Seküler; dini hassasiyeti olmayan, dini değerlerden uzak yaşayan ve dinin yaşantısı üzerinde herhangi bir etkisi bulunmayan kişi olarak tanımlanmaktadır. Kısaca, seküler ve sekülerizm din dışı kişi ve anlayışlar için kullanılmakta olup sık sık duymaktayız ve çok duyacağız da.
Seküler; dini hassasiyeti olmayan, dini değerlerden uzak yaşayan ve dinin yaşantısı üzerinde herhangi bir etkisi bulunmayan kişi olarak tanımlanmaktadır.
Kısaca, seküler ve sekülerizm din dışı kişi ve anlayışlar için kullanılmakta olup sık sık duymaktayız ve çok duyacağız da.
Müslümanlar yüz yılımızda yoğun olmak üzere son iki yüz yıldır sistemli bir şekilde inançlarından koparılmaya çalışılmaktadır.
Müslümanlar cumhuriyetin ilk yıllarında her türlü baskı ve sindirmeye rağmen 'iman ve itikadının' bozulmasına karşı direnç göstermişlerdir.
Ayrıca, bu sıkıntılı süreçte kelle koltukta büyük mücadele veren dava insanlarının çok büyük etkisi olduğu da unutulmamalıdır.
Çoğumuz yaşanan bu sıkıntılı süreç ve mücadele ilgili malumat sahibi olduğunuz için ayrıntıya girmeden bugün geldiğimiz nokta üzerinde duracağım.
Çok çok acı ama bugün Müslüman çocukları din düşmanlarının kapsamı alanına girmiş durumda ve İslam'dan hızla uzaklaşmaktalar.
Bu acı durumu aklıselim hoca ve fikir insanları dile getirmekte hatta haykırmaktalar!
En tehlikelisi de bu sürecin hızlanmasına kendilerini Müslüman tanımlayan; ancak, ne inancı ne de yaşamında İslam olmayanlar çok etkili olmuşlardır.
Bunların en temel özelliği;
İslam'ın emir ve yasaklarını önemsemeyen; din dışı yaşam tarzlarından rahatsızlık duymadığı gibi normal karşılayan; bunun yanında Müslüman hatta dindar olduğunu söylerken de haline bakıp utanmayan!
Bir de bugün yaşadığımız manevi bunalımı görmeyen, göremeyen veya görmek istemeyen Müslümanlar var ki, bunlarda küçük şeylerle avunmaktadırlar.
İslami temelli bazı yasakların kalkmasına, hakların verilmesine elbette ki bir Müslüman olarak seviniyorum; ancak, büyük fotoğrafa bakmadan çok büyük kazanımlar elde edilmiş gibi sevinç çığlıklarını çok abartılı buluyorum.
Muhafazakar/dindar çocukları seküler-dinsiz kesimin etkisiyle ateist, deist olurken bunu görmüyor; yok başörtülü vali, hakim hatta subay olmuş bunu Müslümanlar açısından büyük bir kazanımmış gibi görüp avunuyoruz!
Bu durum esasın, yani İslam'ın temel ilkelerinin gözden kaçırılmasına yol açmaktadır.
Mesela, başörtülü bir kadının subay, vali vs. olmasının İslami yönden sevinilecek tarafı nedir Allah(cc) aşkına!
İslam'a göre kadın hangi şart ve ortamlarda çalışabilir bilgi sahibi olmak isteyenler fıkıh kitaplarına bakabilirler.
Aslında bugün yaşadığımız bu durum 'Dini Yaşamadan Müslüman Olmak' tanımlamasının yansımalarından başka bir şey değildir.
İslam herkesin kafasına göre yorumlayacağı bir din değil ve asla İslam gel git kabul etmez!
Esas konumuza dönersek;
Müslüman ana babalar çocuklarına sahip çıkamıyor, çocuklarımızın kahir ekseriyeti seküler kesimin yani dinsizlerin etkisi altındadır.
Bir Müslüman için çocuğunun dinden uzaklaşması kadar büyük felaket olamaz!
Dünya denen geçici hayat hepimizi o kadar etkisi altına almış ki, ahiret hayatını düşünemiyoruz!
Bütün Müslümanlara soruyorum:
-Çocuklarınızın geçici dünyası için harcadığınız emek ve paranın yüzde kaçını ebedi olan ahiret hayatı için harcadınız ve harcıyorsunuz?
-Hangimiz, çocuğumuzun dinini öğrenmesi için para vererek dershaneye gönderdik?
Okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi var, yazları camiye gönderiyoruz bahanesine sığınabilirsiniz; ancak; çocuklarımızın dinini öğrenmesi için okullar ve camiler yetmez!
Tavuğun civcivlerini koruduğu gibi çocuklarımızı din düşmanlarına, hoca tiplemeli sapık adamlara karşı korumalıyız!
Bana göre; ülkemiz Müslümanlarının yaşadığı en büyük kriz budur!
Maddi krizler gelir geçer; ancak, manevi krizler kolay kolay geçmez ve bugün yaşadığımız manevi krizinde geçeceğine olan ümidim çok zayıf!
Güya ülkemizin en muhafazakar şehrinde yaşıyorum ve bu şehirde ki gözlemlerim beni derinden yaralamaktadır.
Sokaklar baştan sona kapalı analar ve oldukça açık kızlarıyla dolu!
Bu kız bu ananın kızı mı diye sormadan edemiyorum!
Müslümanlar uyanma vakti geldi geçiyor, son pişmanlığın fayda vermediği bir sürecin içinde olduğumuzu görün artık!