Hediye ile rüşvet uzaktan birbirine benzer. Gurur ile vakar gibidir. Gurur tavsiye edilmez fakat vakarlı olmak irfanımızın şiarıdır. Vakar taşıdığımız/taşımaya namzet olduğumuz değerlere layık olmaya çalışmanın davranışa yansımasıdır.
Hediye ile rüşvet uzaktan birbirine benzer. Gurur ile vakar gibidir.
Gurur tavsiye edilmez fakat vakarlı olmak irfanımızın şiarıdır.
Vakar taşıdığımız/taşımaya namzet olduğumuz değerlere layık olmaya çalışmanın davranışa yansımasıdır.
Gurur ise kendini beğenmenin çirkin bir şekilde dışa yansımasıdır.
Bu sebeple vakarlı olmalıyız gururlu değil.
Hediye güzeldir ve dostluğu perçinler.
Hediye 'temiz' olması kaydıyla kabul edilir/edilmelidir.
Hediyeleşmek, kıskançlık duygusunu giderir.
Hediyeleşmek, egoistlik hissini ortadan kaldırır.
Hediyeleşmek, cimrilik hastalığını tedavi eder.
Bu sebeple hediyeleşmek bizim kültürümüzde teşvik edilmiştir.
Fakat bir şartla:
Yukarıda ifade ettim: 'Temiz' olması şartıyla.
Ne demektir hediyenin 'temiz' olması?
Yani hediye 'helal' olmalıdır.
Başka bir ifadeyle rüşvet görüntüsü altında olmamalıdır hediye.
Hediye ile rüşvet arasında ince bir çizgi vardır.
Bu farkı anlamak için sevgili peygamberimizden örnek verelim.
Bu örneğimiz peygamberimizi örnek alanlar içindir.
Yani Müslüman olduğunu söyleyenlere mahsustur ama gayrimüslimlerin dikkate almasında mahzur yoktur. Sevgili peygamberimiz Ezdkabilesinden Hz.İbnü'l-Lütbiyye'yi zekat toplamak üzere görevlendirmişti.
Hz. İbnü'l-Lutbiyye verilen görevi yerine getirdi ve sevgili peygamberimizin huzuruna gelerek; Şunlar zekat olarak toplananlar şunlar da bana verilen hediyeler' dedi.
Sevgili peygamberimiz bunun üzerine minbere çıkarak şöyle buyurdu: 'Benim zekat toplamak üzere gönderdiğim bir memura ne oluyor ki, 'şunlar zekat mallar şunlar da bana verilen hediye' diyebiliyor? Dikkat edin, bu kişi evinde otursaydı kendine hediye verilir miydi?'.
İşte o çizgi 'evde otursaydı hediye verilir miydi?' sorusunda gizlidir.
Hediye ile rüşvetin birbirinden ayrılması çok önemlidir.
Günümüzde sıkça karşılaştığımız bir örnekle anlatalım:
Mesela bir gece bekçisi var diyelim.
X mahallesinde oturan biri, gece bekçisinin oğluna bir sepet yumurta 'hediye' ediyor. İstiyor ki, babası olan gece bekçisi kendi mahallesine biraz daha göz-kulak olsun.
Kendi mahallesine ve özellikle kendi evine biraz daha ihtimam göstersin.
Bunun adı hediye mi rüşvet mi?
Başka bir örnek:
Diyelim ki gece bekçisinin oğlu mahalle veya köyde futbol takımı kurmak istiyor.
O mahalle veya köyde oturan bir Arap şeyhi var diyelim.
Türkiye'de ikamet eden Arap şeyhi var mı? Diye sormayın.
Mesela dedik.
Ama olabilir.
Bildiğim kadarıyla bir hayli arazi satışı yapıldı Arap şeyhlerine, son 5-10 sene içinde.
2019 yılı itibariyle Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un verdiği bilgiye göre yabancılara toprak satışını kolaylaştıran 4916 sayılı kanunun meriyete girmesiyle en fazla toprak satın alanların Suudi Arabistan vatandaşlarıymış.
Toprak satışını kolaylaştıran kanun 2003 yılında çıkarılmıştı.
Ama benim örneğim 'mesela'.
Babası gece bekçisi olan oğlana Arap Şeyhi futbol oynamaları için köyün harman yerini 'hediye' olarak bağışlasa,
Buna hediye mi denir yoksa rüşvet mi?
Niye?
Çünkü Arap şeyhinin 'korunması' gereken bağları ve bahçeleri var.
Futbol oynaması için oğlana 'hediye' olarak verilen arazi sebebiyle gece bekçisi babadan 'beklenti' var.
Veya şöyle bir soruyu gündeme getirelim, rüşvet ile hediyeyi birbirinden ayırmak için:
Kendisine bir sepet yumurta 'hediye' edilen oğlana, babası gece bekçisi olmasaydı bu bir sepet yumurta 'hediye' edilir miydi?
Futbol oynamak isteyen oğlana, babası gece bekçisi olmasaydı Arap Şeyhi arazi 'hediye' eder miydi?
Sonuç olarak dünya tarihinde hiçbir hırsız zengin olmamıştır.
Dünya tarihinde hiç kimse rüşvet malıyla huzur içinde olmamıştır/olamamıştır.
Rüşvetin ve hırsızlığın hesabı mutlaka sorulur.
Rüşveti alan da veren de bunun hesabını verir.
Hem bu dünyada hem de ebedî alemde.
Kendisi mutlaka verir/verecek olduğu gibi sülalesinden gelenler de bu lekeyi taşır.
İnansanız da sorulur inanmasanız da.
Şayet inanıyor görünüyorsanız iki defa bunun hesabı sorulur.
Şu soruları kendimize tevcih edersek hediye ile rüşvet arasındaki farkı zihnimizde canlandırabiliriz:
1)Babası gece bekçisi olmasaydı 'oğlana' bir sepet yumurta hediye edilir miydi?
2)Veya soruyu şöyle değiştirelim: Babası gece bekçisi olan 'Oğlanın' X mahallesinde mukim (bir sepet yumurta 'hediye eden) olan ile aynı mahallede oturmaktan başka hiçbir müşterek paydası olmadığı halde (tanışıklığı falan yok) bir sepet yumurtayı vermesinin izahı nedir?
3)Babası gece bekçisi olan 'oğlan' ile hiçbir tanışıklığı olmadığı halde mahalleye 'teşrif' etmiş Arap şeyhinin 'oğlana' futbol sahası için arazi 'hediye' etmesinin sebebi ne olabilir?
Rüşvet ile hediyenin karıştığı bir toplumda haram şüyu bulur.
Haramın 'harman' olduğu bir memlekette 'doğruları' söyleyenleri dokuz köyden kovarlar.
Öncelikle ve evleyiyetle helal beslenme, çok önemlidir.
Taşıdığımız/taşımaya çalıştığımız değerlerimize layık olmanın göstergesi gururlu olmak değil vakarlı olmaktır.
Rüşvet ile hediyeyi birbirinden ayırmaktır.