KARAKUŞİ KADI’DAN GÜNÜMÜZE
Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış. Bir Ramazan günü Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş. Nefis kokunun vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördekten geldiğini görünce Karakuşi Kadı, hemen fırına yönelmiş. Fırıncıya:”Ben bu ördeği aldım”, demiş. Kadı bu ya itiraz edilir mi? Fırıncı ördeği paket yapıp Kadı’ya vermiş. Az sonra ördek sahibi gelmiş: “Nerede bizim iftarlık ördek?”, deyince fırıncı, çaresiz boynunu bükmüş ve: “Uçtu”, demiş. “Ulan ölü ördek uçar mı?”… Uzatmayalım; iş kavgaya dönüşmüş. Fırıncı kapmış küreği o esnada kavgayı araya ayırmak için giren bir gayrimüslim müşterinin gözüne küreğin sapı gelmiş ve gayrimüslimin gözünün biri çıkmış. Fırıncı, korkup kaçmaya başlamış... Gayrimüslim de peşinde...
Kovalamaca esnasında fırıncı bir duvardan atlarken, bilmeden duvarın öteki tarafındaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürmüş. Kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış... Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı'nın karşısına çıkarmışlar. Olayı da kısaca anlatmışlar. Kadı sırayla sormuş...
Ördeğin sahibi; “Bu adam ördeğimi hiç etti,
şikâyetçiyim”, demiş.
Karakuşi Kadı, fırıncıya dönmüş; “Ne yaptın bu adamın
ördeğini?” Fırıncı; “Uçtu” demiş. Kadı, kara kaplı
defterini açmış: Ördeğin karşısında “tayyar” yazılı. “Tayyar”;
uçar anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil,
diyerek, fırıncının ördek işinden beraatına karar vermiş.
Sonra dönmüş, gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa... Onun şikâyetine
de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: “Her kim,
gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü
çıkarıla...” Davacı: “Şimdi ne olacak?” diye sorunca
Karakuşi Kadı “Şimdi, fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak,
biz de onun tek gözünü çıkmasına karar verip
uygulayacağız”,deyince gayrimüslim şikâyetinden hemen oracıkta
vazgeçmiş. Fırıncı bu davadan da beraat etmiş. Çocuğunu düşüren
kadının kocasını dinleyen Karakuşi: “Tamam,
haklısın”,demiş ardından da; “karını bu adama vereceksin,
bu adam yerine yeni çocuk koyacak.”,deyince adam, “Allah,
Allah”, diyerek şikâyetini anında geri almış, fırıncı bu davadan da
kurtulmuş. Kadı en son Yahudi'ye dönmüş:”Senin
şikâyetin nedir be Adam?”, demiş. Yahudi ellerini iki yana
açmış; “Benim şikâyetim yok Kadı Efendi, adaletinle bin
yaşa!”, demiş.
Her kıssanın bir hissesi olur ya bu kıssadan çıkartılan ders de 9. Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel’in veciz ifadesi ile: “Ananı öpen kadı ise, kimi kime şikâyet edeceksin.”olur. Günümüzde ve ülkemizde Karkuşi Kadılar var mı yok mu? Azalmışlar mı, çoğalmışlar mı? Güçsüzleşmişler mi yoksa kurumsallaşarak güçlenmişler mi? Bütün bu soruları cevap vermeme ve susmama kaydı ile sizin takdirinize bırakıyor ve yazımı mürekkebi kurumamış bir şiirimle noktalıyorum.
VAR KENDİNE NEBBAŞ ARA
Aynı zarfta dört pusula
Üçü düşeş biri kara
Nasıl vardın bu karara
Çektin adaleti dara
Var kendine yoldaş ara
Bile bile baka baka
Gemileri yaka yaka
Atarsan hukuka kafa
Oturur vicdan cürufa
Var kendine boydaş ara
Doğruluktan göç eyledin
Kul hakkını iç eyledin
Yasal dördü üç eyledin
İmza attın pek çok gafa
Var kendine paydaş ara
Bu muydu terazin senin
Deldin dibini küfenin
Yerle bir ettin güvenin
Gülünç oldun kargalara
Var kendine kumdaş ara
Yanlış kapı araladın
Adaleti karaladın
Halkı sildin, yaraladın
Kaç tekme attın insafa
Var kendine kindaş ara
Kul hakkının affı olmaz
Dibi delik testi dolmaz
Gönlü pâk olan yorulmaz
Ya sendeki yağlı kara
Var kendine kirdaş ara
Yağcılığın, yağdanlığın
Çektin ipini sandığın
Bundan böyle saygınlığın
Vallahi kaçmıştır dağa
Var kendine koldaş ara
Sana boyun eğenlere
Adil bilip görenlere
Yüksek, yüksek diyenlere
Yapılır mı bu dubara
Var kendine oynaş ara
Hüner dedin hırsızlığa
Geçit verdin arsızlığa
Mühür vurdun densizliğe
Oldun mu şimdi madara
Var kendine faraş ara
Bari şimdi aklandın mı?
Öpüldün mü, koklandın mı?
Yoksa dağ taş saklandın mı?
Fitneliğin zarar akla
Var kendine dehhaş ara
Edep ya hu edep biraz
Nasıl mantık bu ne garaz
Bundan böyle ne yapsan az
İpliğin çıktı pazara
Var kendine salaş ara
Akıl almaz kararınla
Evlere şenliksin valla
Bugününle yarınınla
Gömüldün hepten mezara
Var kendine nebbaş ara