Teknoloji Ahlakı Veya Potinss
Teknolojide geri değiliz teknoloji ahlakında geriyiz. Teknoloji ile kurduğumuz ilişki bilinçli değil. Onu kendisi için istiyoruz. Araç olmaktan çıkarıp amaç haline getirebiliyoruz. Amaç kimsenin “bizde bu teknolojinin olmadığını iddia edememesi” dolayısıyla teknolojiyi sakince ele alamıyoruz. Son teknoloji ile sorunlarımızı nasıl çözdüğümüzü filan tartışmıyoruz. Mesela İstanbul’da metro ağları var ama bu metro ağları ile trafiği nasıl bitirdiğimizi konuşmuyoruz. Milletçe ve devletçe hoşumuza giden şey sahip olmak. Pahalı bir saate sahip olmak da uzay mekiğine sahip olmak da aynı hissi veriyor.
Kol saatimizi iyi kullanabiliyor muyuz? Randevularınıza şöyle bir bakın. Ne görüyorsunuz? Ben size ne gördüğümü söyleyeyim. Çoğu zaman geç kalıyorsunuz. Sadece siz değil toplum olarak geç kalıyoruz. Ama en önemli nokta şu ki; geç kalmamızın nedeni saati kullanmayı bilmiyor oluşumuz değil. Saatin geç olduğunu biz de biliyoruz. Saatimiz bozuk filan değil. Bozuk olan ahlakımız. Bu yüzden en pahalı saati kullansak bile gereken saatte gerekli yerlerde olamıyoruz. Saate kalan ahlak seviyemizi daha hızlı ve net bir şekilde ortaya çıkarmak oluyor. Kaç saat veya dakika geç kaldığımızı göstermek.
Bisikleti anladık mı? Sanmıyorum. Neden mi? Çocuklarımız tehlikeli bir şekilde araçlarla iç içe bisiklet sürüyorlar. Koskoca İstanbul’da yeterli bisiklet yolu yok. Neden yapılmamış? Gerek mi yoktu? Bu, kültürel gecikme kavramı ile açıklanıp geçiştirilecek bir mesele değil. Önce bisiklet gelir sonra bisikleti kullanma adabı demeyin. Bir düşünün bisiklet ne zamandan beri kullanılıyor? Bisiklet ne zaman keşfedildi? Bisiklet yolları için neden bu kadar gecikme yaşandı? Ben söyleyeyim: Teknolojide geri değiliz, insan hayatına saygıda gerideyiz ve saygı olmadan teknolojinin tadı çıkmaz!
Televizyonu nasıl kullanacağımızı bir türlü öğrenemedik. Durmadan izliyoruz. Kapatma kültürümüz yok. Türkiye’de kullanılan televizyonların kapatma tuşları yok mu? Seçici değiliz. Her şeyi izliyoruz. İzletiyoruz. Bir programın reklam arasında diğer programı izliyoruz. Bir kısmımız bağımlı olurken bir kısmımız hiç düzenli program takibi yapmıyor. Uzun yıllardan sonra misafirliğe gelen akrabalarımızla bile tek yaptığımız şey televizyon izlemek. Artık insan ile doğrudan iletişim kurmak için daha az istekliyiz ve bu işe daha az zaman ayırıyoruz. İnsanla aramızdaki uzun mesafenin adı oldu televizyon.
Cep telefonu kullanmayı bilmiyoruz. Muhabbetin en güzel yerinde yanımızdaki insanı bırakıp telefonumuzu açıyoruz. Şimdi tabi ki cep telefonları akıllandı. Ekranları büyüdü. Hayatımızı ziyadesiyle kolaylaştırıyorlar. Eğitim de tablet ve telefonlar üzerinden yapılabiliyor. Ama bizim doğamız değişmedi. Asıl olan insan insana iletişimdir. Doğrudan iletişim kurma imkânımız olduğu durumlarda dolaylı iletişim tercih edilmemelidir. Bu noktada insanın değeri üzerine yeniden düşünmeye başlamamız gerekiyor. İnsan mı teknolojiye hizmet edecek teknoloji mi insana hizmet edecek? Kim patron?
Sosyal medya bilinci çok ağır yerleşiyor. Sosyal medyayı niçin kullanmayı bilmediğimiz belli. Mesele teknolojiyi bilmemek değil mesele kendimizi bilmemek. Kendimiz hakkındaki cahilliğimiz. Başka türlü sosyal medyadaki profilimiz gerçek hayattaki profilimizden neden bu kadar farklı olsun? Neden kendimizi başka biri olarak göstermeye çalışalım. Başkalarını boş verin neden kendimizi kandırıyoruz. Neden kendi ürettiklerimizle gündeme gelemiyoruz? Sürekli telif haklarının kime ait olduğunu bilmediğimiz paylaşımlarda bulunuyoruz. Böyle kaypak bir zemin ne zamandan beri vazgeçilmezimiz oldu?
Milli Eğitim Bakanlığı tüm liseleri liseli öğrencilerin yoğun kullandıkları bir uygulama hakkında uyardı. “Potinss” isimli liseler arası anonim paylaşım uygulaması aracılığıyla öğrenciler birbirleriyle haberleşiyorlar. Programda kimliği gösteren herhangi bir işaret yok. Tehdit, hakaret, küfür kol geziyor. Paylaşımlar anonim olunca gençler ağzına geleni söylüyor, paylaşıyorlar. Türkiye’nin en gözde okullarındaki öğrencileri görebiliyorsunuz. Öğrenciler arasında geçen diyaloglara baktığınızda yüzünüz kızarıyor. Bunun üstüne bir de organize olup kavga etmeye gitmeleri de tuz biber oluyor.
Son söz: Bilim ve teknoloji bir bütündür. Bütünü görmek için bilgece bakmak gereklidir. Bilgece bakıldığında araba, uçak ve uzay mekiği yapmanın kol saati ve bisikleti kullanmaktan daha zor olmadığı görülecektir.