Süleyman Demirel, gülünden başka çıkardığı sadrazamlar ve darbeci
Hüseyin Avni Paşayla da ünlü Ispartalı. Isparta'nın İslamköyü'nden
ve köyüyle de daima alâkalı bir devlet adamıydı.
Sn Demirel'in dünyasını değiştirmesiyle Türkiye'de bir devir de
kapanmış oldu. İttihat ve Terakki iktidarında 4 isim sahnedeydi.
Padişah, Enver Paşa, Talat Paşa, Cemal Paşa. 1923-1950 Döneminde
Mustafa Kemal, Mustafa İsmet, Mahmut Celal, Kâzım Karabekir.
1950-1960 Döneminde Adnan Menderes, Celal Bayar, İsmet İnönü, Osman
Bölükbaşı. 1960-2000 Arası dönemde ise Süleyman Demirel, Necmettin
Erbakan, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş vardır. Turgut Özal, nev'i
şahsına münhasırdır. Siyasetteki bu dörtlü gerçek, 2 Binden sonra
da şekillendi. Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli, Kemal
Kılıçdaroğlu ve Selahattin Demirtaş...
Merhum Demirel, bir köy çocuğudur. Babası Yahya Demirel,
çiftinde-çubuğunda bir insandı. Başbakan, fırsat buldukça baba
ocağını ziyaret eder, Ümmühan ananın elini öperken gazeteciler bu
pozu tesbite ederlerdi. Tatilde çobanlık da yaparak İstanbul Teknik
Üniversitesini kazandı, 1949'da mezun oldu. Ayrıca incelenmeye
değer. Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan ve Turgut Özal yani 40
yıla damgasını vuran 4 ismin üçü İTÜ'lüdür. Burada tahsildeyken
mescidde de aynı zamanda birbirlerinin arkasında namaz kılarlar. O
günlerde bir diğerini imamlığa geçirmek için ısrar edenler, ilerde
devlet idaresini kaptırmamak için mücadele vereceklerdir. Demirel,
daha 31 yaşındayken Menderes'in DSİ işleri genel müdürü oldu.
Şöhretini buradaki hizmetlerle yapmış, Başbakanın dikkatini çekmiş
"Barajlar Kralı" diye unvan kazanmıştı.
O, bu şöhrette iken 27 Mayıs 1960 darbesi yapıldı. DP kapatılmıştı.
Sükûnet avdet edince partiler, tekrar devreye girmeye başaldı.
Darbeye itirazlı kalan 3. Ordu Komutanı Ragıp Gümüşpala, sivil
hayata geçerek AP/Adalet Partisini kurdu. Bu parti zımnen Demokrat
Parti'nin devamı gibiydi. Ancak Gümüşpala, 1964'te vefat etti.
Parti liderliği için kongre yapıldı. Dr. Saadettin Bilgiç'in
seçilmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Ancak Süleyman Demirel de
adaylığını açıklamıştı. Bilgiç taraftarları "Demirel Masondur" diye
propagandaya başladılar. Demirel, Mason derneğinden mason
olmadığına dair bir yazı ibraz etti. Ama bu dernek, daha sonra
gerçek dışı vesika vermekle suçlanacaktır. Kongre, Demirel'in
kazanmasıyla bitti. 40 yaşındaydı. 1965'te Suat Hayri Ürgüplü
başkanlığında CHP'siz bir koalisyon kuruldu. Bu bir ilkti. Demirel,
başbakan yardımcısı olmakla siyasete ilk adımını attı. Aynı yıl
gerçekleşen genel seçimlerde AP'nin yüzde 52.8 oyla tek başına
iktidara gelmesiyle de 41 yaşında Başbakan oldu.
Zor yıllardı. Muhafazakârlar "mason", solcular "Morrison Süleyman",
İnönü, "Saidi Nursi'nin halifesi" diyor, asker baskı yapıyor,
matbuat ateşe tutuyor, yargı ve bilhassa Danıştay elini kolunu
bağlıyordu. Cunta, medya, yargı, sermaye vesayeti olanca
ceberrutluğuyla devredeydi. Buna rağmen enflasyon yüzde 5, kalkınma
hızı yüzde 7'de seyretmekteydi. Ereğli Demir Çelik, Keban Barajı
projeleri hayata geçmeye başlamış, 1. Boğaziçi Köprüsü'nün
temelleri atılmıştı. Bu köprü, sol muhalefetin basın ve sokak
taarruzuyla Demirel'e zehir ediliyordu. Talihe bakmalı ki 1973'te
köprünün açılışını işin sahibi Demirel değil muhalifi Başbakan
Ecevit yapacaktır.
Adnan Menderes döneminde Türkiye, geri kalmışlık zincirlerini
kırmaya başlamıştı. 27 Mayıs darbesini yaparak kalkınma yolunu
kapattılar. Ancak, millet bu defa Adalet Partisi diye bir hareketi
iş başına getirmişti. Kalkınma, kaldığı yerden devam etmeye
başlamıştı. Bu defa AP'ye fitne sokuldu. Vekiller ikiye ayrıldı.
Demirel tarafsız kalacağına "yeminliler" denen kanadı tutma
hatasını işledi. İkinci hata, Erbakan'a partinin kapısını kapattı.
41'ler, 1970'te Ferruh Bozbeyli liderliğinde AP'den kopup
Demokratik Parti'yi kurdular. Ortaya eski DP'liler, yeni DP ve MNP
çıkmıştı. Artık o güçlü AP zayıftı. Zaten 1968'de Paris’ten bütün
dünyaya sosyalist isyan yayılmaya başlamış, bilahare her tarafta
durmuş ancak Türkiye’de sol- sağ diye kardeş kavgasına
dönüşmüştü.
12 Mart 1971 Cuma günü millet, Cuma namazındayken askerler, meclis
başkanlığına hükümetin istifa etmesi için bir Muhtıra verdiler.
Böylece Türkiye 10 yıl sürecek dehşetli bir sarsıntıya giriyordu.
Sandıkla gelmiş ve çalışan bir iktidar devre dışı bırakılmış ve
partiler üstü hükümet, teknokrat hükümet, akademik hükümet,
koalisyon hükümeti diye demokrasi dışı, ithal bakanlı millet
iradesiyle ilgisiz hükümetler kurulmaya başlanmıştı. Azan terör, 12
Eylül 1980'e kadar devam etti. Yapılan darbeyle Süleyman Demirel,
Bülent Ecevit, Alpaslan Türkeş hem nezarete alındılar hem de
haklarında siyasi yasak kondu. Demirel, içerde de boş durmuyordu.
Oradan DYP'yi kurdurdu. Fakat, gün geldi Hamzakoy’dan tahliye olan
Demirel'de konuştuğu Türkçe dahil önceki haliyle çelişen farkedilir
değişiklikler olmuştu...
Bu şaşırtıcı değişiklik, 28 Şubat’a kadar devam edecekti.