MUHYİDDİN Arabî Ehl-i Sünnetin çoğunluğunun gözünde Şeyh-i
Ekber’dir. Bendeniz bir Ehl-i Sünnet Müslümanı olarak ona hüsn-i
zan beslerim; gulüvve sapmış, mücessime olmakla suçlanmış, ağır
tenkitlere uğramış İbn Teymiye’nin, Vehhabilerin, Selefîlerin,
reformcuların, diğer aşırıların ve sapmışların o muhterem zatı
tekfir etmelerini çok ayıplar ve kınarım. İlmim, ufkum yetmeyeceği,
anlayamayacağım için onun bazı kitaplarını okumam, lakin onlardaki
medar-ı münakaşa meselelerin mutlaka bir te’vili ve müdafaası
olduğuna inanırım. Büyüklerimiz, Fütuhat’ın nasihatlar bölümünün
okunmasında sakınca görmemişlerdir. Ehl-i sünnet büyüklerinin
nicesi, ondan bahs ederken Hazret demişler, hürmetle
anmışlardır.
Muhyiddin Arabî konusunda ifrat ve tefritten uzak durmak, daire-i
itidalde bulunmak gerekir. Daire-i itidal ise Sevâd-ı Âzam’dır.
Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) Ümmet içinde
tefrikaya yol açacak bir ihtilaf zuhur ettiğinde büyük karaltı
(kalabalık) içinde olunmasını tavsiye buyurmuşlardır. Büyük
topluluk, Fütuhat müellifine hürmet eden cumhur-i ulemadır.
Muhyiddin Arabî zaten bize her kitabını okumamızı tavsiye etmiyor.
İlmi, irfanı, iz’anı yetersiz olanlara derin kitaplarını okuma izni
vermiyor.
İslam dini kimlerden ve nasıl öğrenilir?
İcazeti olan Ehl-i Sünnet ve Cemaat ulema ve fukahasının telif ve
tasnif ettiği akaid, fıkıh, ilmihal, ahlak kitaplarından
öğrenilir.
Elifi görse mertek sanan, ilmihalini doğru dürüst bilmeyen
cahillerin derin kitapları anlamaları elbette mümkün olmaz.
İmam Mâlik hazretleri, fıkıh bilmeyenlerin tasavvuf okyanusuna
dalmasına izin vermiyor, çünkü böyleleri boğulur ve harcanır.
Türkiye Müslümanları İslam’ı nasıl öğrenmelidir?
Bütün okullarda mecburî olarak okutulan Kemalist din kitaplarından
öğrenmemelidir. Çünkü bu kitaplar din kitabı değil, İslamı resmî
ideoloji ile bağdaştırmak isteyen zihniyetin aldatmacasıdır.
Bunların başında Besmele yoktur, bir şahsın tam sayfa portresi ve
Beyannâmesi vardır. Böyle din kitabı olur mu?
İslamı öğrenmek için önce akaid (inanç bilgileri) kitabı
okunmalıdır. Bu devirde sahih inanç, İmam Eş’arî’nin ve İmam
Mâturidî’nin anlattığıdır. Fıkıh öğrenmeye gelince: Hanefîler Ömer
Nasuhi Bilmen’in Büyük İslam İlmihalini, Şâfiîler o ayarda bir
şâfiî fıkıh ve ilmihal kitabını okuyabilir.
Hangi mezhepten (fıkıh ekolünden) olurlarsa olsunlar bütün Sünnî
Müslümanlar, İslam ahlakını İmam Gazalî’nin İhyâu Ulumiddin
kitabından öğrenebilir.
İslam hangi kimselerden ve kitaplardan doğru olarak öğrenilmez?
1. Reformcuların, dinde değişim ve yenilik isteyenlerin
kitaplarından öğrenilmez. Bunlarda yüzde doksan doğru vardır, araya
yüzde on yanlış yorumlar ve görüşler karıştırmışlardır. Doğru ile
yanlışı ayırt edemeyenler bunları okurken sapıtabilir.
2. Kemalist ilahiyatçılar denilen sapık ve bâtıl bir zümrenin
kitaplarından İslam doğru olarak öğrenilemez.
3. Vehhabilerin ve Selefilerin ifratlı tefritli kitaplarından da
öğrenilmez.
