Bir önceki yazımın son cümleleri şöyleydi: “Müslümanları nasıl korkak hale getirdiler?” Bunu bir sonraki yazımda bu hususu açıklayacağım diye söz vermiştim. İşte o mühim hususu bu yazıda açıklıyorum.

Bir önceki yazımın son cümleleri şöyleydi: 'Müslümanları nasıl korkak hale getirdiler?'

Bunu bir sonraki yazımda bu hususu açıklayacağım diye söz vermiştim. İşte o mühim hususu bu yazıda açıklıyorum.

Müslümanlar korkak, genelde korkak. Özellikle de İsrail'e karşı korkak. Bu bir gerçek.

Bu korkakların nedeni çok basit.

Esasında bir Hadis-i Şerif tüm her şeyi açıklıyor ondan başlayalım. (Bu Hadis-i Şerif Sevgili Peygamberimizin (asm) geleceğe dair bildirdiği ve doğru çıkan muhteşem haberlerinden ve mucizelerinden biridir. Sevgili Peygamberimiz asırlar öncesinden bugünü görmüştür)

Sevgili Peygamber Efendimizin (asm) sohbet halkasında bulunan ve en çok yanında bulunan sahabe Hazreti Sevban (ra) anlatıyor:

Hazreti Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz: 'Yabancı kavimlerin, yiyicilerin birbirlerini sofralarına davet ettiği gibi, birbirlerini sizin üzerinize çullanmaya çağıracakları zaman yakındır' buyurdu.

Orada bulunanlardan biri: 'O gün sayıca azlığımızdan dolayı mı bu durum başımıza gelecek' diye sordu.

Allah Resûlü Efendimiz (asm): 'Hayır, bilakis o gün siz çok olacaksınız. Lakin sizler, bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan kimseler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak' buyurdular.

'Zaaf da nedir, ey Allah'ın Resûlü?' denildi.

'Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmama duygusu!' buyurdular.

Evet, durum bu kadar açık ve net.

'Müslümanlar, İsrail'den neden korkuyorlar' sorusunun cevabı çok basit.

Dünya'yı seviyor ve ölümden kaçırıyoruz.

Esasında Müslümanlara yakışan. 'Dünya'yı sevmemek ve ölüme koşmaktır.'

Şimdi bir Müslümanda bu iki haslet yoksa nasıl İsrail'den korkmasın ki, niye İsrail'den çekinmesin ki!

Müslüman dediklerimizde müthiş bir Dünya sevgisi var ve ölümden çok korkuyorlar.

Bu ikisinin sebebi 'zayıf imandandır.'

Hadis-i Şerif'te de belirtildiği üzere ve Sevgili Peygamberimizin mucizevi olarak bildirdiği üzere, Müslümanlar, İsrail'den nüfus olarak çok çok fazlalar. Ancak güç ve etki bakımından 'bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan kimseler' halindedir.

Ayrıca onlar korkak olması gerekirken, Biz korkuyoruz. Çünkü içimizde 'Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmama duygusu' var. Aynen Hadis-i Şerif'lerde buyrulduğu üzere.

Bu ahvalde elbette bizi bekleyen akıbet rezalet ve hezimettir.

Allah bizi bu hezimetten korusun ve kurtarsın.

Yazımın bu noktasında bir gerçeği de ifade etmeliyim.

Bizde meskenet sevgisi ve bir yere bağlanıp kalma duygusu oluştu.

Meskenler, evler, köşkler, bahçeler sanki cennet gibi geldi Bize.

Ah zavallı Müslümanlar ah! Cenneti bu Dünya'da arayan zavallılar ah!

Ecdadımızda ne meskenet ve bağ-bahçe sevgisi vardı, ne de bu Dünya'da cennet arama duygusu vardı.

Ecdadımızda fütuhat sevdası ve cihad aşkı vardı.

Bizde zerresi olmayan bir duygu ve düşünce bu.

Hangimiz cihad aşkıyla yanıp tutuşuyor? Hangimiz fütuhat sevdasıyla uyanıyoruz?

Ah zavallı Müslümanlar ah!

Dünya'da yiyip içip gününü gün etme derdinde olan ve Ahirette de zaten cenneti garanti gören zavallılar ah!

Ah ah ah, ne İslam'ı anlayan ne imanı kavrayan zavallı Müslümanlar ah!

Davasında samimi olmayan zavallı Müslümanlar ah!

Vah, vah, riya içinde, gaflet içinde yuvarlanan ve cehenneme kadar yolu olan sözde Müslümanlar vah!

Şimdi bu durumdaki insanlar ile ne yapılabilir?

Bunlarla sefere ve cihada değil, çeşmeye su almaya dahi gidilmez.

Yani günümüzdeki bu Müslümanlar ile yol arkadaşlığı yapılmaz.

Bu Müslümanlar yani anlattığım şuursuz ve duygusuz (şehadet arzusu olmayan, cihad davası olmayan) Müslümanlar sabahtan akşama kadar namaz da kılsalar onlarla yola çıkılmaz.

Bu Müslümanlar yani anlattığım bilinçsiz ve düşüncesiz (fütuhat fikri olmayan, mücahade aşkı olmayan) Müslümanlar her gün oruç da tutsalar onlarla yola çıkılmaz.

Namaza, oruca, Hacca dikkatli olup da şehadet, fütuhat, cihad ve gaza ruhuna sahip olmayan Müslümanı hiç sevmedim. Tabi hepsi bir arada ise, İslam'ın tüm gündelik ibadetlerine hassas ve yıllık olarak da oruca, Hacca hassas ise, bunların şehadet, mücahade ve fütuhat arzusu tüm ruhunu kaplamış ve Dünya'ya da bir tekme vurmuş ise, böyle bir Müslüman benim canımdan daha değerlidir. Severim elbette.

Şunu herkes bilsin ve duysun: Biz bu Dünya'ya yaşamaya ve keyif sürmeye gelmedik. Biz bu Dünya'ya Allah'ın rızasını kazanmaya geldik.

Çok fazla söz söylemeye gerek yok: Dünya'daki tüm Müslümanları Allah ıslah eylesin. Hepsine İslami şuur nasip eylesin. Tüm Müslümanlara Yüce Rabbim cihad ve fütuhat şuuru nasip eylesin.

Amin.

İşte bu dua ve niyazımdaki Müslümanlar Dünya'da mevcut olurlarsa terörist İsrail, bizden korksun. Ancak Müslümanlarda imani şuur ve İslami fütuhat ve cihad aşkı olmazsa Biz onlardan korkarız. Günümüzde olduğu gibi, maalesef.