Her iş dalının belirli bir maaş potansiyeli mevcut. Mesela bir öğretmen 20 bin maaş alamaz yada bir hostes 2 bin. Ancak aynı durum sosyal medyayı iş hayatına çeviren insanlar için geçerli değil.
Her iş dalının belirli bir maaş potansiyeli mevcut. Mesela bir öğretmen 20 bin maaş alamaz yada bir hostes 2 bin. Ancak aynı durum sosyal medyayı iş hayatına çeviren insanlar için geçerli değil.
Bugün 17 yaşındaki bir çocuk Tiktok üzerinden 1 saatte sadece konuşarak 30 bin kazanabiliyor.
Bir Influencer, cildi bebek gibi yapıyor diyerek 50 gramlık 800 değerindeki bir kremi önerebiliyor.
İnsanlar, mevcut ekonomide bir ekmek fazla alıp almama konusunda düşünürken, onlar bir günde 4 partiye katıldıkları için dert yanıyor.
Hiç evinden çıkmadan, bir telefon başında milyarları cebe indiriyorlar.
Bu insanlar üniversite okumuyor, kendilerini geliştirmiyor. Bir işte ustalaşmamış, bir konuda emek harcamamış. Onları izleyenlere fayda sağladıkları bir nokta yok. Yaptıkları bir hayır işi de değil.
Elbette bunu kendini donanımlı olarak ilerleten ve takipçilerine gerçek anlamda katkı sunanlar da var. Onlara sözümüz yok, geldikleri yerleri iyi kullananların yolu hep açık olsun.
Peki onların cebine milyarların girmesini sağlayan izleyicilere ne demeli?
Sadece kafa dağıtmak için öylesine takip ettikleri biri günden güne kendine kitle hazırlıyor. Saçma kaoslar, yanlış sunumlar, aşağılama ve saygısızlıklarla bir çok insanı peşinden sürüklüyor. O insanlar ise onları izleyip para kazandırıyor.
Telefon başında atılan her like banka cüzdanındaki parayı artırıyor.
Emeksiz, bomboş bir hayat. Artan para ve kaybolan benlikler. Dün nerede olduğunu unutan, bugün kendini sadece para ile güçlü kılan bir nesil. Paranın verdiği hazla yitirilen manevi değerler.
Yanlış yönlendirmeler! İnsanlara zorunluymuş gibi sunulan değerler. Robotmuş gibi aynı kalıba sokulmaya çalışılan insanlar.
İzlediğimiz, takip ettiğimiz insanlar bize ne katıyor? Düşünelim. Bizi nasıl etkiliyor? Düşünelim. Çocuklarımız kimlere hayran, paralarını ne için kim için harcıyor? Düşünelim.
