PANİK en kötü belâdır. Depremlerden, sellerden, tayfunlardan, yangınlardan ve nihayet Covid19’dan bin kat daha ölümcüldür. Bir sinema salonundaki yangında; yanlış hatırlamıyorsam, alevlerden ve dumandan fazlası panik yüzünden gerçekleşmiş, izdihamda yaralananlar hattâ yine yanlış hatırlamıyorsam ölenler olmuştu...
PANİK en kötü beladır. Depremlerden, sellerden, tayfunlardan, yangınlardan ve nihayet Covid19'dan bin kat daha ölümcüldür.
Bir sinema salonundaki yangında; yanlış hatırlamıyorsam, alevlerden ve dumandan fazlası panik yüzünden gerçekleşmiş, izdihamda yaralananlar hatta yine yanlış hatırlamıyorsam ölenler olmuştu...
Muhterem okurlarım, bugün Cuma'ya mutlaka gidiniz. Bendeniz, mü'min kardeşine bir şey olduğunda en ziyade kahrolanlardanım... Lakin Cehennem çok kötü bir barınaktır ve en kötü hastalıktan fenadır!..
Zaten bu kafayla önünde sonunda bizde de İran gibi Cuma'yı yasaklayacaklardır. Bugün (yazıma başladığım sabah saatlerinde) bir vaka daha açıklandı. O da hasta adamın en yakınındaki kişiymiş. Muhterem Sağlık Bakanımız açıkladı.
Sağlık bakanı mert, sözünün eri biri. Her bilgiyi anında paylaşıyor ama dikkatle. Yukarıda anlattım, halkın paniklemesi Corona'dan bin kat daha tehlikeli çünkü...
Maalesef, Müslüman Türkiye'de de millet panikletildi. Marketlerde makarna ve un gibi temel gıdalar ile hijyen maddeleri sıvı sabun, antibakteriyal sprey ve sabunlar tükendi. Kolonya gibi maddeler karaborsada. Yakında merdivenaltı üretimlere de başlanır. Sebep Covid-19 değil beyinsizliktir!.
Allah'a emanet olun. Dua ediniz... Allah 'duanız olmayaydı ne işe yarardınız' (Furkan Sûresi: 77) buyurmakta. İmansızlara uymayın, Cuma müslümanların vazgeçilmezidir.
İran yasak yerine «camilere maskesiz girilemez» tahdidi koysa ve bir de «saflarda omuz omuza yerine, iki kişi arasında iki kişilik mesafe» uygulaması yaptırsaydı sanıyorum yeterli olurdu.
Cuma'nın ehemmiyetini ancak muttakiler anlar. Yani Allah'tan hakkıyla korkup beş vakitten birini dahi aksattığında oturup hüngür hüngür ağlayabilen salihler anlar. Biz salihlerden olmaya çalışalım...
Türkiye Cuma yasağını bırak, kitlesel eylemleri (futbol maçları, tiyatro ve sinemalar dahil) engellemeyi en son düşünecek ülkedir. Zira bizde bir (1) ve son açıklama ile sadece iki (2) vak'a görüldü.
Yàni, Corona henüz yayılma istidadında değil. Geniş yasaklar ancak en az elli (50) hatta yüz (100) vak'a ile yapılmalıdır. O taktirde bile Cuma yasaklanmaz, dediğimiz basit ve akılcı tedbirler ve elbette vatandaşların hijyen ve virüsün bulaşma yolları konusunda bilinçlendirilmesi ile iş çözülür.
Bu süreçte namazlardan sonra musafaha yapılmaz, yarım ya da bir metre kadar uzaktan 'tekabbelAllah' (Allah kabul etsin) diyerek kardeşine tebessüm etmek kafidir.
Herkesin (virüs nedir bilmeyen virüse toz diyenler dahil) Covid19 uzmanı olduğu günümüzde 'hekim olmadığınız halde siz de ahkam kesiyorsunuz' diye bizi gıybet etmeyiniz. Haddimizi biliriz. Biz yalnızca uzmanların söyledikleri doğrultusunda, dini hamiyyetimiz icabı konuşuyoruz.
Madalyonun öbür yüzü:
Muhterem kardeşlerim. Covid19 ile «Sodom ve Gomore» aslında aynıdır. Allah kullarına zulmetmez, fakat zalimlere hidayet de (kurtuluş, hakiki saadet, selamet) vermez. Allah (c.c), virüsten önce kendisinden korkulmasından razı olur.
Allah dilemeden bir yaprak dahi düşmez. O halde tedbir alıp tevekkül edelim, asla paniklemeyelim. Panikte Allah korkusuna galip gelen nefsaniyet vardır.
Bendeniz dahil her kişi korkabilir ona sözüm yok. Fakat paniklemek ayrıdır. Bu zaafımızdan dolayı hem dünyada hem ukbada mahvolabiliriz.
Son sözüm: Allah'a güvenelim. Allah yar ve yardımcımız olsun. 14.03.2020