Tarih yaşanmış bitmiş bir mevta değil, geleceğe uzanan bir sürecin köklerini oluşturan canlı organizmadır. Bu canlı organizma tarih şuurunun ortadan kalkmasıyla mevtaya dönüşür...
Tarih yaşanmış bitmiş bir mevta değil, geleceğe uzanan bir sürecin köklerini oluşturan canlı organizmadır.
Bu canlı organizma tarih şuurunun ortadan kalkmasıyla mevtaya dönüşür. Bunun en önemli göstergesi de bir milletin fertlerinin geçmişine olan düşmanlığıdır.
Üzülerek ifade etmeliyim ki, bugün milletimizin içinde kendi tarih ve kültürüne düşmanlık besleyen insan sayısının her geçen gün arttığına tanık olmaktayız.
En vahimi de çocuklarımıza tarihimizi öğretmekten çok uzağız. Milli Eğitim sistemimiz çocuklarımıza tarih şuurunun kazandırılmasında çok yetersiz kalmaktadır.
Şunu bir eğitimci olarak net olarak söylüyorum; çocuklarınıza tarih şuuru kazandırılmasında en büyük vazife siz ana babalara düşmektedir.
Bu vazife yerine getirilemediği sürece çocuklarınızın geçmişine, tarihine ve kültürüne düşman olması kaçınılmaz olur.
-Çocuklarımıza tarih şuurunu nasıl kazandırabiliriz?
Tarih bilmek tarih şuurunun kazandırılmasına katkı yapsa da yeterli değildir. Tarih şuuru farklı etkinliklerle daha etkin kazandırılır.
Japon olmayan birinin Japon Tarihini bir Japon'dan daha iyi bilmesi o kişiye bir Japon kadar Japon Tarih Şuurunu kazandırmaz.
Elbette ki, her fert kendi milletinin tarihini ideolojik saplantılardan uzak öğrenmelidir. İçinde bulunduğumuz ideoloji tarihimizin öğrenilmesine engel teşkil etmemeli hele hele düşman hiç etmemelidir!
Tarih şuurunun kazandırılmasında tarih kitaplarından çok tarih dergileri daha etkili olmaktadır. Çünkü tarih dergileri, yaşanmış tarihin içinden milletin ruhuna hitap eden bir takım olay ve olguları sunar.
Mesela, adalet, merhamet, inanç hürriyeti gibi.
Ülkemizde geçmişe oranla bugün tarih dergilerinin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu birkaç dergiden birisi de YEDİKITA TARİH VE KÜLTÜR dergisidir.
Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi baskı, dizgi ve içerik olarak herkesin rahatlıkla okuyabileceği, özellikle gençlere tarih şuuru kazandırma da çok etkili olabilecek bir dergidir.
Dergi ayda bir çıkmakta, yıllık abone ücreti de çok makul seviyelerde olup fiyatı en düşük bir sigara paketinden daha düşüktür.
Bu derginin içeriğinde milli ve manevi değerlerimizin hilafına bir konu asla yer almayacağı gibi alması bile düşünülemez!
Abone olmak isteyenler 'yedikita.com.tr' adresine girerek işlemlerini yaptırabilirler. Derginin evlerimize girmesi çok önemlidir. Çünkü, göz önünde bulunması okunmasına daha fazla katkı yapmaktadır.
Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisinin Kasım 2020 sayısında işlenen konulardan 'Batılı Seyyahların Gözüyle Osmanlı'da Adalet' konusu ile ilgili yabancıların sözlerine yer vereceğim.
'Bütün işler burada süratle yapılır. Bir mesele ortaya konunca araştırılır, yargılanır ve hükme bağlanırdı. Bir dava en fazla dört veya beş gün içerisinde neticelenirdi. Ancak, iş çok zor olduğu zaman dava uzayabilirdi.' (Fransız Jean de Thevenot)
'Osmanlı'da yol kesme, ev soyma, dolandırıcılık ve yankesicilik gibi hadiseler adeta meçhul gibidir. Harp halinde olsun, sulh halinde olsun yollarda evler kadar emindir….Nice yıllar içinde ancak nadir hadiselere tesadüf edilebilir.' (İngiliz Sir James Porter)
'Osmanlı Ordusu hareket halinde iken geçtiği yerlerdeki ahalinin, yağmaya uğrama, kız ve kadınlarına taarruz edilme gibi ahvalden şikayet ettikleri vaki değildir. Askerler, ahaliye kötü muamele etmezler. Sahip olmak istedikleri eşyayı pazarlık yaparak ve peşin ödeyerek satın alırlar. Bence bu adalet ve hakkaniyet halidir ki Türklerin muvaffakiyetlerine sebep olmakta ve imparatorlukları gittikçe büyümektedir.' (İngiliz Ricault)
'Burada sonsuz bir hürriyet içinde yaşanır, kimseyi hayrete düşürmeden her şey yapılabilir. Avrupalılar burada bir cumhuriyetler birliğindeymiş gibi yaşarlar. Bu yüzden Avrupalılar İstanbul'a bayılır ve gönülden bağlanarak kök salarlar.' (İtalyan Edmando de Amicis)
Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisinde tarih ve kültürümüze dair konular titizlikle seçilerek okuyucuların hizmetine sunulmaktadır.