Bir meziyet ya tokuşturmak! Elimizde ki her imkânı sonuna kadar değerlendiriyor oluşumuz da bu meziyetten kaynaklı olsa gerek. İster köşe yazı ve yazarlarını isterseniz televizyonların tartışma programlarında karşı karşıya gelmiş farklı tarafların konuşmalarını izleyin...
Bir meziyet ya tokuşturmak! Elimizde ki her imkânı sonuna kadar değerlendiriyor oluşumuz da bu meziyetten kaynaklı olsa gerek.
İster köşe yazı ve yazarlarını isterseniz televizyonların tartışma programlarında karşı karşıya gelmiş farklı tarafların konuşmalarını izleyin; bir taraf, karşı tarafın yanlışlarına dikkat çeken bir tez ortaya koymuş olmasın ki, karşı taraf tokuşturacak bir başka malzeme ortaya koymaya.
Sen ve senin partin falan falan tarihte şöylesi doğru bir harekete şunu şunu yapmadı mı ?
El cevap, sen, partin ve taraftarları da filan tarihte bizim şu tekliflerimize sırtınızı dönmediniz mi? Gibi ucube, akılla bağdaşması mümkün olmayan kısır bir döngü, seksen iki milyon vatandaşı adeta teslim almış durumda. Tam o esna da üçüncü bir kişinin orada olup, al birini vur ötekine demesi gerekir ama…
Koca koca ve kelli felli adamların vakarla, samimiyet ve ciddiyetle olaylara eğilip doğruya sahip olma erdem, duruş ve tavrını göstermesi gerekirken, sokakta kavga eden ergen tavrını gösteriyor olmaları, mevcut sorunlarımızın kimler ve hangi düzlemde tartışıyor olduğunu göstermesi bakımından ibret vericidir.
Ve bu tartışmacı tarafların kendi partileri içerisin de birer referans olduğunu düşündüğümüz zaman, sorunlarımızın çözümü bir kenara çözülmemesi için verilmiş çabalara tanık olduğumuzun altını çizmekte yarar görüyorum.
Haaa !
Öyle tartışıyor, cebelleşiyor gibi görünmeleri sakın ha sizleri yanıltmasın. Zira evvelinden yazılmış basit bir oyunun perdeye aksetmiş olmasından başka hiçbir ehemmiyetinin olmadığının ayrıca altını çizmek istiyorum.
Bu tabloyu, bu kıstas ve ölçütü alın ve aklınıza, önünüze kim geliyorsa üzerine geçirmekten hiç imtina etmeyin. Biliniz ve unutmayınız ki küçük gösterim büyük gösterimin fragmanı niteliği taşımaktadır..!
Bir avuç samimi, gayretli ve oturaklı kişilerin gördüğü sorunlara karşın canhıraş mücadelesi ise, kimselerin umurunda olmadığı gibi, onların da zaman zaman sırtına binilip dibine kadar istismar edildiği gerçekliğini ise pas geçeyim demeyin.
Bana göre hayli demode, miyadı dolmuş ve faydası bir kenara son derece hayati tehlike barındıran bu düzlem, hala ve hala milyonlarımızı kandırıyor olması, yıllardır çözülememiş sorunlarımızın nedenlerini açıklaması bakımından yeteri miktar veri taşıdığı kanaatindeyim.
Tıpkı, kanser aids gibi devasa (!) hastalıkların tedavi, aşı ve yöntemlerinin yıllar evvelinden bulunmuş, ama işlerin kesata düşeceğinden hareketle piyasaya sürülmemiş olması cinsindedir.
Şunun altını özenle, inatla ve ısrarla çizmek isterim ki; Türkiye’nin sorunları yıllara dayanan ve çözülmesi için insanüstü bir gayrete gereksinim duyan sorunlar değildir. Meselenin bir tek sac ayağı vardır o da samimiyet, dürüstlük, ciddiyet ve bağımsız düşünen, harekete geçen/ geçebilen insanların olup olmadığı meselesidir.
Herkes, kendisine biçilmiş rolü oynarken, beceriksizliği her halinde kendisini açık edip makyajı da sahne ve dekoru kirletirken, bütün bunları göremeyen, görmek istemeyen ve sapkın taraftarlığı hasebiyle gözleri kör olmuş milyonların vebali azımsanır gibi değildir.
Ellerine tutuşturulmuş birkaç lira yüzünden yüz sürüp ve eline her tutuşturulmuş olanı marifetmiş gibi orada burada piyasaya süren sürüngenlerin, mevcut düzenin önemli çarkları arasında olduğunun da özellikle altını çizmek istiyorum.
Korkmayın !
Olayın fazlaca girift bir tarafı varmış gibi görünmesine, oynanan oyunun son derece büyükmüş gibi pazarlanmasına, bu oyunun perde arkasını görmenin ve anlamanın imkansızlığından dem vuranlara sakın aldanmayın.
Oyunun başrol oyuncusu, yani kral çıplak iken dekorun, perdenin ve arkasının gizli saklı nasıl bir tarafı olabilir ki!?