İnsanlığın iki büyük dostu ve iki büyük değeri taşlar ve ağaçlar. Yüce Rabbimiz (cc) bu iki değeri biz insanlığa bahşetmiştir.

İnanın, bu iki varlık, yani taşlar ve ağaçlar bize beşikten mezara kadar dost ve yardımcıdır. Bu iki değer olmasa idi hayat da olmazdı.

Bu açık gerçeğe rağmen, maalesef,  insanoğlu nankördür. Birçok nimetin kıymetini bilmediği gibi taşların ve ağaçların da kıymetini bilmez.

Doğduğumuz beşiğimiz ağaçtan, ahşaptan ve öldüğümüzde mezarda başucumuza dikilen taştır ve toprağımızın etrafında taşlar, mermerler olacaktır. Gerçekten de doğum ve ölüm de dahi taşlar ve ağaçlar bize ne kadar lazım ise ondan daha fazla, hayatımızın her anında taşlar ve ağaçlar var. Kıymetini bilmesek de, nankör olsak da bu böyledir.

 Taşlar ve ağaçlar olmadan bir hayat mümkün değildir. Taşlar dediğimde elbette tüm yeraltı madenlerini de bu terim içinde mütalaa ediyorum. Ağaçlar dediğimde de nice nice ağaçlar akla gelmektedir.

Sözü fazla uzatmayalım ve taşlar ile ağaçların,  insanlar için önemini iki şiirimle de sizlere takdim edelim

TAŞLAR

Taşlar güvenilir dost, sırtını yasla.

Korur seni başından atmaz asla.

Sarp yollar aşılır, işte böyle bir dostla.

Taşlar insana sırdaş, ev bark olur.

Taş vardır, dağın başında bir kaya.

Taş vardır, dalgalar vurur kıyıya.

Taş vardır, yayılmıştır nehre, çaya.

Elbette taştan taşa çok çok fark olur.

Taş deyip merhametsiz sanırsın onu.

Katı yürekli, şefkatsiz sanırsın onu.

Şeklinden ve renginden tanırsın onu.

Kimisi siyah, kimisi bembeyaz ak olur.

Bazıları hemen yanı başımızda.

Sokağı, meydanı süsler çarşımızda.

Ya da tam durur hemen karşımızda.

Bazıları da erişilmez, uzak olur.

Her tarafta, Dünya’nın her yerinde.

Kimisi de ulaşılmaz en derinde.

Herkes ne varsa görür, kaderinde.

Kimisi garp, kimisi de şark olur.

İnsan ve taş, yan yana, her an içiçe.

Birbirinden ayrılamaz bir kanaviçe.

Mezarda dahi, tam en başa geçe.

Taşlar insan için kitabe, tak olur.

Kimisi mat, kimisi bemberrak olur.

Vesselam.

 AĞAÇLAR

Nerede görsem bir ağaç yemyeşil.

Korumalı onları, herkes, her nesil.

Bu hayatta en gerekli, en asil.

Gönlüme derman, şifadır ağaçlar.

Ayrılmam, hiç uzak durmam ilimden.

Çalışırım ne gelirse bu elimden.

Adını hiç düşürmem bu dilimden.

Sözüme ferman, nidadır ağaçlar.

Herkes kavuşsun hem ilme, hem irfana

Bereket olsun ekine ve harmana.

Mutlu olurum baktığımda ormana.

Gözüme Nur, sefadır ağaçlar.

Sonsuz hamd ile şükrederim Allah'a.

Sabır ve emekle ulaşırım felaha.

İşte böylece varırım refaha.

Ruhuma huzur, duadır ağaçlar.

Bir emanettir orman, miras değil.

Değeri hiçbir şeyle kıyas değil.

Onu maddi değer görmek, esas değil.

Aklıma şuur, vefadır ağaçlar.

Çalışana nice imkan, nice iş verir.

Çeşit çeşit meyve, nice yemiş verir.

Tam dört mevsim, hem yaz, hem de kış verir.

Canıma kudret, gıdadır ağaçlar.

Onun değeri her çağ, her iklimdir.

Onun değerini inkar eden kimdir?

Sağlık için ilaçtan daha mühimdir.

Kanıma kuvvet, devadır ağaçlar.

Serinliğin, dinginliğin kaynağıdır.

Huzur ve mutluluk sağanağıdır.

Sıhhat ve zindeliğin dayanağıdır.

Soluk soluk aldığım havadır ağaçlar.

Nefes nefes aldığım havadır ağaçlar.

Vesselam.