Üç Aylarınızla kandilinizi tebrik ederiz. Bu rahmet, mağfiret ve kurtuluş mevsimi ile ilâhi teveccühe mazhar Regaib Gecesi ve Cuma Günü, inşallah, insanlığı içine düştüğü girdaptan çekip çıkartır, yeryüzüne huzurun, adaletin ve barışın dönmesine vesile olur. Ümmet-i Muhammed'in birlik ve dirliğine kapı aralar. Kalbler mâverada ve eller semadayken gönüllerin mazlum ve mağdurlarla olmasını, bir geceliğine, bir günlüğüne onların yerine kendimizi koymamızı dileriz.

Bir tarihi yapanlar vardır, bir de tarihi yazanlar. Tarih, tarihi yapanlar hayattayken doğru şekilde yazılamaz. Tarihi yapanlar hayattayken çok kere göze girme, daha fenası dalkavukluk, makam, mansıp, kapma ön plana çıkar. Böyle davranmayanlar da ceza görür:

İsmail Hami Danişmend'in "Osmanlı Tarihi Kronolojisi" adında 5 cildlik bir eseri vardır. Takvime göre küçük malumatlar arzıyla yazılmıştır. Bu eser çıktığında Tek Parti döneminin İstanbul Üniversitesi profesörleri, onu meydana yığarak ateşe vermişlerdi.

Sebep, eserde Atatürk'ten söz edilmemesidir. Halbuki Mustafa Kemal, Sultan Vahideddin'in yaveri olmasından itibaren sahnededir. Sofya ataşemiliteri olmuş, Trablusgarb harbine katılmış, Filistin'de Yıldırım orduları başındayken ağır kayıp yaşanmış ve sonraki malum gelişmeler. İ.H.Danişmend, bunları fazlasıyla bilmesine rağmen yine de bahsedememiştir.
Zira o tarihlerde daha sonra tâ bu asrın başına kadar devam edecek şekilde resmi tarihte bir çarpıtma hakimdir. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının bir gün İstanbul'dan gizlice Bandırma adlı kırık bir vapura binerek 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığı yazılmıştır. Doğru ise bu değildir:

Sultan Mehmed Vahideddin, Anadolu'da işgale karşı yer yer başlamış olan kıyam hareketlerini teşkilatlandırmak için bir zabiti gönderme niyetindedir. Bunun için Almanya seyahatinde maiyetinde kendisine yaverlik yapan Mustafa Kemal'i düşünmüştür. Bunu düşünmüş, Yıldız sarayına çağırıp konuşmuş, satıp paraya çevirdiği atlarının parasını da tahsisat olarak kendisine vermiştir. Ayrıca gizlice gidilmemiştir. İngiliz işgalindeki İstanbul'da her taraf tutulmuştur. İngilizlerin "görülmüştür" kaydıyla izin vermeleriyle seyahat başlamıştır. Vapur da son derecede sağlamdır.

İsmail Hami Danişmend, bunları yazsa o günün şartlarında hayatını tehlikeye atabilirdi. Yazmayınca da fikren linç edilmek istenmiştir. O günler öyle bir tek parti demir pençesindedir ki TDK Sözlüğünde kemalizm maddesi şöyle yazar "Kemalizm: Türk'ün dini." Şiirler, nutuklar ve yakın günlere kadar okul andı hep bunu besler mahiyettedir.
Bu çok uzundur; ancak kitaplara sığar.

Şu kadarcık malumattan çıkan netice ise şudur:

Adına ister "resmi tarih", isterse "yakın tarih" densin. Kimseye hakaret etmeden, fakat kimseye dalkavukluk da yapmadan 1839 Tanzimat Fermanından bu yana olan zaman tamamen ilmi kıstaslarla yeniden yazılmalı..

Devlette devamlılık esastır. İstanbul'da Meclis hayatı tehlikeye girince Ankara'da Büyük Millet Meclisi açıldı. Açılış Hacı Bayram-ı Veli Camii'nde dualarla yapıldığı gibi İngilizler, Meclis-i Meb'usan'ı dağıtınca buradaki mebuslar da Ankara'da TBMM'de toplandılar. Bu ilk meclis, millet iradesinin karşılığıydı. Muhalifi ve muvafıkıyla demokratik bir meclistir. Ama Mustafa Kemal ve etrafındakiler, vaziyete hakim olunca muhalifleri tasfiye ettiler.

Cumhuriyet, bir rejim modeli olduğu halde yakın zamanlara kadar demokrasi gibi gösterildi. Bilindiği gibi biri devlet etme, diğeri hükümet etme şeklidir.

23 Nisan 1920'nin 100. yılına şunun şurasında 5 sene var. Ardından Cumhuriyetin 100. yılı gelmekte. Fikri kalkınma da maddi kalkınma kadar değerlidir. Hatta belki daha önemlidir. Yalnızca hava limanını köprüyü vs. düşünmemeli. Tarihin köprüleri de sağlam şekilde tesis edilmeli.

Tarihi yapanlar sahneden çekildiğine göre Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı, Sultan Abdülaziz'in öldürülmesi, Ali Suavi Vak'ası, 1876 Harbi, Kanun-ı Esasi, İlk meclis, Abdülhamid dönemi, 31 Mart Vak'ası, II. Meşrutiyet, İttihad ve Terakki, Harplar, İstiklal Harbi, meclisin açılması, 1923-1938, 1938-1950 Dönemi, inkılaplar, çok partili hayat, darbeler şeklinde her şey, tekrar ve fikir namus ve haysiyetiyle objektif bir şekilde kaleme alınmalı. 2015-2023 arası muazzam bir kültürel seferberlik yaşanmalı.

Topraklarımız ve istikbalimiz üzerinde İttihatçıları destekleyen Alman, kemalileri destekleyen İngiliz mücadelesi sonraki zamanlara yön vermiştir.

Artık 23 Nisan, "neş'e doluyor insan!" Çocukça duygularıyla eğlenecek vakitler arkada kalmalı. Derin tefekkürle düne ışık tutup, fetih aşkıyla yarınlara yönelmeliyiz.
Tarih, ilk düğmedir.

Bu düğme bugüne kadar yanlış olarak ilikli kaldı.