Cennet mekan Başbuğ Alpaslan Türkeş, bize verdiği genel taktik dersinde,

Başarının sırrı, lider, doktrin ve teşkilat tartışmazlığıdır, Derdi.

Bu başarıda da diğer önemli unsur, Disiplindir.

Bu formülü, dünyada hangi başarılı devlet kuruluşta  ve savaşlarda kullanmışsa başarılı olmuştur.

Disiplinden maksat, emir komutaya mutlak itaattir.

Mesela Metehan, daha kağan çocuğu iken askerlerine, en sevdiği atı okla vurmalarını istedi.

Bazı alpler, bunu yapmadı. Metehan emre uymayan asker yaşamamalı diye o Alpleri öldürdü.

Sonra da koskoca Hun imparatorluğunu kurdu.

Plevne savaşında, Gazi Osman paşayı kıskanan generaller, emre uymayıp ona ikmal yapmadılar.

Balkan savaşında, Hasan Tahsin paşa, merkezi dinlemeyip Türk ordusunu Yunan generale teslim etti.

Yani, Disiplinin başarısı, ve disiplinsizliğin mağlubiyeti hep ortadadır.

Ölümüne savaşa gidip dünyayı titreten Yeniçeriler. Sonradan emre uymayıp savaşları kaybettiler.

Dünya savaş tarihi yazıyor ki, ordu disiplini galibiyettir.

               ***

Osmanlının son döneminde, askerler arasındaki ihtilaf ve anlaşmazlık, Doktrin zafiyetidir.

Disiplinsizlik hat safhada idi. Filistin savaşında ordularını sahadan çeken komutanlar oldu.

70 bin esir verdik. Yüzbinlerce şehidimiz oldu.

Bu da savaşları kaybetmemize sebep oldu.

Senta savaşında, düşman topları atışa başlayınca on binlerce yeniçeri bozguna uğradı.

Savaşa giden padişahı düşman safları içinde bırakıp kaçtılar. Mağlup olduk.

               ***

30 ağustosta disiplinsiz şekilde teğmenlerden 350 kadarı emir komutaya uymayan,

Askeri disipline asla uymayan, yeni bir yemin şekli uydurup,

Kılıçlarını çekerek solcuların, CHP nin, Türk İslam düşmanlarının kullandığı sloganı atmaları,

Önemli bir savaşta bu subayların, Selanik haini Hasan Tahsin paşanın yaptığını yapacaktır.

Yani vatan topraklarını düşmana teslim edebilirler.

Devlet başkanı benim partimden değil diye…

               ***

Türkiye yüzyıl misyonuna hazırlanıp, dünyanın en caydırıcı silahlarını yapıp,

Cihan devleti yolunda ilerlerken, askerler arasında böyle bir ayrılık, yıkılıştır.

Savaş kaybetmektir. Bu da şerefli Türk milletine ve tarihine asla yakışmaz.

Bu bakımdan bu olayın sebebi ve şartları araştırılmalıdır.

Bu sebepler ortadan kaldırılmalıdır.

Bu sebepler ne olabilir?

Önce onları eğiten subayların fikirleri araştırılmalı, sonra derse giren eğitim görevlileri sorgulanmalı,

Onlara verilen dini ve milli eğitimin kapasitesi araştırılmalıdır.

Önce Milli savunma üniversitesini rektörü, dekanı, her sınıfın bölük  komutanları uzaklaştırılmalıdır.

Geniş bir istihbarat ağı kurularak, tespitler yapılmalı, suçlular cezalandırılmalıdır.

Namazını kılanlara tarikatçı deyip iftira atanların hakkında işlem yapılmalıdır.

Gerçekten bazı tarikatlarla ilişkisi olan varsa onlar da uzaklaştırılmalıdır.

Çünkü asker ve ordu tek liderden emir alır.

Her kafadan ayrı ses çıkarsa, FETÖ de olduğu gibi dışardan emir alırsa yine asker savaşmaz.

Atılan slogan ; “ Mustafa Kemalin askerleriyiz “ sözü, 1960 dan beri yapılan bütün ihtilallerin sözüdür.

Eski Gn Kurmay Bşk. İlker Başbuğ’un dediğine göre bütün İhtilalleri CIA yaptırdı.

O halde Harp okulunda verilen eğitim, ve öğrencilerin ayrı teşkilatlanmaya gitmesi,

Mustafa kemalin askerleriyiz deyip Bir CIA, MOSSAD, operasyonu çağrıştırması,

Vahim bir durumu sergilemektedir.

               ***

İsyankar askerlere, mason, Yunan taraftarı, Avrupa parlamentosunda alkışlanan,

Türk düşmanı Cem Özdemir’i ziyaret eden, İstanbul belediye başkanı Ekrem İmamoğlu arka çıkarsa,

Bu işte bir bit yeniğinin olması her zaman beklenir.

Bu kalkışma, şiddetle cezalandırılmalıdır. Yenisi de önlenmelidir, vesselam…