Şamar oğlanı “gelen gidenin vurduğu, suçlu olmadığı, hattâ vakadaki asıl suçlu da bilindiği halde dayağı yiyen” demek...ABD, conilerinin selâmeti için Suriye’den elini çekti. Nasılsa bıraktığı kaos önünde sonunda patronu baş terörist İsrail’in işine yarayacağı için coni israf etmek istemedi. Protokol locasından maçı seyrediyor...
Şamar oğlanı 'gelen gidenin vurduğu, suçlu olmadığı, hatta vakadaki asıl suçlu da bilindiği halde dayağı yiyen' demek...
ABD, conilerinin selameti için Suriye'den elini çekti. Nasılsa bıraktığı kaos önünde sonunda patronu baş terörist İsrail'in işine yarayacağı için coni israf etmek istemedi. Protokol locasından maçı seyrediyor...
(Rusya destekli) zalim Esed rejiminin sivil halka saldırısına màni olmak, binaen'aleyh göçleri durdurup halkın evlerinde huzur içinde yaşamasını temin gayesiyle harekete geçen TSK'ne yapılan son saldırı ile 6 şehid verdik...
Zirvedeki yetkililer 'Misliyle mukabele ettiğimiz'i söyledi... Gûya karşı taraftan 35 zalim etkisiz hale getirilmiş... Keşke, inşá'allah... Lakin, tabiri caizse, maalesef artık 'şamar oğlanı' haline geldiğimizi düşünüyor ve bu yüzden de ricàl-i devletin söylediklerine pek güvenemiyoruz.
Suriye'de yalnız PYD, IŞİD gibi terör örgütleriyle değil, Esed rejiminin silahlı kuvvetleri ve arkasındaki Rusya ve İran ile de karşı karşıyayız...
Sayın CB, sıkı bir diplomasi mekiği dokuyor. Lakin verilen sözler, gülücüklü samimiyet pozları hep yalan çıkıyor. Baksanıza 6 şehid verdik... Belli ki, Putin Erdoğan'la kucaklaşırken askerlerine de 'vurmaya devam' işareti yapmış!
Bazıları 'Rusya ile cicim ayları sona erdi' demişler. Rusya nikahlımız değil ki. Bu tür teşbihler edeben de diplomatik olarak da eziklik... ABD bizim için ne ise Rusya da odur... Siyasette evlilik, hatta flört bile olmaz.
Siyaset satrançtır. Satranç'ta yapılan hamlelerle taş almak kadar bilerek taş vermek de vardır. Hatta mat edecekseniz vezir gibi taşların en kıymetlisini bile feda edebilirsiniz...
Türkiye dış politikası gerekirse Esed'le bile kucaklaşabilir. Müslümanlar için ebedi düşman şu veya bu değil, zalimliktir çünkü... Zalime, zulmünü durdurmayı ikna ettiyseniz, dün yumruk attığınıza bugün sarılmanızda mahzur yoktur. Yeter ki zulüm berhava olsun.
Esed rejimi nusayri (bizdeki «Ali'siz Âlevîlik» gibi Şiaya yakın bir sapık mezhep) olduğu için İran da şuursuzca destekliyor. Ferasetli Müslümanlar mezhep yaymaya değil, barış dini olan İslam'ın getireceği sulh ve huzura odaklanır, masum halkın katline cevaz vermez.
Bu haliyle İran rejimi zalim ABD ve Rusya'dan, hatta gûya baş düşmanları olan terör devleti İsrail'den farklı değildir.
Ortadoğu, İsrail'e peşkeş çekilmekte. Bu büyük ve mübarek İslam coğrafyası huzur mekanı olması gerekirken düşdüğü dehşetli hal, yalnız ortadoğu insanlarının değil, yakın tarihe kadar hamileri ve halifelik merkezi Türkiye'nin de problemi ve meselesidir. Türkiye ricàl-i devletinin bir lahza olsun bunları unutmaması gerekir.
İdlib'te teröristler falan değil masum sivil halk katlediliyor ve dünya seyrediyor. Dünya ancak (kendini tehdit ediyorsa) 2019 nCoV (nevzuhur corona virüsü) gibi hadiselere karşı hassas. Zira dünya; artık kıyamet alameti midir nedir, vicdansız ve zalim bir dünya olmuş, gavurluk İslam ülkelerinde bile (corona gibi) yayılmış...
Adam beş vakit namaz kılıyor ama merhameti yok, vicdansız. Camide seninle saf tutuyor, çıkınca 'bizi aldatan bizden değildir' diyen zata (sallallahü aleyhi ve sellem) inat aldatıyor, kazıklıyor!..
Böyle bir dünyada yaşıyoruz ve bu halimize rağmen Türkiye hála mazlumların tek ümidi. Başka bir melce yok!. Türkiyeliler farkında mısınız?