Nereden başlasam nasıl anlatsam bilemiyorum! Güzel ülkemizde içimizi acıtan bir çok olaya şahit olduk, oluyoruz. İnanın, böylesine rezalet mi desem felaket mi neye sayarsanız sayın bu kadar vahimini göreceğimi hiç düşünmemiştim.
Nereden başlasam nasıl anlatsam bilemiyorum! Güzel ülkemizde içimizi acıtan bir çok olaya şahit olduk, oluyoruz. İnanın, böylesine rezalet mi desem felaket mi neye sayarsanız sayın bu kadar vahimini göreceğimi hiç düşünmemiştim.
Olayı biliyorsunuz. Kadıköy Anadolu Lisesi’ne yeni gelen 9. Sınıf öğrencilerine eski öğrencilerin simit parçaları atarak güya hoş geldin etkinliğinde bulunmaları; en acısı iyiyi, doğruyu öğreten öğretmenlerin de bu etkinliği gülerek seyretmeleri!
Bu vahim olaya yoğun tepkiler üzerine; “Kadıköy Anadolu Lisesinde yeni gelen hazırlık sınıflarını karşılama töreninde geleneksel olarak bayat simit atıldığı; okulun logosunun martı olduğu; törende atılan simitler çöpe gidecek bayat simitler olarak alındığı; tören bitiminde öğrencilerin yardımıyla toplanan simitlerin öğrenciler tarafından gerçek martılara atıldığı” gibi saçma sapan bir açıklama yapılmıştır.
Maksadı ne olursa olsun bu durumun makul görülecek hiçbir tarafı olamaz. Burada simidin bayat veya taze olması da hiç önemli değil; çünkü, yerlere atılan, üzerine basılan simit bu milletin inancında, örfünde kutsal olarak nitelendirilen ekmeğin bir türevidir.
Efendim, ne olacak ülkemizde bir günde binlerce ton ekmek çöpe gidiyor, bunları görmüyorsunuz da öğrencilerin eğlenmek için attıkları birkaç simidi mi görüyorsunuz gibi bir gerekçeyle bu vahim durum hafife alınıp makul görülemez!
Elbette ki, bir günde binlerce hatta on binlerce ton ekmeğin israf edilerek çöpe atılması gerçeğini yok sayamayız ve üzerinde durulması gereken çok çok önemli bir konudur. Başta eğitim kurumları olmak üzere toplumun tüm kesimleri bu büyük israfın önlenmesi için üzerine düşen oranda sorumluluğunu yerine getirmelidir.
Eğlence amaçlı simitlerin yerlere atılmasının vahameti çok daha büyüktür. Bunun bir eğitim kurumunda gerçekleşmesi ayrıca çok üzücü olup bu durumun savunulacak, makul görülecek bir tarafı olmamalı.
Samimiyetimle söylüyorum; simit atan çocukları suçlamaktan çok, başta ana babalar olmak üzere bu saçma sapan etkinliğe göz yuman tüm idareci ve öğretmenleri suçluyorum. Bu kadar da şirazeden çıkılmaz ki!
-Çok mu zor bu etkinliği deniz kenarına gidip martılara simit atarak yapmak veya hiç yapmamak?
Bir eğitimci olarak üzülerek ifade ediyorum, okullarımızda bu milletin örfünü, değerlerini çocuklarımıza kazandıramıyoruz. Bir okul müdürü bu etkinliği engelleyemiyorsa o koltukta niye oturuyor, anlamış değilim! Bu olayın arka planını bilmediğim için okul müdürünü de fazla suçlamak istemem; ancak, gerekçe ne olursa olsun engelleyebilmeliydi.
Bizim kültürümüzde Allah(cc)’ın verdiği tüm nimetler kıymetli olmakla birlikte ekmeğin yeri bir başka olup kutsal görülmüştür. Ekmeğe saygı ile ilgili bir çok Hadis-i Şerif rivayet edilmektedir. Peygamber Efendimiz(sav);
“Ekmeğe hürmet ediniz. Ona hürmet edene Allah da ikramda bulunur.”(Tabareni)
“Ey Ayşe! Değerli olan şeye saygı göster. Çünkü ekmek parçası hangi topluluktan/kavimden nefret etmiş/kaçmış ise katiyen bir daha onlara dönmemiştir.” dedi. (İbn Mace)
“Ekmeğe hürmet edin. Zira o, yerin göğün berekâtındandır. Kim ki düşen kırıntıyı yerse, günahı affolunur.” ((Hz. Abdullah İbni Ümmi Haram)
Efendimiz(sav)’in yukarıda ki Hadis-i Şeriflerini dikkate almayarak “ekmek o kadar çok ki bir günde binlerce ton ekmek israfı var, her taraf ekmekle dolu” gibi bir yaklaşım doğru bir yaklaşım değildir.
Elbette ki, bugün bolluk içerisinde yaşıyor, alabildiğine israf içindeyiz; ancak, yarının ne olacağını bilemeyiz. Kaldı ki, bugün yaşanan ekonomik krizlerin sonucu bunalımlı insan yığınlarının nereden kaynakladığını da hesaba katmalıyız. Ayrıca, toplum olarak imansızlık felaketiyle karşı karşıyayız olduğumuzu da unutmayalım!
-Bundan daha büyük bela ve nimetsizlik olur mu?
Şunu da herkes beyninin bir tarafına kazısın; Peygamber Efendimiz(sav) ne buyurduysa hiç tereddütsüz zamanı gelince tahakkuk eder, bundan kimsenin şüphesi olmasın!
Ayrıca; bugün ülkemizde ekmek israf edenler, eğlenmek için simit parçalarını yerlere atanlar olduğu gibi ekmek kırıntısını bile israf etmeyen Müslümanlar ve özellikle de gençlerin olduğu da unutulmayalım.
İnanmıyorsanız gözlerinizle görebilirsiniz; İslami bir cemaatin öğrenci yurtlarında yüzbinlerce genç en küçük ekmek kırıntıları ve tabaklarda kalan yemek artıklarını hiç bulaşık bırakmamak üzere yiyerek nimetin hakkını vermektedirler.
Ben içten inanıyorum, Yüce Rabb’im en küçük ekmek kırıntısını bile israf etmeyen bu insanların yüzü suyu hürmetine nimetlerini elimizden almamakta bol bol vermektedir.
Ancak; Kadıköy Anadolu Lisesi’nde olduğu gibi nimete olan aşırı saygısızlıklar Allah(cc)’a dokunabilir. Allah(cc) dokunan bir işin sonu hiç iyi olmaz!!!
Kendinizi nasıl tanımlarsanız tanımlayın; inançlı olun veya olmayın bu tür aşırılıklara karşı nimet hakkı için tepkinizi ortaya koyunuz; hele hele makul görmek, savunmak mı aman ha aman ha!