MÜSLÜMAN’ın önüne hayatı boyunca her gün bir yığın dert, mesele,
problem çıkar. O, bunları nasıl çözecek, ne gibi çareler ve
çözümler bulacaktır?
Kendi kafasıyla, re’y ve hevası ile mi hareket edecektir, yoksa
birtakım hükümlere ve kriterlere mi uyacaktır?
Akıllı, kültürlü, iz’anlı, şuurlu Müslüman kendi kafasıyla iş
yapmaz. İslamın Kur’anın Sünnetin Şeriatın İslam ahlakının, İslam
bilgeliğinin ışığında hareket eder.
İnsanın iki büyük düşmanı vardır: Biri şeytan, diğeri kendi nefs-i
emmâresi, benliği. Bunları dinlerse büyük zarar görür, hattâ
felaketlerin en büyüğüne, imanını kaybetmek tehlikesine mâruz
kalır.
Müslüman asla rasyonilast olamaz. Akıl elbette büyük bir âlet ve
vasıtadır, lakin tek başına onunla bir yere gidilmez.
Akıllılık çok iyi bir şeydir, akılcılık akıllılık değildir.
Müslümana ışık tutan, yol gösteren Allahın kadim kelamı olan
Kur’andır.
Kur’andan sonra, onun tefsiri, hayata uygulanması mahiyetinde olan,
Peygamberin (Salat ve selam olsun ona) Sünnetidir.
Din tahsili görmemiş Müslüman Kitabullahtan ve Sünnetten kendi
aklıyla ve re’yiyle hüküm çıkaramaz. Râsih alimlerin yazdığı din
kitaplarını okuması gerekir.
İşi nefsine ve şeytanına bırakırsa onlar sabah namazı vaktinde
uyumasını yeğler.
Kahvaltı edecek… Şeytana ve nefsine sorarsa mükellef, çok zengin,
israflı bir kahvaltıı yapmasını ister.
Öğle yemeğini çok yedirtir… Akşam yemeğinde yine israf ettirir.
Şeytan ve nefis mesken, yazlık, mobilya, binit, giyim kuşam, hayat
tarzı konusunda hep israf, hep şatafat, hep ihtişam arzu eder.
Bunlara uyan kul israf eder, günaha isyana batar.
Kur’ana Sünnete Şeriata hikmete uyan hayr ve itidal üzerinde
olur.
Ayakkabın eskidi… Yeterli paran var, yenisini alacaksın… Din sana
ölçülü olmanı, israf etmemeni emir ve tavsiye ediyor; şeytana,
nefsine ve aklına uyarsan marka fetişizmi yapar, gerekenden pahalı
lüks bir ayakkabı alırsın. İsraf günahtır, haramdır. İsrafın haram
olmadığını söyleyebilir misin? Hele bir söyle, dinden çıkarsın.
Öldüğünde iki metrelik bir çukur kazıp nâşını içine koyacaklar,
evindeki pahalı açık pembe renkli Brezilya granitine ne lüzum var,
biraz mütevazı olsana.
İtalyada on beş bin liraya palto diktirmişsin, bir paltoya bu kadar
para verilir mi? Biraz ölçülü olsana. Hem o para senin değildir,
emanettir sen imtihan ediliyorsun. (Böyle paltosu onlara:
Düğmelerini iliklemeyin de, açıldıkça markası görünsün!)
Üç yüz bin liralık otomobil almışsın, sen çılgın bir Müslüman
mısın?
Müslüman hiç lüks mesken, lüks yazlık, lüks mobilya, lük otomobil,
lük giysiler, lüks cep telefonu fetişizmi yapar mı?
Lüks demek israf demektir, israf Cennete değil, Cehenneme götürür,
aklını başına toplasana.
Benim evim şöyle, benim otomobilim böyle, benim elbisem Cakka Cukka
marka… Bir Müslümana böyle çocukluklar, şımarıklıklar yakışır
mı?
Umreye gittiğinde bile israfa, şatafata kaçıyorsun.
Niçin işlerini Kur’ana, Sünnete, hikmete, Şeriata, rabbanî ulema ve
fukahaya, kâmil mürşidlere, ziyalı kimselere sorarak
yapmıyorsun?
