Türkiye, 1960'tan sonra tanıştığı, çok ortaklı hükümet demek olan
koalisyon idaresiyle 2002'ye kadar defalarca yönetildi. 196I-65,
1970-80, 1990-2002 devrelerinde, ikili, üçlü, dörtlü partilerin
vücut verdiği koalisyon hükümetleri sık sık iş başına geldi. 55
senelik süreçte koalisyonsuz dönem 1965-70, 1983-90, 2002'den bu
tarafadır. Bu sitem, bir kerhen hükümet etme şeklidir. Aynı iktidar
içinde değişik hükümetçiklerin olmasıdır. İcranın/yürütmenin
parçalara bölünmesidir.
Koalisyon hükümetleri CHP'li, partilerüstü, Adalet Partili,
ANAP'lı, DYP'li, DSP'li Başbakanlar başkanlığında kuruldu. Belli
bakanlıklar belli partilere bölüştürülüyordu. En zor anlaşılan
icracı bakanlıklardı. Bunlarla hem kadro alımında ve hem de iş
yapımında partiler kendi taraftarlarını tatmin etme fırsatı
bulmaktaydılar.
Yaşadığımız tecrübeler, koalisyon hükümetlerinin Türkiye'ye mahsus
olmadığını, bünyemize uymadığını, beklenen kalkınma, büyüme ve
gelişmeyi temin edemediğini, aksine bu dönemlerde kaos, kargaşa,
enflasyon, işsizlik ve hatta terörün azdığını gösterdi.
Koalisyonla hükümet etme Avrupa'da, bilhassa kuzey Avrupa'da
başarılı olabilir. Ancak bir iklimde yaşayan her şey, bir başka
iklimde yaşamaz. Bunun demokratik, kültürel, sosyolojik bir çok
sebepleri vardır. Avrupa'da, Amerika'da tv tartışmaları da
yapılmasa seçim olduğu neredeyse fark edilemeyecek kadar sakin
geçerken bizde meydanlar yıkılır. Orkestrayla dans eden milletlerle
davul-zurnayla halay çeken milletlerin, yemek parasını vermek için
kasa başında birbiriyle yarışan milletlerle, aynı masayı paylaşıp
herkesin kendi hesabını ödediği milletlerin demokrasi farkı.
7 Haziran'da koalisyon ihtimali hiç yoktur...
AK Parti, her halükârda tek başına iktidar. Hatta HDP'nin barajı
aşması mümkün görünmediğinden AK Partinin tek başına anayasayı
değiştirecek bir çoğunlukla geleceği görünmekte. Öyle ki
seçimlerden çok olmayan bir zaman sonra anayasa değiştirilip
Başkanlık sistemine geçilmesi beklenebilir. Yapılacak anayasaya
konacak bir geçici maddede "mevcut Cumhurbaşkanı, bu anayasanın
yürürlüğe girmesiyle Başkan sıfatıyla vazifesine devam edecektir"
diye bir ibare yer alması kuvvetle muhtemeldir. AK Parti'nin
anayasa hazırlığının tamamlandığı veya her an tamamlanabileceğini
tahmin etmekteyiz.
Bütün bu tarihî seyri ve fiili gerçeği, muhalefet partileriyle
onlarla hareket eden medyanın, patronların ve benzerlerinin
görmemesi akla ziyan bir durumdur. Bir muhalefet partisi, hele ana
muhalefet partisi koalisyona değil, iktidara talip olur. Yüzde 35
oy ve koalisyona razı bir ana muhalefetin beklenen iktidar
dirayetini göstermesi imkânsızdır. Kaldı ki, kim kiminle muhalefet
yapacaktır? Barajı aşması mümkün olmayan bir parti ile hayali
koalisyonlar kurulmakta. Kaldı ki MHP, HDP ile ortak olmaz. O zaman
CHP, HDP azınlık hükümeti söz konusu olur. Koalisyon, Türkiye için
kekre bir idaredir, azınlık hükümetiyse hüsran sebebidir. Günlerdir
koalisyon üzerine yazıp konuşan, dahası serenatlar okuyanlar,
sadece havanda su dövmekteler. Allah, bizi bir daha koalisyon
hükümetlerine de azınlık hükümetlerine de mecbur etmesin.