Böyle bir karakuşî yasak sadece Türkiye’nin değil, İslam dünyasının
ve bütün insanlık âleminin de zararına ve aleyhine olmuştur…
Bir ara CHP rejiminde Mason locaları kapattırılmış idi, lakin
onlar, M. Kemal’den sonra açılmış, tarikat yasağı ise
sürdürülmüştür… İslam Türkiye coğrafyasına tasavvufla girmiştir.
Tasavvuf gidince, büyük boşluk, anarşi, kaos olmuş; toplumun
temelleri sarsılmıştır. Eskiden tarikatlar, Şeyhülislamlığa bağlı
Meclis-i Meşâyih tarafından kontrol ediliyordu. Kürt, Alevî
açılımından bol bol bahs edildiği, gayr-i müslim cemaatlerin
vakıflarının iade edildiği, eski kiliselerin devlet tarafından
restore edildiği, hattâ yeni kiliseler inşa edildiği günümüzde,
tasavvuf tarikatlarının da serbest bırakılması gerekir.
Ehliyetsiz, liyakatsiz, icazetsiz kimselerin bu sahada din
istismarı yapamamaları için, Diyanet’e paralel (Diyanetin içinde
değil) bir Meşayih Meclisi kurulmalıdır. Hiçbir arivistin,
sömürücünün, ahlaksızın, münafığın, ehliyetsizin ve icazetsizin,
şeyh taslağının; dini, tasavvufu, tarikati alet ederek şahsî veya
siyasî nüfuz ve menfaat temin etmesine izin ve fırsat
verilmemelidir. Şeriatsiz tarikat ve tasavvuf olmaz. Bugünkü
zalimane yasak devam ederse Türkiye’nin çözülmesi ve dağılması
durdurulamaz. Tarikatlar ve tasavvuf yasak ama eski tekke binaları
restore ediliyor ve vakıf şartlarına riayet edilmeksizin birtakım
derneklere veriliyor. Vakfiyelerde lânet şartı vardır. Bunların
çiğnenmesinin devletin, ülkenin, halkın üzerine büyük uğursuzluklar
getireceğini ve yıkıma sebebiyet vereceğini bilenler bilir.
(İkinci yazı)
Gaflet
GAFLET GAFLET GAFLET!.. Her yeri gaflet sisleri kaplamış. Her
tarafta gaflet tuzakları. Milyonlarca gaflet kurbanı. Her yer
karanlık, her yer gaflet… Nur sadece Kur’anda, sahih imanda,
Sünnette, Hikmette…
Soluduğumuz havada deccal, süfyan, kezzab tozları öylesine kesif
ki, nuru görmemizi, nura doğru yürümemizi zorlaştırıyor.
Haram yeme öylesine yaygın hale gelmiş ki, gözler görmez, kulaklar
işitmez, kalpler hissetmez olmuş.
Benlik putperestliği…
Enaniyet, nefsaniyet, hodbinlik.
İnsan bir kere lükse, israfa, aşırı tüketime, saçıp savurmaya
alışmaya görsün, bir dahi kolay kolay kurtulamaz.
Televizyon ekranlarından gaflet akıyor Müslüman hanelerin
harimine.
Meclis’te sille tokat dövüşen gafiller.
Partiye zarar gelir diye doğruyu söylemeyen gafiller.
Cemaat-İktidar savaşı dedikoduları gafleti.
Bütün holiganlıklar, militanlıklar, fanatizmler gaflet yüklü.
Mideleri dolu, gönülleri boş gafiller.
Otomobiliyle, markalı lüks giysileriyle, mobilyalarıyla, yemek
yedikleri lüks ve pahalı lokantalarıyla övünen ve kibirlenen
beyinsiz gaflet heykelleri.
Ey gafilân, ey câhilân!..
Güneşin doğmasına bir saat var. Büyük şehirde ezanlar okunmaya
başladı. Gaflet öylesine yoğun ki, binde bir Müslüman bile camiye
gitmiyor.
Ehl-i İslam’ı gaflet öyle sarmış ki, Suriyeden, Mısırdan ibret alıp
birleşmiyorlar.
Zina riba bina… Her tür fuhşiyyat, azgınlık… Âşikâre işlenen fısk
fücur… Bunca münkeri nehy için gerekli irade, şuur, hareket yok.
Gaflet gaflet gaflet.
Benim cemaatim… Benim baronum gafleti.
Şeriat elden gitmiş, din elden gidiyor, gafiller gaflet içinde keyf
sürüyor.
Gaflet gaflet gaflet, oh kekâh! Gaflet o kadar koyu ki, 125 desibel
şiddetindeki hoparlörler uyarmaya yetmiyor. Kulaklarının dibinde
kös çalınsa uyanmaz onlar.
En koyu gaflet tilki gibi kurnaz rantçılarda. Yanacaklar ama yine
de haram rantlardan vaz geçmiyorlar.
Rüşveti alan da Cehennemlik, veren de ama gafiller yine de alıp
veriyorlar.
En büyük, en kara gafiller, bildikleri ile ‘âmil olmayan sözde
alimler.
500 öğrencili İmam hatip mektebinde sadece 100 çocuk namaz kılıyor.
Gaflet gaflet gaflet…
Peygambere (Salat ve selam olsun ona) hakaret edilince pek sesleri
çıkmayan ama baronlarına fiske vurulunca yeri göğü inleten
gafiller.
Cemaatini dinin üzerinde gören gafiller.
Dinleri para, kıbleleri karı olan gafiller.
Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışan gafiller.
Zındıkları, münafıkları, fasık ve facirleri, riyakârları imam ve
rehber edinen gafiller.
Son seçimlerde din düşmanlarına oy veren muhteris gafiller.
Vakıf mallarına göz diken kuduz gafiller.
Ölenlerden ibret almayan yaşayan mevtalar.
Gaflet hezar gaflet…
Yâ Rab, bizi gafletten kurtar.
Bunca gaflet ile Suriye ve Mısıra benzemeden…
Ah hidayet rüzgarları esse de şu gaflet bulutlarını dağıtsa.