Âdâb ve Erkân. Sa‘diyye kıyâmî zikir usulünü benimsemiş bir tarikattır. Zikir, oturularak oluşturulan zikir halkasında şeyh efendinin Fâtiha’sı ile başlar. Rifâî evradına benzer özel bir beste ile Sa‘dî evrâdı topluca okunduktan sonra kelime-i tevhid zikrine geçilir.

Âdab ve Erkan. Sa'diyye kıyamî zikir usulünü benimsemiş bir tarikattır. Zikir, oturularak oluşturulan zikir halkasında şeyh efendinin Fatiha'sı ile başlar. Rifaî evradına benzer özel bir beste ile Sa'dî evradı topluca okunduktan sonra kelime-i tevhid zikrine geçilir. Kısa bir dua ve Fatiha'nın ardından ayağa kalkılarak kıyam zikri başlatılır. 'Hû, hay, Allah, daim, kayyûm' gibi Allah'ın isimleri zikredilir. Kalbî zikre geçildiğinde vurmalı sazlar kullanılır. İsm-i celal zikrinde mutlaka halîle (zil) vurulur, bu sırada zakirler zikrin temposuna uygun ilahi ve kaside okurlar (M. Gāzî Hüseyin Âgā, I, 76; DBİst.A, VI, 394). Kalbî zikre başlandığında şeyh efendiyle derviş göz göze bakışırlar, derviş bir kalıp gibi donarak hareketsiz kalır, ayinin sonuna doğru yine şeyhin bakışı ile eski haline döner. Buna 'Sa'dî dondurması' denir. Sadî tekkelerinde mübarek gün ve gecelerde, özellikle mevlid kandillerinde büyük ayinler tertiplenir, bunların en muhteşemi Şam'da Emeviyye Camii'nde ve İstanbul'da Ayasofya Camii'nde icra edilirdi. İstanbul'da yaygınlaşan Sa'diyye kollar, Türk tasavvuf musikisinden etkilenmiş, Osmanlı kültürünün tesiri altında gelişme göstermiştir. Ancak Osmanlılar'ın son dönemine gelindiğinde Sa'dîleri ve Rifaîler arasında yakın ilişkinin olduğu görülmektedir. Sa'diyye tarikatında önemli uygulamalardan biri 'devse' ayinidir. Âyin esnasında şeyh yüzü koyun yere uzanmış olan müridlerin üzerinden zikir ve dua ederek yürürdü. Sadece Mısır Sa'dîleri arasında icra edilen bu ayin 1881 yılında Hidiv Mehmed Tevfik Paşa tarafından müslümanları zelil kıldığı gerekçesiyle yasaklanmıştır. Devse kelimesi 'ezmek, çiğnemek' anlamındaki devs kökünden gelmektedir. Rivayete göre Sa'diyye tarikatının kurucusu Sa'deddin el-Cebavî'nin (ö. 700/1300 [?]) oğlu ve halifesi Şeyh Yûnus Kahire'ye gelince kendisinden veliliğine delil olacak bir keramet istenmiş, Şeyh Yûnus da yere sırça kaplar dizdirerek hiçbirini kırmadan üzerlerinden atla geçmiştir. Bu gösteri daha sonra Sa'diyye mensuplarınca bir tarikat geleneği haline getirilmiş, ancak kolayca kırılan sırça kaplar yerine yüzüstü yan yana yere yatan dervişler üzerlerinde icra edilmiştir.1833-1835 yıllarında Mısır'da kalmış olan İngiliz müsteşrik E. William Lane bu törenlerden birinde bulunmuş ve eserinde devse törenini bütün ayrıntıları ile anlatmıştır. Onun tasvirine göre, devse yapılacağı günün gecesinde Sa'diyye şeyhi Ezher Üniversitesi yakınlarındaki Haseneyn Camii'nin bir köşesinde sabaha kadar dua eder, hizb ve Kur'an okur, öğleden önce halka vaaz verir, öğle namazını kıldıktan sonra ise hazırlanmış olan ata binerek arkasındaki Sa'dî dervişleriyle Özbekiyye meydanına doğru yola çıkar, yolda onlara diğer derviş grupları da katılırdı. Şeyh büyük bir derviş kalabalığının önünde Özbekiyye meydanına girer, meydanın güneyinde kurulmuş olan çadıra doğru yürürken dervişler yol boyunca yere yüzüstü ve yan yana uzanır, kollarını alınlarına yastık yaparlardı. Yirmi kadar derviş ellerinde deflerle tempo tutarlarken yere uzanmış dervişler de 'Allah' diyerek zikrederlerdi. Şeyhin bindiği atının iki yanında duran iki kişi atı dervişlerin sırtından yürütürdü. Üzerinden geçilen her derviş 'Allah' diye bağırarak ayağa kalkar ve şeyhi takip ederdi. Yıllarca yapılan bu törenlerde herhangi bir dervişin bedenî zarar gördüğü rivayet edilmemiştir. Devsenin sonunda çadıra yaklaşan şeyh atından iner, birkaç dervişin refakatinde çadıra girip seccadesine oturur, yirmi yirmi beş kadar derviş onun etrafında yarım daire oluştururlar, arkalarında elli altmış derviş ile birlikte, 'ya Allah, ya hay, ya daim, la ilahe illallah' diyerek kısa bir zikir yaparlardı. Sonra Kur'an okunur ve dervişler şeyhin elini öperek dağılırlardı. Dervişlere göre bu keramet şeyhten şeyhe silsile yoluyla geçmekteydi. Törenin gayesi feyiz, bereket ve kardeşlik duygularının çoğalmasıdır.[1]

[1] https://islamansiklopedisi.org.tr/devse