Bu Ülke, bu kutsal Anadolu ve Ecdadımızın bize emaneti olan bu Vatan, 1923’ten 100 yıl sonra, tekrar “ikbal ve istikbal” yol ayrımındadır. 100 yıl önce de ikbal peşinde koşan bazı kişiler vardı. 100 yıl önce de bu vatanı ecdadımız, imanlı mücahidler kurtardı ve ardından ikbalciler devreye girerek, Ülkeyi kafalarına göre yönettiler.

Bu Ülke, bu kutsal Anadolu ve Ecdadımızın bize emaneti olan bu Vatan, 1923'ten 100 yıl sonra, tekrar 'ikbal ve istikbal' yol ayrımındadır.

100 yıl önce de ikbal peşinde koşan bazı kişiler vardı. 100 yıl önce de bu vatanı ecdadımız, imanlı mücahidler kurtardı ve ardından ikbalciler devreye girerek, Ülkeyi kafalarına göre yönettiler.

Benim için, benim gözümde bundan 100 yıl önce ecdadımız istikbalci ve karşılarında yer alan kitle ise ikbalciydi.

Şimdi, yine 100 yıl sonra, bir mühim seçim öncesi, evet 2023 seçimleri öncesinde, ikbalciler ile istikbalciler karşı karşıyadır.

Şimdi, önce 'ikbalci' ne demek, 'istikbalci' ne demek? Bu iki kavramı açıklayalım.

İkbalciler: Yüksek makam ve mevki kapma telaşında olanlar. Menfeatperstler. Çıkarcılar.

İstikbalciler: Gelecek zamanı Milleti ve Ülkesi için değerlendirerek, Vatan ve Devlet için canları pahasına fedakarlık gösterenler. Menfaat peşinde koşmayanlar. Çıkarını düşünmeyenler.

İşte bu iki ayrımdan yola çıkarak sosyal medyada daha geçen gün şu paylaşımda bulundum. Esasında bu bir duadır. Maksat bir açıklama ve geleceğe dair görüş belirtme olduğu kadar, bir duadır. En başta duadır, sonra açıklamadır.

İşte o dua ve açıklamalarım:

'Ben 2023 yılı seçimleri için şahsi ikbali değil, Milletimin, Vatanımın, Ülkemin ve Devletimin istikbalini daha önemli ve öncelikli görüyorum. Dualarımız Ülkemizin güvenliği, Milletimizin selameti, Vatanımızın huzuru ve Devletimizin sonsuza dek payidar olması içindir.
Vesselam.'

Ben 2023 yılı için bu dua ve temennilerimi her fırsatta sosyal medyada ve çevremde ifade ediyorum. Bizim şahsi ve menfaate dayanan hiçbir beklentimiz yoktur 2023 için. Zaten 2023'ten önce de kendi şahsımız için bir şey istemedik. Ne istemişsem 'Milletimin, Vatanımın, Ülkemin ve Devletimin istikbali' için istedim ve bu uğurda çalışma gösterdim. Hiçbir kimsenin şüphesi olmasın ki yine aynı çaba ve çalışmayı göstereceğim. Ve yine hiçbir kimsenin şüphesi olmasın ki ben 'galip' geleceğim.

Geçen gün bu hususta da sosyal medyada şöyle bir paylaşımda bulunmuştum.

'Hiç kimsenin şüphesi olmasın galip geleceğim.

Hiç kimsenin şüphesi olmasın garip geldim garip gideceğim.

Vesselam.'

Evet, 'galip geleceğim, garip geldim garip gideceğim.' Galip gelmek üzerine söz söylememe gerek yok. Şu garip halimden biraz söz edeyim.

Çevremde birçok kişinin ikbal peşinde koştuğu, etrafımda birçok kişinin makam ve mevkii için takla attığı malum bu zamanda hiçbir kimseden makam ve mevki istemedim ve ikbal peşimde koşmadım.

İşte 2023 yılı geldi. Bu yıl Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri olacak. Herkes ikbali için konum alarak kazananlara ya da kazanacağını tahmin ettiği yerlere yatırım yapıp siyasilerin ardından giderken biz, 'Ülkemizin, Vatanımızın, Devletimizin ve Milletimizin birlik ve beraberliği, huzur ve selameti için kesin tavır belirledik ve 2023 istikbalimiz için Nurlu ve yeni günlerin başlangıcı olsun' diye dualar ediyoruz.

Bu gariplik değil de nedir? Olsun biz garip olalım. Çünkü Sevgili Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in (asm) selamı ve muhabbeti ta asırlar öncesinden bizedir.