Kur’anda yaş ve kuru her çare ve çözüm var. Her derdin çaresi ilacı
var. Sadece ölümün çaresi yoktur. Kitabullah her can ölümü
tadacaktır buyuruyor.
Çareleri çözümleri Kitabullahta Resulullahın Sünnetinde, Şeriatta,
İslam ahlakında ve hikmetinde, bunların ışığında yazılmış muteber
din kitaplarında arayıp bulanlara ne mutlu.
(İkinci yazı)
Gençlere On Altı Yeni Konu
KÜLTÜRLÜ olmak isteyen lise ve üniversite gençleri için on altı
yeni konu veriyorum. İnternetten arayıp bulsunlar, öğrensinler.
1. Dünyaca meşhur seramik sanatçımız Alev Ebuzziya.
2. İzmir Rufaî tekkesi şeyhi, Hisar camii imamı ve büyük bestekâr
Rakım Elkutlu.
3. Zahir ilimlerinde ve tarikatta icazet, silsile ne demektir?
İcazetnamedeki silsile kime ulaşır? Sahih ve kopuksuz icazeti
olmayan bir kimse okumuş da olsa din alimi, fakih ve şeyh, hele
müftü hiç olamaz.
4. Geleneksel sanatlarımızdan ebrunun kaç çeşidi vardır? Hatip
ebrusu ne demektir?
5. Yavuz Sultan Selimin divanının Farsça, Şah İsmail divanının
Türkçe oluşu. Alman imparatoru İkinci Wilhelm’in Yavuz divanını
Berlinde bastırması.
6. Sultan Abdülhamidin Çinde Hamidiye medresesi kurdurması.
7. Sultan Abdülhamidin Yıldız sarayında marangozhanesi olması,
bizzat mobilya yapması. Yine Yıldızda porselen fabrikası
kurdurması.
8. Sultan Abdülhamid’in büyük şeyhi Muhammed Zafir eş-Şazelî
ed-Darkavî hazretleri.
9. Sultan Abdülhamidin sağ kolu Halebli şeyh Ebu’l-Huda es-Sayyadî
hazretleri. Dört yüz yakın eseri vardır.
10. Sultan Reşad’ın şeyhi (mevlevî) Erzincanlı İsmail Hakkı
efendinin keşif ve kerametlerle dolu “Şemsü’l-irşad li Sultan
Reşad” adlı kitabı. (Bilgi araştırın, bulun, öğrenin…)
11. Mustafa Kemal, uşağı Cemal Granda’ya, babası hakkında ne
demişti? Hürriyet bu kitabı niçin yeniden yayınlamadı?
(Bulabilirseniz kitabın ayıklanmamış tam metnini okuyunuz.)
12. Erkeklerin namazları, başları takke, arakiye, imame veya
bunlara benzer bir serpuş ile örtülü olarak kılmalarının sünnet ve
edeb olduğu konusunu fıkıh kitaplarından okuyunuz.
13. Dünyanın en eski ve korunmuş halısı olan Pazırık halısı
hakkında beş on satırlık da olsa bilgi edininiz. (Kültür
Bakanlığımız bu konuda kocaman bir kitap yayınlamıştır.)
14. Pirî Reis haritasının esrarı. (İnternette hayli bilgi
bulabilirsiniz.)
15. Sulara gömülmüş olan Atlantis kıt’ası hakkında bilgi.
16. Avrupalıların Kuzey ve Güney Amerika’da 40 milyona yakın yerli
halkı yok etmeleri.
**
(İnternet bir bilgiler ve kültür büyük okyanusudur. Çocukluğumda,
gençliğimde böyle bir imkan yoktu. Bilgi edinmek için kütüphanelere
gitmek, ansiklopedi ve kitap karıştırmak zorundaydık. Şimdi her şey
elimizin altında ama cahillik, kültürsüzlük her geçer gün artıyor.
Yetişip kültürlü olmak isteyen gençlerimiz en az on bin, orta
derecede yirmi bin, yüksek seviyede otuz bin kültür referansına
sahip olmalıdır. Her gün on yeni konu… Böylece, üç yıl sonra asgarî
(en aşağı) seviyede kültür edinilmiş olur.)