
Ahmet Bin Hanbel büyük bir müfessir, yüksek bir muhaddistir. Tefsiri yüz yirmi bin Hadis-i Şeriften meydana gelmiştir. Birçok muhaddis yetiştirmiş ve bundan dolayı kendisi 'Üstad-ül Müfessirin' ünvanıyla anılmıştır.
Ahmed Bin Hanbel Hazretlerinin en büyük eseri Hadis-i Şeriflerin toplandığı 'El-Müsned' adlı kitaptır.
İmam-ı Şafii Hazretleri, Ahmed Bin Hanbel Hazretlerinin ilmi seviyesinin yüksekliğini ve abid bir kul oluşunu şu şekilde ifade eder:
'Bağdat'tan ayrıldığım zaman, orada Ahmed bin Hanbel'den daha alim daha fakih, ondan daha çok haramlardan ve şüphelilerden kaçan kimseyi bırakmadım.'
Ahmet Bin Hanbel Hazretleri dört büyük hak mezhepten birinin imamı olacak kadar çok büyük bir şahsiyet olup beni en çok etkileyen taraflarında biri de BÜYÜK BİR MÜCADELE adamı olmasıdır.
Zaten tarihe baktığımız zaman manevi şahsiyeti yüksek zatlar büyük mücadeleler vermişler, aynı zamanda büyük zulüm ve işkencelere maruz kalmışlardır.
Bu büyük mücadeleyi ehli sünnet düşmanlarına karşı vermişlerdir.
Eğer, bugün 'Ehli Sünnet Vel Cemaat' iman ve itikadına sahipsek bu büyük zatların çok büyük emeği olduğu unutulmamalıdır.
Biz bu mücadeleyi İmam-ı Rabbani(ks) ve İmam-ı Azam Ebu Hanife(ra) Hazretlerinin hayatlarında da görmekteyiz.
İmam-ı A'zam Ebu Hanife(ra) bütün zorlamalara rağmen hükümet ve siyaset işlerine asla karışmamış, Abbasi Halifesi Ebu Cafer Mensur tarafından hapse atılıp akıl almaz işkencelere tabi tutularak zindanda şehit edilmiştir.
İşte bu işkencelerden Ahmet Bin Hanbel Hazretleri de fazlasıyla nasibini almıştır. Sapık Mu'tezile Mezhebi mensuplarının tesirinde kalan Abbasi Halifesi Me'mun zamanında çok büyük işkenceler görmüştür.
İslam'ın özüne aykırı fikirlere katılmadığı ve Mu'tezile müntesiplerinin fikirleri doğrultusunda görüş beyan etmediğinden hapse atılmış, şiddetli kamçı darbelerine rağmen fikirlerinden vazgeçmedi.
Uygun ifadeler kullanmak kaydıyla serbest bırakılma teklifini de reddederek asla sözünü değiştirmemiştir.
Az yer az uyur çok ibadet eden örnek bir şahsiyetti. O büyük zat bir Cuma günü her fani gibi vefat etti. Allah(cc) rahmet eylesin şefaatine bizleri nail eylesin.
Şimdi gelelim asıl meseleye.
O büyük zatlar dinimizin sapasağlam bize kadar ulaşması için üzerlerine düşeni yaparak vazifesini yerine getirmişler. Allah(cc) hepsinden razı olsun.
Ahmet Bin Hanbel Hazretlerinin mücadelesini düşündükçe içim acıyor, halimize utanıyorum!
Bugün, Ayet-i Kerime, Hadis-i Şerif ve İslam'ın temel esaslarına, mezheplere, tasavvufa akıl almaz saldırılar yapılırken hem de bunların çoğu ilahiyatçılar iken bunlara karşı mücadele vermesi gereken kişi ve kurumlar bu mücadeleyi hangi ölçüde vermektedirler?
Bu sorunun cevabını verebilecek bir babayiğit varsa buyursun!