Bir aktöre rol icabı general kıyafeti giydirseler, sırf elbisesi,
omuzlarındaki yıldızlar ve şapkası ile o kişi gerçek general
olmaz.
Önce gerçek general olacak, ondan sonra general üniforması
giyecektir.
Bir general, askerî birlikteki vazifesinin başına sivil kıyafetle
gitse, o da olmaz. Hem general olacak, hem de üniforma giyecek ama
önce mutlaka general olması gerekir.
İslam dininin, erkek veya kadın olsunlar, Müslümanlara giyim kuşam
serpuş konusunda bazı emirleri, yasakları, öğütleri, tavsiyesi
vardır. Müslüman bu konuda başıboş bırakılmamıştır. İslamda kıyafet
konusunda başıbozukluk yoktur.
Lakin her hâl ü kârda dış görünüş, elbise esas ve cevher değildir,
ârazdır.
Önce Müslüman olacak, sonra kılığını, kıyafetini, şeklini, rengini
İslama uyduracaktır.
Din alimini, fakihi, tarikat şeyhini, dervişi öyle yapan kıyafeti
değildir. Bostan korkuluğuna cüppe giydirseler, başına sarık
geçirseler alim olmaz, fakih olmaz.
Alim önce, okunması gerekli din ilimlerini öğrenecek, icazet
alacaktır ki, alim olsun. Fakih de öyle.
Tarikat şeyhini şeyh yapan tacı ve hırkası değildir. İlmi, irfanı,
icazeti, hizmetidir.
İslam kadını da böyledir. İslam kadını olacaktır ki, tesettürünün
bir manası ve kıymeti olsun.
İslamda tesettür hür kadınlara mahsustur. Kölelerin tesettüre
girmesi gerekmez.
Elma cevherdir, onun büyük veya küçük, sarı yeşil veya kırmızı,
kokulu ve kokusuz, taze veya bayat, sulu veya susuz olması ârazdır.
Ârazların var olabilmesi için cevherin olması gerekir.
İslam kadını kendi kendine olmaz. İslam kadını aile terbiyesiyle,
İslam eğitimiyle, (olumlu manada) toplum baskısıyla, ilimle
irfanla, yönlendirmeyle yetişir.
Tesettür ikiye ayrılır: Kur’ana, Sünnete, Şeriata, İslam
medeniyetine uygun düzgün tesettür. Bir de ona paralel şeytanî
tesettür. Birincisine girenler İslam kadını olur, ikinciler
Süslüman olur.
Müslüman erkeklerin de islamî kıyafetleri, serpuşları olması
gerekir. Bu, elbette bundan üç yüz sene evvelki Yeniçeri veya
Bostancı kıyafeti olmayacaktır. Lakin İslam kıyafeti olacaktır.
Şehirli yüksek tabaka için İstanbuline benzeyen ceketimsi bir şey
ve başa geçirilen küçük bir kalpak, fesimsi bir serpuş, bir arakiye
düşünülebilir.
Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) bizi kafirlere
benzemek konusunda uyarıyor, bir topluma benzeyen onlardan olur
buyuruyor.
Yaz geldi, Cuma namazlarında camilerde çok acayip kıyafetler
görüyorum. Müslüman bir genç kısa kollu bir tişört giymiş, üzerinde
resim ve İngilizce yazı var, işte bu, İslama cami âdâbına
uymaz.
Türkiye Müslümanları gerek erkek, gerekse kadın kıyafetinde ve
bilhassa serpuş konusunda büyük bir bocalama içindedir.
Bu bocalamanın ana sebebi, ilim irfan sanat medeniyet yüksek kültür
eksikliğidir.
İslamî kılık kıyafet, serpuş meselesi kırsal kesim, taşra
kültürüyle halledilemez.
Geçenlerde bir hocalar toplantısı fotoğrafı gördüm. Yirmi kişi
kadardı. Hepsi avrupaî kıyafet içindeydi, hiçbirinin başında bir
imame veya serpuş yoktu. Hoca oldukları anlaşılmıyordu. Garipsedim,
üzüldüm.
Yakub Kadrinin 1915’te yazdığı “Çarşafa ve Peçeye Dair” başlıklı
yazısını okumadan, İslam tesettürünün estetik boyunu anlamak mümkün
değildir. O, bunu dinî duygular ve heyecanla kaleme almamış, bir
estet olarak telif etmiştir.
Seyyid ve şerif olmayan bir zatın seyyidlere ve şeriflere mahsus
sarık sarması yakışık almaz.
Ulema sınıfına mensup olmayan, icazeti bulunmayan bir kimsenin
ulema sarığı sarması da uygun değildir.
Bir ara İstanbul’daki selatin camilerinden birinin tuvaletini
işleten biri vardı. Sırtında beyaz bir cüppe, başında itinayla
sarılmış bir ulema sarığı. Bilmeyen onu şeyhülislam sanırdı…
Sıradan bir Müslümanın başı açık namaz kılması Sünnete ve âdaba
aykırı olur.
Tesettür kıyafetini, aklı fikri sadece para olan bezirganların
elinden kurtarmak şarttır.
Tesettür defileleri İslama uymaz. Bir hafta önce bikini mayolar
teşhir eden mankenler, bir hafta sonra tesettür kıyafetiyle
podyumları titretiyor…
Erkek ve kadın kıyafetlerini, serpuş meselesini, kültürleri ve
estetik boyutları Batılılarınkinden üstün, İslam medeniyeti ile
medenî yüksek vasıflı güçlü Müslümanlar halledebilir.
Kılık kıyafet, tesettür, serpuş sadece dinî değildir. Aynı zamanda
sanatla ilgisi vardır. Bunlar, gelişmiş bir sanat boyutuna sahip
olmayan hizmetkarlar ve heveskarlar tarafından başarılı bir çözüme
ulaştırılamaz.
Yakın tarihimizde rejim terörü ile bu konuda büyük ârızalar,
kazalar, kopukluklar olmuştur. Bunların tamiri ve telafisi Süslüman
zihniyeti ile mümkün değildir.
Asıl fazilet=üstünlük düşmanın takdir ve kabul ettiğidir. Öyle
islamî kıyafetler serpuşlar çıkartmalıyız ki, Avrupalılar hayran
kalsın, taklit etsin.
Bunu yapamazsak bugünkü gibi bocalayıp duracağız.