İsrail’in son Filistin saldırısından sonra Türkiye’de birçok kurum Filistin konusunda daha somut adımlar atmak için kolları sıvadı.
İsrail'in son Filistin saldırısından sonra Türkiye'de birçok kurum Filistin konusunda daha somut adımlar atmak için kolları sıvadı. Birçok üniversite'nin yanı sıra bazı resmi kurumlar da Filistinli ilgili birimler oluşturup, bölgeyi daha yakın plandan incelemeye başladı. İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Filistin Araştırmaları İmar ve Dayanışma Derneği (Filistin Platformu) ile birlikte 'Osmanlı Filistini Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası (1516-1917)' adlı kitabı hazırladı. Üç kurum kitabın hazırlanmasından hedefin, Filistin çekişmesinin hakça sona ermesine yardımcı olacak belgeleri gün yüzüne çıkardıklarını belirtti.
Korona dönemlerinde piyasaya çıkan atlas, İsrail'in Filistin'e yönelik son saldırılarından sonra büyük ilgi görmeye başladı. Türkiye'deki birçok kurum da benzeri çalışmalar yapmak için çalışmalar yürütüyor. 'Filistin ve onun simge şehri Kudüs, Türkiye için bir sorumluluğun adıdır' diyen İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, 'Filistin toprakları Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti boyunca tam 400 yıl barış ve huzur içinde yaşadı. Farklı inanç ve kültürler bir arada sorunsuz yaşamanın en güzel örneğini verdi. Ancak dünya coğrafyasının yeniden şekillendirilmek istendiği 20. yüzyılda ve iki dünya savaşı sonrasında hem dünya, hem de bölge kan ve gözyaşıyla tanıştı. Filistin toprakları üzerinden kurulan İsrail devletinin hak hukuk tanımayan, zulmü temel şiar edinen politikaları acıları daha da artırdı' dedi.
'Filistin boş bir ülkeydi' ve 'Bu toprakların sahipleri yoktu' iddiasını çürütmek için atlası hazırladıklarını ifade eden Avdagiç, 'Biz bu coğrafyayı kasaba kasaba, köy köy, karış karış biliyoruz. Filistin'in en ücra köşesinde yaşayanların çektiği sıkıntıdan bile bize bir pay düştüğünün farkındayız. Bunu azaltmak için çabalıyoruz. Dolayısıyla, onun her mahallesinin, her köyünün, her nahiyesinin, her kazasının, her vilayetinin ve buralarda yaşayan her insanının varlığının belgelenmesinin; Filistin'in gerçek sahiplerine kavuşacağı bir geleceği umutla beklemek, bunun için çabalamak anlamına geldiğini düşünüyoruz' diye konuştu.
'Osmanlı Filistini Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası (1516-1917)' adlı çalışmada yer verilen sancak, kaza, nahiye, köy gibi yerleşim yerlerinin isimlerinin ilki 16. yüzyılda yapılan sayımlar, yani tahrir defterleri incelenerek tespit edildi. Böylece ilk kez bölgeye ilişkin 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Osmanlı arşivlerindeki tüm yazılı belge ve defterler tetkik edilerek bir envanter oluşturuldu. Avdagiç son olarak şunu not düştü: 'Biliyoruz ki, Filistin Kudüs'tür, kimse bize Kudüs'süz bir Filistin'i kabul ettiremez. Filistin Nablus'tur, Filistin Akka'dır. Filistin en güneyden en kuzeye, Sur'a, Kazimiye'ye kadar uzanan bir geniş coğrafyadır.'
Filistin'deki yer isimlerinin yanı sıra haritalar ve eski resimlerle de hazırlanan kitap, Türkçe, Arapça ve İngilizce olarak basıldı. Filistin'in sadece yerleşim yerleriyle değil, tarihsel haritalarıyla da zihinlere nakşedilmesi için ortaya çıkarılan kitap, Osmanlı Filistin'i tasavvurunu bugüne çok güzel bir şekilde aktarıyor. Bunun yanı sıra Ankara'da kurulan Kudüs Derneği de Kudüs'teki gelişmeleri gün be gün takip edip arşivliyor ve kitap haline getiriyor.
Hasılı kelam, İsrail'in son Filistin saldırısı Türk toplumunda Filistin ruhunun yeniden canlanmasını sağladı. Yıllardır bitmeyen saldırılarının artık bitmesini isteyen Türk halkı, hem resmi hem de gayri resmi kurumlardan Filistinli ile ilgili somut adımlar atmasını talep ediyor. Bu çerçevede kolları sıvayan birçok kurum Filistin'in geçmişinin yanı sıra bugünü ile ilgili de bir şeyler yapmak için çok ciddi bir şekilde kolları sıvadı. İsrail'in hak hukuk dinlemeden yürüttüğü zulümleri 100 yıl sonra Müslüman halkların yeniden daha güçlü bir şekilde uyanışına vesile oluyor.