'İslam garip olarak başladı. Başladığı gibi yine garip olarak dönecektir. Öyleyse ne mutlu o gariplere!' (Hadis-i Şerif)

Evet, biz garip olmaya razıyız. Gerçi bu Toplumda 'garipler en azından 100 yıldır mağluptur.' Kimler galiptir? Makam ve mevki peşinde koşanlar, menfaat ve maddi fayda ardından gidenler bu Ülkede en azından 100 yıldır etkilidir. Ve adeta her yeri ele geçirmişlerdir.

Maalesef iktidarda olanlar da hep makam ve mevki peşinde koşanlara, menfaat ve maddi fayda için hoplayıp zıplayanlara kapılarını açmıştır. İktidarların o adamlara kapıları açması beraberinde alçaklık ve yalakalık devrini getirmiştir. Bu Ülkede en azından 100 yıldır durum üç aşağı-beş yukarı bu minvaldedir. Bazı dönemlerde (mesela Osmanlı Devletinin yükseliş dönemlerinde ehliyete, liyakate önem verilerek, adalet üzere yönetim icra edilerek) başarılar elde edilmiş olabilir. Bu Ülkede geçmiş yıllarda adalet ve liyakat üzere icra edilmiş yönetimlere ve o yönetimi gerçekleştirmiş yöneticilere sevgim ve saygım var. Sözüm Meclisten dışarı.

Ancak yönetimin hırslılar ve aç gözler tarafından ele geçirildiği dönemler ve o dönemlerin yöneticilerine de hiç sevgim ve saygım yoktur.

Ben 35 yıldır Devlet Memuruyum, maalesef her dönemde şunu gözlemledim. Yönetim muhteris (hırslı) ve kifayetsiz (yeterliliği olmayan) kişilerin eline geçmiştir hep. Kifayetsiz Muhterisler çok tehlikelidir. Kifayetsiz Muhterisler, bir işi yapabilmek için gerekli bilgi ve yeterliliğe sahip olmadığı halde o işi yapabilmek için her şeyi yapabilecek kişi (menfaati için her türlü şaklabanlığı yapabilecek kişi, yani dalkavuk) olarak tanımlanabilir. Dalkavuklar bu Ülkede Osmanlı'nın son döneminden itibaren hep etkili olmuşlardır. Yönetimde, iktidarda kim olursa olsun, etkili olanlar hep dalkavuklar olmuştur.

Yönetimde bilimsel bir teori var. 'Dunning-Kruger Teorisi' diye bir teori var. Kifayetsiz muhteris kişilerin özellikleri Dunning-Kruger Etkisi ile anlatılmaktadır. Peki, Dunning-Kruger Etkisi nedir? Justin Kruger ve David Dunning isimli iki psikiyatri uzmanı yaptıkları bilimsel araştırmalara dayanarak bir teori geliştirirler. Bu teoriye göre, 'cahil ve niteliksiz insanlar, bilgili, kültürlü ve nitelikli insanlardan daha çok kendilerine güvenirler, kendilerini toplumsal yaşamda daha çok öne çıkarırlar.'

Toplumda 'meydanı boş buldular' diye bir tabir var ya! İyiler, doğrular ve kanaat sahibi insanlar bir kenara çekilir, aç gözler saldırışa geçerler. Aynen öyle.

Kültürlü, hırslı olmayan, nitelikli, bilgili ve aydın insanlar Yönetimde tevazu gösterip kendilerini öne çıkartmayıp hatta keşfedilmeyi beklerlerken, 'cahil, kültürsüz, niteliksiz, hırslı ve hırsız insanlar öne çıkarak, yönetimde etkili olurlar.' Aynen Ülkemizde bir asırdır olduğu gibi.

İşte bu cahil, kültürsüz, niteliksiz, hırslı ve hırsız insanlar ikbalcilerdir. Kültürlü, hırslı olmayan, nitelikli, bilgili ve aydın insanlar ise istikbalcilerdir.

Bu Ülkede belki 100 yıldır, benim de bizzat gözlemlediğim en az son 35 yıldır ikbalciler yönetimde etkilidir.

İnşallah 2023 yılında Ülkemizin bu makûs ve uğursuz talihi döner ve geleceği düşünen, Vatan, Millet, Devlet ve Ülke için yalnız istikbali hedefleyen 'garipler' işbaşına gelir.

'İnşallah' diyorum. Sonsuz kere 'inşallah' diyorum.