Vasiyetim derken, vasiyet ile miras arasında ki illiyet bağından hareketle falan yer falan oğluma, filan yer filan oğluma ve geri kalanlar da iki kızım arasında paylaşılsın gibi garip ve hatta ucube bir başlangıç yapmama zaten imkân ve ihtimal yoktur...

Vasiyetim derken, vasiyet ile miras arasında ki illiyet bağından hareketle falan yer falan oğluma, filan yer filan oğluma ve geri kalanlar da iki kızım arasında paylaşılsın gibi garip ve hatta ucube bir başlangıç yapmama zaten imkan ve ihtimal yoktur.

Bu ihtimalsizlik ve imkansızlığın en temel iki gerekçesi mevcuttur.

A: böyle bir şeyi kaleme almayı zül addederim

B: dağıtacak bir şeyimiz zaten yok.

Ama !

Olması demek birazdan bahsedeceğim asil, asıl ve tek vasiyetimi yapmama asla engel olacak değildir.

Yavrularım !

Elbette isterdim sizlere belli bir miktara tekabül eden bir dünyalık bırakmayı. Öyle azdıracak miktar değil ama birilerine mahcup ve muhtaç kılmayacak bir cins ve miktarda…

Sağlık olsun deyip bu gereksiz bahsi kapatıp esas vasiyetime geçmek istiyorum.

Her sohbet ettiğimiz de ve her konuştuğumuz da sizlere demiştim ki evvela ve mutlaka adil olacaksınız ve sonra dürüst ve bir de bu iki ana aks üzerinden mutlaka ilkeli olacaksınız diye. Bu üç ana taşıyıcı kolona sadık olmadıktan sonra namaz kılın, oruç tutun, falanı yapın filanı yapın gibi anlamsız ve getirisi olmayan çağrı ve yükümlülükleri dile getirmekten rabbime sığınırım.

İslam, bir cümle ile tanımlayacak olursam eğer adalet, dürüstlük ve ilkeli olmaktır diyeceğim bu üç ana aks üzerinde kendisini temellendirir. Bu ana aks ve temel üzerine konulacak her taş işte o zaman anlamlı, değerli ve getirisi olan bir amil cinsine evrilecektir.

Bu ana aks ve bu taşıyıcılardan mahrum her türlü ritüelin oyun ve eğlenceye tekabül ettiğine dair zerrece kuşkum yoktur ve dolayısıyla malayani bir uğraşın ta kendisidir. Son yılların en moda uğraşı işte bu üç ana taşıyıcıdan mahrum namazcıların, türbanlıların ve klavye kahramanlarının arzı endam eylediği bir süreçtir.

Ve bu süreç, sürecin kahramanlarının kendisini tatmin etmediği gibi hiç kimsenin duygu dünyasına dokunmamış, inandırıcı bulunmamış, adil, dürüst ve ilkeli Müslümanların vicdan duvarlarında binbir parçaya bölünmüştür.

Şaklabanların, soytarıların, silik kimliksizlerin kuru bir yat kalk ve aç kalma ameliyesinden öteye gitmeyen bir takım davranış kalıpları, Kuran'ın ciddiye alıp değer biçeceği uğraş ve ibadet kıstaslarına bir gram dahi benzerlik göstermemiştir.

Allah ve onun rızasını öncelememiş ve hatta devreye dahi sokmamış, salt dünyalık çıkar, ihtiras, hesap ve beklentilerine kavuşmak için binbir türlü küçüklüğün istekli figüranları olanları rabbim çek etmiş ve adil, dürüst ve ilkeli Müslümanlara da beyan etmiştir.

Ciddi ile ciddiyetsiz, samimi ile lakayt, sekülerist ile Müslüman, don kişot ile ceht edeni bu denli net şekilde ayrıma tutan Allah, adil, dürüst ve ilkeli olanları bir kez daha ayrıştırmış, safları netleştirmiştir.

Yavrularım !

İşte her şeyin anlamının, öneminin, değerinin ve sahip olduğu bütün anlamlı öğelerinin böylesine iç edildiği bu süreç, adil, dürüst ve ilkeli olanların zayiatsız ve ya en az zararla kapatacakları bir süreç olacaktır.

İşte buradan hareketle illaki ve mutlaka namaz kılmalısınız demiyorum !

İllaki ve mutlaka oruç tutacaksınız demiyorum!

İlla ve mutlaka Hacca gideceksiniz demiyorum !

Ama ilaki ve mutlaka adil olunuz

İllaki ve mutlaka dürüst olunuz

İllaki ve mutlaka ilkeli olun ve ilkelerinizden de sapma göstermeyin diyorum !

İşte bu üç ana temel üzerine neyi ekler ve neyi bina ederseniz çifte kavrulmuş olur ve işte bu yol üzere evvela Allah'ı ve sonra beni, sonra kendiniz ve haliyle etraf ve eşrafınızı da memnun ve mutlu edeceksinizdir.

Yavrularım!

Hiçbir şey ve hiç kimsenin memnuniyeti Allah ve onun rızasından daha evla değildir!

Hiçbir şey sizin değil ve sizinle baki kalıcı değildir!

Aklınızı kullanın ve unutmayın ki adil, dürüst ve ilkeli olanlar kalıcı, anlamlı ve gerçek değeri olanlara yatırım yaparlar.

Mahcup eyleme ya Rab…