4. İslamı Fazlurrahmancıların kitaplarından okuyan kimse, farkında
olmadan dinden çıkabilir, mürted olabilir.
5. Mezhepsizlik, İslam Şeriatini tehdit eden en tehlikeli
bid’attir. Mezhebsizlik dinsizliğe köprüdür. İslam, mezhep ve fıkıh
düşmanlarından öğrenilmez.
6. İslam, azılı Farmason sarıklı, taqiyye ve kitman yapan
Afganî’den ve onu imam kabul edenlerden öğrenilmez.
7. İslam, icazeti olmayan, Resulullah efendimize kopuksuz bir
silsile ile bağlı ve irtibatlı bulunmayan zamane hocalarından
öğrenilmez.
8. İslam, Kur’anı re’y ve heva ile tefsir edenlerden
öğrenilmez.
Muhyiddin Arabî konusunda âdilâne düşünmek isteyenler şu iki kitabı
mütalaa etmelidir:
(a) İsmail Fennî Ertuğrul’un Vahdet-i Vücud ve İbn Arabî’si.
(b) İmam Şaranî’nin el-Yevakit ve’l-Cevahir’i.
**
Muhyiddin Arabî, Mevlana, İmam Rabbanî, Bediüzzaman Said Nursî gibi
büyük zatlar, İslam’a ve Ümmete çok büyük hizmetler etmişlerdir,
halen de etmektedirler, kendilerine hürmet edilmeli ve hüsn-i zan
beslenmelidir.
Şeyh-i Ekber’in kitaplarına, sonradan İbn Sebe’ zihniyetlilerin
ilaveler yaptığı iddia edilmektedir. Bu husus da
incelenmelidir.
Muhyiddin konusunda, ilmi kadar aklı olmayan ve vahim aşırılıklara
imza atan İbn Teymiyye asla hakem kabul edilemez.
İslam’ın temel prensiplerinden biri adalettir. Büyükleri tenkit
eden bazıları âdil olmaya mecburdur. Âdil olmaya çalışırlarsa,
hatâları azalır.
Şeriat dairesinden bir veya iki ayakları ile dışarıya çıkmış
birtakım kimselerin Muhyiddin Arabî’yı ve Mevlana’yı istismar
etmeleri, bu iki büyük zatı reddetmek için delil olmaz.
Sözün özü: Şeriat esastır… Te’vili ve müdafaası olan fikir ve
meseleler yüzünden büyüklerin dışlanması caiz değildir… İbn
Teymiyye ve Vehhabiliğin iddia ve suçlamaları Muhyiddin Arabî
konusunda adaletsizdir ve bunlara kulak asılmaz.
**
Müceddid-i Elf-i Sânî İmam Rabbanî hazretleri gerçek, hakiki
şeyhleri çok övmektedir. Onun bu övgüsünü garipseyenleri anlamak
zordur. Gerçek şeyh kimdir?
1. İcazetli fıkıh alimidir.
2. Tarikat icazeti vardır.
3. Resulullah efendimize (Salat ve selam olsun ona) iki koldan ve
yoldan irtibatı bulunmaktadır.
4. İnsanları Kur’ana, Sünnete, Şeriata, Tevhid inancına
çağırmaktadır.
5. Çok yüksek ahlak ve karaktere sahiptir,
6. Çok faziletlidir, sayılamayacak kadar çok meziyetleri
vardır.
7. Âbid ve zahittir.
8. Dünyayı ayaklarının altına almıştır.
9. İhlas sahibidir.
10. Benliğini yenmiştir.
11. Ölmeden önce ölmüştür.
12. Bu saydığım sıfatlara ve özelliklere sahip şeyhler velayet
makamına yükselmiştir.
13. Onlar, yaşadıkları zamanda Resulullah Efendimizin vekilleri,
varisleri, halifeleridir.
14. Onlar dünyaya, olup bitenlere Resulullah Efendimizin nübüvvet
nuru ile bakarlar.
Böyle muhterem kimseler övülmez de kimler övülür?
Müteşeyyihler, din baronları, sûrî şeyhler elbette gerçek şeyh
değildir.
İmam Rabbanî hazretlerinin gerçek şeyhleri çok övmesine şaşanlara,
hayret mezmum bir sıfat olmasaydı, çok şaşardım…