Asker, polis deyince ne yalan söyleyeyim benim kalbimde en birinci sıradalar. Her an şehit olabilmeyi göze alan vatan, bayrak ve millet için canını hiçe sayan yiğitlerdir onlar. Yanındaki arkadaşlarının şahadetine tanık olanlardır.
Asker, polis deyince ne yalan söyleyeyim benim kalbimde en birinci sıradalar. Her an şehit olabilmeyi göze alan vatan, bayrak ve millet için canını hiçe sayan yiğitlerdir onlar. Yanındaki arkadaşlarının şahadetine tanık olanlardır. Ailelerinin yüreğinde hep bir endişe vardır. Bu endişeler kimileri için oğlunun, eşinin bayrağa sarılı tabutu geldiğinde yerini acıya bırakır. Elbette şehit ailesi olmak gururdur ama zordur, özlemdir, gözyaşıdır.
Birkaç gün öce Uzman Çavuşlarımızın twitter üzerinden seslerini duyurmaya çalıştıklarını gördüm. Birçoğunun tweetlerine baktım. Ne şehit olmaktan korkmak ne de devletine bağlılıktan zerre ödün vermek vardı. Paylaşımlarında tek yaptıkları hak arayışıydı.
İçim burkuldu, her şeyin en iyisini hak edenlerken kadrolarının bile olmaması hiç yakışmadı.
Bugün bizler başımızı yastığa rahat koyuyorsak vatan nöbeti yapan kahramanlar sayesinde.
1986 yılında çıkarılan Uzman Erbaş Kanunu'ndaki eksiklikler nedeni ile yıllardır mağduriyetler yaşıyorlar.
Terörle mücadele için görev yapıyorlar ama sözleşmeli olarak!
Sağlık, ekonomik ve özlük haklarına yönelik acil düzenleme yapılması şart.
Sözleşmeli değil kadrolu olmalılar.
1,5 milyon uzman çavuşumuz var.
Aile bütünlükleri olmadan üs bölgelerinde operasyonlarda görev yapıyorlar.
Hastalandıklarında hastaneden aldıkları sağlık raporu eğer 90 günü aşıyorsa sözleşmeleri fesh ediliyor. Bu nasıl bir haksızlık?
Hastalandıklarında daha çok destek olunması gerekirken bu muameleyi görmeleri vicdanların kabul edeceği bir durum değil.
20 yıllık uzman çavuşla bir yıllık uzman çavuş arasında fark yok. İkisi de aynı maaşı alıyor.
Her rütbenin görev tanımı ve astlık, üstlük mertebe yok.
Sağlık, çalışma ve nöbet yönetmeliği yok.
En düşük memur maaşı ile emekli oluyorlar.
'Kalırsam gazi, ölürsem şehit' diyebilecek yüreği taşıyan yiğitler sıcak, yağmur, çamur, kar demeden vatanı ve milleti için göğsünü siper edecek kadar sevdalılar bu topraklara…
Kimi anacığını, babacığını son kez göremeden, evlilik yıldönümünde, eşi hamileyken, nişanlı olup düğün hazırlığı yaparken, yeni aldığı arabaya bir kez bile binemeden şehit oluyor.
Allah korusun içlerinden birinin her an şehit haberini alabiliriz. Bu hak arayışı içinde göçüp gitmeleri hepimizin üzerine vebaldir.
Devletimizden beklentimiz bir an önce bu sorunları çözmesidir. Uzun yıllardır yaşanan mağduriyetlerin sonlandırılması onlara gösterilecek bir vefadır. Sadece şehit olduklarında isimlerini duyduğumuz yiğitlerin yaşarken de her birinin isminin bizler için ne anlam ifade ettiğini onlara hissettirmek boynumuzun borcudur.
Bir an önce haklarını aldıklarında mutlu olduklarını bilmek bizlerin de yüreğine su serpecektir.