Niçin?. Çünkü bir türlü birleşip toparlanmazlar.
Birleşip toparlanmayan Müslümanlar nasıl Müslümandır?. Vasıfsız,
güçsüz, akılsız, firasetsiz Müslümanlardır.
Müslümanların oluşturduğu topluluğa ne denir? Ümmet denir.
Bu devirde İslam Ümmeti var mıdır?.. Hem vardır, hem yoktur…
Kur’anda, Sünnette, din kitaplarında, teoride vardır ama realitede
yoktur.
Parçalanan, bölünen, birbirine düşen, birbiriyle çekişen, bin
fırkaya ve hizbe ayrılan Müslümanlar ne olur?.. Esir, zelil, rezil
ve perişan olur, başlarına bin türlü bela, afet, felaket gelir.
Ezbere konuşma delil getir, örnek ver!.. Suriye Müslümanlarına,
Mısır Müslümanlarına bakınız.
Müslümanların birleşmesi nasıl olur?.. Kâmil, âdil, râşid,
muktedir, gerçekten dindar güçlü bir reise biat ve itaat
etmeleriyle olur.
Bu reis demokratik seçimlerle mi seçilir?.. Hayır, on kadar âqil
Müslümandan oluşan bir şûra tarafından seçilir.
Ümmet birliği ve teşkilatı olmazsa, bu Ümmetin başında ehliyetli
bir İmam bulunmazsa Müslümanların işleri rast gider mi?..
Gitmez.
Müslümanların reisi hangi itikada sahip olacak, hangi mezhebe bağlı
bulunacaktır?.. Ehl-i Sünnetten olacak, fıkıhta dört mezhepten
birine bağlı bulunacaktır.
Onun ahlak ve fazileti nasıl olmalıdır?.. İslamî, Kur’anî, Nebevî
ölçülere göre son derece dindar, ahlaklı ve faziletli olması
gerekir. Başkanlığı esnasında ticaret yapamaz, mal edinip zengin
olamaz, lüks ve saltanatlı bir hayat süremez…
İmamın kapısı olur mu?.. Olmaz, onun kapısı bütün halka gece gündüz
açık olur. Ya bizzat, ya yardımcıları vasıtasıyla günün 24 saatinde
halkın hizmetinde olur?
İmamet sisteminde ne gibi şûralar, meclisler, hey’etler olur?..
Ümmet Şûrası olur… Âqiller Meclisi olur… Meclis-i Meşayih olur…
Âmirîne bi’l-mâruf ve nâhîne `âni’l-Münker heyetleri olur… Fütüvvet
teşkilatı olur… Mahalle teşkilatı olur…
İmamet teşkilatında dinde ikrah var mıdır?... Ehl-i zimmet olan
gayr-i müslim tebaaya yoktur, Müslümanlar için teşvik, gerektiğinde
icbar vardır.
Kaç türlü islamî sistem vardır?.. İki türlüdür. Birincisi adaleti,
güvenliği hâkim kılan gerçek İmamet sistemi ve rejimidir. İkincisi,
şeklen, sûreten islamî görünen ama gerçekte islamî olmayan
sistemdir.
İmamet sisteminin en temel müessesi hangisidir?.. Mektep ve
medreseleridir. Buralarda kâmil, âlim, ârif, bilge, vasıflı,
hayırlı, sâlih insanlar yetiştirilir. Bunlar Ümmete ve insanlığa
hizmet eder. İmamet medrese ve mektepleri Harvard’lardan,
Oxford’lardan, Eton’lardan üstün ve parlak olur.
Bu söylediklerin mümkün müdür?.. Elbette mümkündür. Eşya üçe
ayrılır: Vacib, muhal, mümkün. Bu yazdıklarım mümkinat içine
girer.
Peki mümkündür de, kabil midir?.. Kabildir… Yeter ki, bu hizmetleri
yapacak üstün vasıflı hizmetkarlar olsun.
Bu anlattıkların zor ve büyük işlerdir. Biz şimdilik bugünkü
fetret, kaos, anarşi, parçalanmışlık, İslamcılıklar, İslam
Protestanlığı, BOP İslamı sistemiyle yetinsek… Esarete, zillete,
yenilgiye, afetlere ve onların çok kötü neticelerine, belanızı
bulmaya razı iseniz mevcut sistemle yetinirsiniz.
* (İkinci yazı)
Trafik Berbattır Sayın Ekselans
BİR ülkenin, toplumun, düzenin durumunu anlamak için birçok ölçü
vardır. Bunlardan biri trafiktir. Ülkemizin trafiği gayet kötüdür.
Gazeteci yazar sıfatıyla medyadaki trafik haberlerini takip
ediyorum ve ülkem adına çok üzülüyorum. Bursa’da direksiyon
hakimiyetini kaybeden bir sürücü otobüs durağına girmiş, kaçanlar
kurtulmuş, kaçamayanlar ölmüş… Başka bir sürücü sokakta top oynayan
küçük çocukları ezmiş… Bir ötekisi hızını almamış eczahanenin
duvarına toslamış, içeridekiler zelzele oluyor sanmış.
Köprüden aşağı düşen otomobiller, minibüsler…
Son dört beş ay içinde korkunç kazalar oldu. Kayseri’deki kazada
yirmiden fazla insanımız öldü.
Kazanın sebebi kabak lastikmiş. Suçlu kim? Elbette devlet! Niçin
sıkı şekilde kontrol etmiyor?
TIR’larla yolcu otobüsleri birbirine tosluyor. Can pazarı… Yolun
kenarına dizilmiş cesetler…
Birçok turfa sürücü otomobillerini yolun kenarına doğru dürüst park
edemiyor. Bunlara kim ehliyet vermiş? Devlet canım devlet.
Geçenlerde bir cuma günü ikindi vakti alış veriş için Kumkapı’ya
gitmiştim. Evime dönmekte çok zorlandım. Trafik tam bir keşmekeşti.
Ne bir polis, ne bir belediye memuru vardı.
Otomobil satışları tam gaz gidiyor.
Her sabah ve akşam milyonlarca otomobilde sadece bir kişi var…
Trafik mıh çıkını gibi olmuş.
Uyuyan şoförler… Devrilen TIR’lar… Kafa kafaya çarpışan vasıtalar…
Ölenler, sakat kalanlar, dullar, yetimler…
Otomobil bir ihtiyaç olmaktan çıktı, bir tutku, bir put haline
geldi.
Şu adama bakın: Ben toplu taşıma vasıtalarına binecek kimse
değilim, elbette otomobilimde Nemrud gibi tek başıma gidip
geleceğim. Günde iki üç saat trafik sıkıntısı çeksem bile yine
otomdan vaz geçemem diyor.
Recaizade’nin Araba Sevdası romanı…
Dünkü at arabası, bugünkü otomobil çılgınlıkları…
Trafik keşmekeşi… Trafik kazaları…
Bayram dönüşlerinde İstanbul girişinde on kilometrelik
kuyruklar…
Cinayet gibi kazalar… Beyinsizce kazalar… Köprüden aşağı düşen
otomobiller… Eczahane duvarına toslayanlar… Otobüs durağına girip
bekleyenleri biçenler… Top oynayan mâsum çocukları canavar gibi
çiğneyenler… Fren yerine gaza basanlar… Kabak lastikler… Uykusuz
şoförler… Sarhoşlar… Deliler zır deliler zırzır deliler hınzır
deliler trafik delileri… Otomobil satışları iyi gidiyor, trafik
cephesinde âsâyiş berkemaldir Ekselansım efendim.