Halep rejimden kurtarıldı. Birkaç gündür sosyal medyada sevinç gösterileri, kale surlarından dalgalanan bayraklar vs…
Görünen o ki bir kısım üzülürken büyük bir kısım ise mutlu ve Halep’in yeniden fethini kutluyor.
Suriye rejimi, Cumartesi günü yaptığı açıklamada, İslamcı Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) tarafından düzenlenen taarruzda Halep şehrini kaybettiklerini duyurmuştu. Bu mağlubiyet sadece Esad’ın değildi, aynı zamanda İran ve Rusya’da HTŞ karşısında mağlup olmuşlardır.
Rusya Savunma Bakanlığı, Rus hava kuvvetlerinin Suriye rejiminin desteklemek amacıyla HTŞ’li muhaliflere hava saldırıları düzenlemiş olsalar da yine de bekledikleri şekilde işler yürümemiş ve Halep düşmüştü.
HTŞ'nin 'Operasyon Odası', taarruzu 'Özgürlüğün Şafağı' olarak başlattığı taarruz hızlı şekilde zaferle sonuçlanmıştı.
HTŞ, Halep’e girmiş ve Hama kentine ilerlerken gelen haberler bizleri sevindirmiştir. PKK varlığı ile bilinen Tel Rıfat’a operasyon bilgisi medyaya yansımış ve kısa sürede Türkiye destekli, Suriye Milli Ordusu Tel Rıfat’taki PKK/YPG varlığını çekilmeye zorlamıştı.
Birkaç gün içerisinde çok hızlı şekilde haritalar yeniden çizilmişti.
Peki, şimdi ne olacak?
Sırada ki adım ne olmalı?
Bu soruları biraz açalım.
Son gelişmeler neticesinde şunları kısaca özetleye biliriz:
· PKK/YPG nin oluşturmak istediği terör koridoru büyük darbe almış, önemli şekilde PKK etkisiz hale getirilmiştir. Tel Rıfat’ı savunmaya çalışan terörist militanlar ilk etapta şehrin dış hattında savunma hattı kurmuş olsa da başarılı olamamış ve çatışma içerilere kadar girmiştir.
· PKK unsurları işin aslı hiç beklemedikleri yönden saldırıya maruz kalmışlardır. Şöyle ki Tel Rıfat’ın Kuzeyi ve Batısından saldırı beklerlerken SMO ters köşe yapmış ve Halep’in düşmesi ile rejimin kontrolü olan güneyden saldırmıştı. PKK oysaki Kuzey hattına mevzi ve uzun tüneller açmıştı. Halep tarafından gelebilecek bir saldırıyı asla planlamamışlardı. Durum böyle olunca da yıllardır kazılan mevzi ve tüneller bir anda boşa düşmüş ve Tel Rıfat’ı kaybetmişlerdi.
· Muhalifler, Halep’e yakın olan diğer bir yerleşim yeri olan Şeyh Maksud’taki PKK ve İranlı unsurlara bildiri dağıtmış, çatışmaya mahal olmadan şehri boşaltmaları istenmişti. Son aldığım bilgiye göre sanırım anlaşma sağlamış. Ancak KCK, militanlara sahalarda mücadele etmelerini yönünde çağrı yaptıkları da söylenmektedir.
· Sırada Münbiç mi var? Bu o kadar kolay olmayacaktır. Şöyle ki Tel Rıfat, Rus güdümünde ekstra bir desteği yok! Münbiç’de durum karışık. Münbiç’te Rus ve ABD nin etkisi mevcut. Geçmişte imzalanan, ABD Başkanlık kararnamesi ile Münbiç koruma altında. Türkiye doğrudan bu bölgeye operasyon çekemez. Aksi durumda Türkiye, ABD öncülüğünde çeşitli yaptırımlara maruz kalır.
Durum böyleyken TSK’nın daha önce Zeytindalı ve Barış Pınarı harekâtlarında olduğu gibi doğrudan müdahalesi beklenemez. Ancak bu yaptırımlardan sıyrılmanın bir yolu da mümkün.
SMO eğer harekât başlatırsa, Türkiye yaptırımlara maruz kalmaz. Ankara’nın Münbiç konusunda SMO’yu kullanması şu durumda kaçınılmazdır. Münbiç’te bildiğimiz kadarıyla SMO’nun kripto yapısı da mevcut. Olası bir operasyonda lehte gelişmelere neden olabilecek saf değişiklikleri olabilir.
Münbiç’in PKK’dan temizlenmesi sınır güvenliğimiz açısından elzemdir. Karışıklıktan istifade TSK ve SMO bu bölgede acil adımlar atmaldır.
· Halep’e dönecek olursak bu alanda HTŞ’nin sınavı başlamıştır. Kendilerinin terörist olamadıklarını uluslararası kamuoyuna göstermek zorundalardır. Aksi durumda meşru bir yönetim mümkün olmayacaktır. HTŞ, Suriye Kurtuluş Hükümeti kurmuştu. Bunu sürdürmek ve yönetişimde takdir almak için kendini ispatlamadır. Halep’te çeşitli din ve mezheplere mensup halk yaşamakta. Onlara karşı anlayış göstermeleri HTŞ açısından olumlu olacaktır. Din/ inanç özgürlüğü sağlamadıkları takdirde uluslararası arenada terörist olarak tanınmaya devam edilecektir.
· Halep’in kurtuluşunda sonra Halep’e geri dönecek bir halk kitlesi mevcuttur. Özellikle Türkiye’den dönecek Haleplilerin azımsanmayacak derecede sayısı fazladır. Halep artık eski Halep olmayacak, yeni demografik yapılar oluşacaktır. Örneğin çoğunun düzgün şekilde Türkçe konuştuğu bir şehre döneceğini söylersek yanlış olmayacaktır. Türkiye’de doğmuş ve Türk okullarında eğitim görmüş Halepliler geri döndüğünde demografik yapıları da değişecektir.
Özetle HTŞ’nin bundan sonraki yetim şekli ileriki aşamalarda meşruluğu açısından çok önem arz edecektir. Biliyoruz ki HTŞ, 2016’da El Kaide‘den ayırdığını açıklamış ve ismini Fetih El Şam Cephesi olarak değiştirmişti. Şuan ise ismi HTŞ!
HTŞ’nin sınavı şimdi başlıyor…