Dedelerimizin "Harb-ı Umumi" demiş oldukları I. Dünya Harbi,
numara verilerek başlatılmamıştı. II. Dünya Harbi de öyle oldu. Bu
harplerden önceki asırlarda dünyanın değişik bölgelerinde harpler
yaşanmıştı. Yeryüzü savaşlarla ilk defa Harb-ı Umumi'yle tanışmadı.
II. Dünya Harbi'ne gelince bu savaş, ilkinin devamı, ardçı
sarsıntısı mahiyetindedir. Bunlar, 20. asrın, sıcak harpleridir.
Belki de son sıcak harplerdir.
II. Dünya Harbi'nden sonra dünya, bu defa yine ismi daha sonra
konacak olan "Soğuk Savaş" ile tanıştı. Soğuk Savaş, mücadele
biçimiyle bir ilkti. Kullandığı araçlar da ilkti. Yerküre iki kutba
ayrılmıştı. Bir yanda ABD, diğer yanda SSCB vardı. Öbür devletler,
bu iki merkez etrafında kümelenmişti. Soğuk savaşta atom bombası
değil onun elde bulundurmanın verdiği nüfuz kullanılıyordu. Uzay
çalışmaları, tıp, spor, ideoloji, eylem, gösteri, propaganda...
savaş aletleriydi.
Bu savaş, 45 yıl sürdü. 1990'dan bu yana ise dünya, tek kutupludur.
SSCB'nin dağılması üzerine sanıldı ki rakipsiz kalan diğer süper
güç, alıp başını gidecek. Aksine rakipsizliğin verdiği rehavet ve
emniyet hissi, yanlış icraatlara yol açtı.
Bugün Suriye mes'elesi yüzünden ekranlarda, sokakta bize şu
soruluyor: "Üçüncü Dünya Harbi çıkar mı?" Soruda kasdedilen sıcak
harp. Suale şöyle cevap veriyoruz:
-Zaten Üçüncü Dünya Harbi’nin içindeyiz. Bundan sonra harpler,
böyle cereyan edecek. Elektronik, teknoloji, harbin ana unsurları
olacak. Orduların meydanlarda buluşup göğüs göğüse vuruşma
devirleri bitti.
Yeni silahlar; internetten İHA'ya, cep telefonundan doğalgaza...
uzamakta. Bu tank, top gibi klasik silahların devrinin kapandığı
anlamına gelmez. Fakat şimdi akıllı tanklar, akıllı toplar, akıllı
bombalar devrindeyiz.
Rusya'nın yeniden süper güç olma rüyasıyla Suriye üzerinden dünyaya
açılması Üçüncü Dünya Harbi'nde bir perdenin sahneye konmasıdır.
Uçak düşürmemiz harbin günlüklerinden biridir. Fark edilmeli ki
Soğuk Savaş'ta İkinci Dönem başladı. SSCB'den sonra varlığı
sorgulanan NATO şu ân yeniden devrede. Batı, Rusya'ya üstünlük
kaptırmamak için NATO'yu harekete geçiriyor. Moskova ise
fütursuzluk içinde. Ancak bu yola girildikten sonra gidişat da
akıbet de önceden kestirilemez. Washington, büyük bir
basiretsizlikle Suriye'yi Rusya'ya kaptırdı. Şimdi geri koparma
peşinde. Suriye ise Putin kibrinin altında kalacağa benzer. Hangi
ev sahibi evine silahla saldıran bir saldırgandan özür diler.
Moskova, uçağını kaybetmiş olmayı yol kazası sayıp olgunlukla
karşılasaydı bugün iki ülke ve NATO ile Rusya münasebetleri
böylesine diken üstü olmazdı.
Türkiye-Rusya ticari anlaşmalarının bırakınız iptal edilmesini
askıya alınması bile Rus ekonomisini kötü günlere sürükler. Artık
komünizm döneminde değiliz. Rus halkı hürriyet, lüks ve rahatı
tattı. Asıl sarsılacak olan Rusya’dır. Putin böyle bir sarsıntı
üzerine yerini koruyamaz. Vladimir Putin, bir bu tehlikeyi
düşünmeli bir de tarihi hatırlamalı. Âlim-evliya yatağı Afganistan,
Sovyetlere mezar olduğu gibi, Sahabeyi kiram yurdu Şam-ı Şerîf de
Rusya Federasyonuna mezar olabilir.
Her harbin bir veya daha fazla kaybedeni vardır. Soğuk Savaşı, SSCB
kaybetmişti. "Yeni nesil" Üçüncü Dünya Savaşı'nın da kaybedenleri
olacaktır. Veya; Mihail Gorbaçov'un elde tuttuğunu Vladimir Putin
hesapsızca harcayacaktır.