Ankara bugünlerde yine çok hareketli günler yaşıyor.
Ankara bugünlerde yine çok hareketli günler yaşıyor. Güncel patırtılarla herkesin kafasında deli taylar cirit atıyor. Merakla cevabı beklenen soru şu, acaba yeni başbakan kim olacak?
Tabi ki bu sorunun cevabını sadece Ankara değil, Türkiye ile birlikte dünyanın dört bir yanındaki, dost düşman cümle âlem merak ediyor. Yeni Türkiye’nin gelişinden rahatsız olanların kafası ise çok karışık. Avucunu ovuşturarak erketede bekleyen hani ‘bize de buradan bir ekmek çıkar mı?’ acaba diyenlerin sayısı da zinhar az değil. Yine öte taraftan da hesapsız bir şekilde Vahdet olma ümidi ile yanıp tutuşan, Müslüman kardeşlerimizde nefeslerini tutarak ülkemizde olup bitenleri yakinen izlemektedirler.
Muhalefetin olup bitenleri anlayıp pozisyon almasına bile fırsat kalmadan, Allah’ın izni ile Ak Parti yeni başbakanını çoktan seçmiş olur. Lakin seçilecek müstakbel başbakanın kimin olacağı mevzusu, koltuğu olan olmayan herkesin kafası iyice karıştırmış durumda. Özellikle son dönemlerde, Ak Parti trenine sonradan binip te, yalpa yapıp, kulağı seste olanlar ise biraz sıkıntılı. O koltuğu olanları da konuşacağız ama şimdi değil…
AK Parti’ye gönül veren seçmenler bu sefer olanlar karşısında oldukça sakin ve olabildiğince dingin vaziyetteler. Partisinin değil de, Ülkesinin menfaatini düşünen tek seçmen, Ak parti seçmenidir. Çıkarılmaya çalışan fitnelere kulak asmamış, hatta Yunus’un dediği gibi ‘’Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi. Malda yalan, mülkte yalan var birazda sen oyalan’’ düsturunda gelişmeleri takip etmektedirler.
Yine bu rahatlığın ve huzurun arka planında; geçmişte son 14 yıl içerisinde kendilerini bir kez olsun yanıltmayan, aldatmayan ve asla yarı yolda bırakmayan ‘’Direksiyonda büyük bir usta, Uluslararası bir Erdoğan markası var’’dır. Hele hele bu ‘Erdoğan Markasına’ olan güvene, fitnecilerin aksine birde çok bilmemenin de huzurunu ekledin mi, Oh yemede yanında yat gitsin vesselam…
Lakin Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zaharova Erdoğan’a güvenmiyormuş! Çünkü Erdoğan, ‘Osmanlı İmparatorluğu’nun eski gücünü geri getirmek istiyormuş gibi bir izlenim bırakıyormuş..!’ Anlaşılan o ki sanırım tırsıp, bu durumdan işkilleniyorlar. Ben bu Rusları gerçekten takdir ediyorum arkadaş, arada birde olsa doğruyu söylüyorlar ya.! Neyse yan yollara sapmayalım konumuz bu değil..!
Bilirsiniz eskiden her buluttan nem kapan, çok kırılgan bir ekonomimiz vardı. Hükumetlerin ömrü 1- 1,5 yılı geçmez yukarılarda yaşanan en ufak bir sıkıntıda ekonomimiz dibe vururdu. Kriz tellallarının körüklediği kaos, oluşturulan guguk düzeni ile berhava edilmeye çalışılır iken, öte taraftan da kaleyi içeriden çökertmeye ayarlı IMF ’ye de başrol verilirdi…
Algı mühendisleri devreye sokulup, ülkemize ince ayar verilir, bu toprakların çocuklarının umutları, hayalleri her defasında kuzu postuna bürünen kurtlara yem edilirdi. Kösele suratlı, kalın enseli pişkinler, hiçbir şey olmamış gibi gelip her defasında gözümüzün içine baka baka yalan söyleyerek bizden mütemadiyen oy devşirirlerdi.
Ismarlama yaşam sürüp huzuru Yoga ’da arayan müstemlekelerin aklına ise asla ve kat’a fakir fukara gelmezdi. Nanik yapmayı çok seven bu Bizans artığı sözüm ona aydın güruh, pervasız manevralar ile batıya şirin gözükmenin derdine düşerdi.
Daha düne kadar Başbakana çakmayı ve laf sokmayı maharet sananlar, çıkaracakları fitnelerden medet umarak, şimdilerde 180 derecelik bir açı ile kıvırtarak, sözüm ona ona destek oluyorlar.! He canım bizde yedik… Kıymetli hocamızı ne kadar severmişler de biz bilememişiz.! Bu zihni kirli kökten Erdoğan karşıtı adamlar, Sayın Başbakanımız Davutoğlu’ndan azıcık bir yüz bulsalar inanın hemen can ciğer kuzu sarması olacaklar.!
Oysa Başbakanımız Sayın Davutoğlu, bunların tıynetini ve bu modelleri çok iyi bildiği için veda konuşmasında ön alarak "Cumhurbaşkanımızla son nefesime kadar vefa ilişkimi sürdüreceğim. Hiçbir kimse benim ağzımdan Cumhurbaşkanımız adına hiçbir şekilde kötü bir söz duyamayacak. Onun onuru benim onurumdur. Onun ailesi benim ailemdir. Cumhurbaşkanımız ile aramızda hukuk insani kardeşlik hukukudur. Hiçbir yorum yapılmasını doğru görmem. Başbakan Başdanışmanı, Dışişleri Bakanı olarak onla birlikte çalıştım. Görev aldığım olağanüstü kongreye vefa kongresi dedim. Ne gelişme olursa olsun verdiğim söze sadığım, vefa ilişkisini sürdüreceğim." Dedi.
Demem o ki, akılları sıra pusuya yatarak müstakbel bir derin çatlak beklentisinde olup buradan sızmayı bekleyen aklı evveller beyhude bir çaba içindedirler.
Akıllı olun ve bırakın artık cazgırlık yapmayı.! Anlayın artık yaşanan gerçekleri.. Bu toprakların çocukları bu büyük tarihi yürüyüş için 2001 yılında küllerinden yeniden doğdular. Bu ülke için yanmışların, bedel ödemişlerin arasına ne muhalefet, ne kravatlı entelektüel teröristler, nede klavye silahşorları asla giremezler. Yaprak dökümü bekleyen, ruhları sömürgeleşmiş midesiz ve ilkesizler şunu iyi bilsinler ki daha çok beklerler, avuçlarını yalarlar…
Bu halk Ak Partiyi Erdoğan'la tanıdı, Erdoğan ile sevdi. Abdul Hamit Han'dan sonra yıllardır beklediği ve aradığı liderliği de onda buldu. Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu ise başarılı bir Başbakanlık dönemi geçirmiştir. Kararı, önce kendisine, sonra ülkemiz siyasetine hayırlı uğurlu olsun.
Ak Partide bir gelenek vardır. Hareketin büyükleri bir karar verdiği zaman o tartışılmaz verilen karara uyulur. Başbakanımıza ve bu kutlu yolda onunla birlikte hareket eden bütün dava arkadaşlarına yapmış olduğu hizmetlerden dolayı sonsuz kere teşekkür ederiz.
Allah onlardan razı olsun, her daim yar ve yardımcıları olsun.