Hz. Ebu Bekir(ra) Efendimiz peygamberlerden sonra insanların en üstünü cennetle müjdelenenlerin birincisidir. Kureyş’in ileri gelenlerinden Peygamber Efendimiz(sav)’in gençlik arkadaşı olup birbirlerini çok severlerdi.
Hz. Ebu Bekir(ra) Efendimiz peygamberlerden sonra insanların en üstünü cennetle müjdelenenlerin birincisidir.
Kureyş'in ileri gelenlerinden Peygamber Efendimiz(sav)'in gençlik arkadaşı olup birbirlerini çok severlerdi.
Hayatının tamamında her durumda Efendimiz(sav)'in yanından ayrılmadı; en sadık dostu ve arkadaşı olmuştur.
Hz. Ali(ra) Efendimiz: 'Peygamberlerden sonra insanların en hayırlısı Ebu Bekir ile Ömer'dir. Bir müminin kalbinde, benim sevgim ile Ebu Bekir'e ve Ömer'e düşmanlık bir arada bulunamaz' buyurdular.
Kur'an-ı Kerimi toplayarak, İslamiyet'e en büyük hizmeti yapmıştır.
Hz. Ebu Bekir(ra), Medine'ye hicretle şereflenen, Hz. Allah(cc)'ın övdüğü muhacirlerden ve ilk iman edenlerdendir.
Kur'an-ı Kerim'de 'Muhacirlerin ve Ensarın önce imana gelenlerinden ve Onların yolunda gidenlerden Allah razıdır. Onlar da Allah'tan razıdır. Allah, Onlar için Cennetler hazırladı.'(Tevbe 100) buyurmaktadır.
Hz. Ebu Bekir(ra) Bedir Savaşına katılanlardandır. Bedir ehlinin şanı için Hadis-i Şerifte buyuruldu ki: 'Bedir savaşına katılan Müslümanlar Cennetliktir.' (Dare Kutni)
Mekke'de, Resulullah(sav), her ne söylerse, kafirler, yalan söylüyorsun derken, Ebu Bekir(ra), hemen yetişip, doğru söylüyorsun ya Resulallah(sav) derdi.
Hz. Peygamber(sav) Miraç hadisesinin gerçekleştiği sabah, Kabe'nin Hicr denilen yerine gidip ayakta durdu, müşriklere yaşadıklarını anlattı; ancak, hiçbiri inanmadı.
Resulullah(sav) üzgün bir halde bir tarafa çekilip oturdu. Ebu Cehil söylenenleri duymuştu. Efendimiz(sav)'e Mescid-i Aksa'yı sordu:
Efendimiz(sav); kapısını, penceresini her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattı. Çünkü Rabbimiz o anda Mescid-i Aksa ile aradaki perdeleri kaldırıvermişti.
Müşrikler şaşırdılar, bu cevaplar karşısında çılgına döndüler.
Bu olağanüstü mucizeyi bir türlü akıllarına sığdıramıyorlardı. Bugünde mucizeleri akıllarına sığdıramayanlar olduğu gibi.
Bunun üzerine müşriklerden bir kısmı; 'Ey Muhammed! Sen bize kervanlarımızdan haber ver. O bizim için Mescid-i Aksa'dan daha önemli. Sen onlara rastladın mı?' dedi.
Resûlullah(sav) 'Evet, vallahi filan oğullarına rastladım. Bir deve kaybetmiş, onu arıyorlardı. Onların kafilesi şu anda Ten'îm yokuşundan iniyor. Kafilenin önünde de, siyah renkli erkek bir deve var' dedi.
Kureyşliler, koşarak Ten'îm yokuşuna doğru gittiler. Verilen haberleri yalan çıkarmak umuduyla beklemeye başladılar. Fakat kervan göründüğünde hayal kırıklığına uğramışlardı. Sordukları tüm sorular doğru cevaplandığı gibi bir de kervan hakkında verilen haberler doğru çıkmıştı. Fakat söyledikleri, 'Bu apaçık bir sihir' demekten ibaret oldu.
Resûlullah(sav)'ın anlattıklarına inanmayan bazı kimseler hemen onun en yakın arkadaşı Hz. Ebû Bekir(ra)'in yanına koştular:
– Ey Ebû Bekir! Muhammed(sav)'in söylediklerinden haberin var mı? Güya bu gece Mescid-i Aksa'ya gitmiş, namaz kılmış ve dönmüş, dediler.
Hz. Ebû Bekir(ra): 'Bu sözleri Resulullah mı söyledi yoksa siz mi uyduruyorsunuz' dedi. Müşrikler: 'Hayır, bunu kendisi söylüyor. Şimdi Kabe'de ve insanlara anlatmaya devam ediyor' dediler.
Hz. Ebû Bekir(ra):
– Vallahi, o bunu söylediyse muhakkak doğrudur, dedi.
Bunun üzerine inanmayanlar tekrar:
- Sen onu doğruluyor ve kendisinin bir gecede Mescid-i Aksa'ya gidip döndüğüne inanıyor musun, dediler.
Hz. Ebû Bekir(ra):
'Evet, bunda şaşacak ne var? Gecenin, gündüzün herhangi bir saatinde kendisine semadan haber geldiğini bana haber veriyor; ben buna inanıyorken Mescid-i Aksa'ya gittiğine mi inanmayacağım,' dedi.
Müşriklere bu şekilde cevap verdikten sonra doğruca Hz. Peygamber(sav)'in yanına gitti:
– Ey Allah'ın Resûlü! Sen halka, bu gece Beytül-makdis'e gittiğini söyledin mi, dedi. Resûlullah (sav) 'Evet' buyurdular.
Hz. Ebu Bekir(ra) :'Ey Allah'ın Resûlü! Oraları bana tarif et! Çünkü ben oraya gitmiştim, dedi. Hz. Peygamber(sav) tarif etti.
Bunun üzerine Hz. Ebu Bekir(ra): ' Doğru söylüyorsun! Şehadet ederim ki, sen Allah'ın peygamberisin' dedi.
Resûlullah(sav): ' Ey Ebu Bekir! Sen de Sıddık'sın (doğrunun tasdikçisi, doğrunun şahidisin), dedi.
O günden sonra Hz. Ebu Bekir(ra) 'Sıddık' olarak anılmaya başladı.
Hz. Ebu Bekir(ra) Efendimizin fazileti, büyüklüğü Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şeriflerle sabittir. Kim Hz. Ebu Bekir(ra) Efendimize karşı düşmanlık beslerse bilsin ki o kişi Allah(cc) ve Resulü(sav)'nünde düşmanıdır.