Son yıllarda sağlıkta uygulanan şiddetin oranı oldukça arttı. Sektörün her departmanında çalışan personeli bu şiddetten payını aldı. Artık şiddet doktor, hemşire, hasta bakıcı diye ayırt etmiyor.

Son yıllarda sağlıkta uygulanan şiddetin oranı oldukça arttı. Sektörün her departmanında çalışan personeli bu şiddetten payını aldı. Artık şiddet doktor, hemşire, hasta bakıcı diye ayırt etmiyor.

Şiddetin her türlüsü kötüyken sağlık çalışanlarına uygulananı daha çok üzüyor. Gece gündüz nöbette olan, bir hayatı kurtarmak için çabalayan, yıllarını harcayan, çocuklarından, eşlerinden evinden uzakta kalan sağlık çalışanları… Onlarca hakarete, tehdide, saldırıya maruz kalıyorlar.

Yaptıkları iş yeterince zorken her gün ölüm korkusuyla burun buruna gelmek ne kadar kolaydır sizce?

Hiçbir doktor, hemşire doğa üstü güçlere sahip değil. Eğitimini aldıkları, el becerilerini kullandıkları kadarıyla insanlara yardımcı oluyorlar. Bizler şunu unutuyoruz. Onlar da insan! Tüm tıbbi bilgileri kullansalar da bir yerlerde insanlar ölüyor, ölmeye devam edecek. Bazen ilahi adalet, bazen kader, bazen hastanın bünyesinin zayıflığı, bazen dakikaların kaybedilişi, geç kalınmış müdahale… Tüm ölümlerde tüm suçu sadece onlara atmak ne kadar mantıklı?

İşini iyi yapmayanlar da var elbette. Hastalara karşı nezaketini azaltan, hoş görüden uzaklaşanlar da var. Yanlış tedavi uygulayan, hata yapanlarda var. Böyle durumlarda hakkı aramak varken bir katile dönüşmenin kime faydası var peki?

Bir anlık öfke ile tüm hayatını parmaklıklar arkasına hapsetmek ne kadar doğru?

Bir cana kıymak, birini böyle korkutmak, ölümüne sebep olmak bu kadar basit olmalı. Haklar, silahlarla aranmamalı.