Rusya Federasyonu, Ermenistan'ın fiili garantörüdür. Hudutlar
ve gümrükler Rus asker ve polisinin denetiminde. Bu hâl, Rusların
Ermenilere olan muhabbetlerinden değil, millî menfaatleri
sebebiyledir. Böylece Rusya, güney Kafkasya’da en uç noktaya kadar
sarkmış olma imkânını elinde tutmaktadır.
Ermenistan-Azerbaycan-Dağlık Karabağ-Türkiye-Kapı açılması... gibi
aşılamayan mes'elelerin arka planındaki saklı güç Rusya’dır. Rusya
olmasa biz, Ermenistan'la yaşadığımız problemleri daha bir
kolaylıkla çözebiliriz. I. Dünya Harbi öncesi Ermenileri kışkırtıp
Kürt ve Türk Müslüman Osmanlı ahalisine saldırtan Ruslar, hâlâ aynı
yoldalar.
Ruslar geçen asrın başlarında Kars, Ardahan, Sarıkamış ve o çevreyi
boşaltıp çekilmek zorunda kalınca tabiatiyle Ermenistan dahil şark
vilayetlerimiz üzerinden Akdeniz ve sıcak iklime inemedi. Bunun
üzerine rejim değişse de gaye değişmediği için SSCB döneminde Mısır
ve Suriye'ye el attı. Suriye, Hafız Esad ile birlikte bir doğu
bloku peykine döndü.
SSCB/Sovyet Sosyalist Birlikleri, dağılınca Rusya'nın Orta Doğu,
Akdeniz ve Suriye'deki de etkisi kırıldı. Ne var ki ufuksuz Batı,
bu Rusya’ya altın tepsi içinde fırsatlar sundu.
Suriye'ye o ne olduğu meçhul Arap Baharı gelip de iç harp çıkınca
Rusya Federasyonu 2012'den başlayarak Tartus'taki deniz üssünü
ayağa kaldırmakla kalmadı, Lazkiye, Hama ve Humus'ta da kara üsleri
açtı. Son olarak bu yakınlarda Palmira'da üs kurdu. Tartus, artık
Rus savaş gemileriyle üs ağırlıklı bir şehir olmuş vaziyette.
Gemilerden birinin "Büyük Petro" adını taşıması çok manidardır.
Büyük Petro, Osmanlı ecdadımızın "Deli Petro" dediği çarları. Bu
çar, milletine Akdeniz'e, oradan sıcak denizlere inmelerini vasiyet
etmiştir.
Bugün varılan noktada Suriye'nin parçalanması kaçınılmazdır. Zaten
parçalanmamış hangi parçası kaldı? Doğacak -ismi her ne olacaksa-
Nusayri Devleti, güneyimizdeki yeni
Ermenistan olacaktır. Bu devlet, bugün Baas rejiminde olduğu gibi
hatta daha fazlasıyla Rus hakimiyetine girer. Rusya, garantör olur.
Ermenistan’daki gibi veya ona yakın şekilde hudutlar, hava sahası
ve gümrükler Ruslar tarafından korunur. Putin Rusyası, bugün işte
bu projeyi sür'atle hayata geçirme gayretinde. Görünüşteki
kızgınlıklarına aldanmamalı. Hava sahamızı bizi tahrik için ihlal
etmiş olmaları çok kuvvetle muhtemeldir. Onlar böyle bir ihlalin
sonucunu biliyorlardı. İhtilaf çıksın istediler. Mağdur rolü
oynayıp istikbaldeki Nusayri Devletini şekillendirerek Orta Doğu ve
Akdeniz’e iyiden iyiye çöreklenme hesabındalar. Suriye
limanlarındaki savaş gemileriyle Hind Okyanusundan Atlantik’e kadar
bütün denizlerde nüfuz sahibi oldular.
Bu manzaranın akıbetini görmemek mümkün değil. Rusya, Ermenistan ve
Nusayri Devletiyle Türkiye'yi kuzeyden ve güneyden ablukaya almış
olacaktır. Bir de PYD devletleşirse ve hele bir de sırtını Rusya’ya
veya batıya yaslarsa coğrafya bütünüyle aleyhimize döner. Öyle ise
Ankara, Irak, İran, Suriye, Türkiye Kürdü demeden Osmanlı zamanında
olduğu gibi bütün Kürtlere sahip çıkmalıdır.
Biz, kardeşlerimize sahip çıkamayınca, birileri onları bize karşı
kullanmakta.
Çözüm süreci, yeniden düşünülmeli.
Dört başı mamur şekilde tekrar gündeme gelmeli.