Bu soruya kim benim kalbim temiz değil, der? Kimse demez. Temizliğin her çeşidi güzel olmakla birlikte en güzel temizlik kalp temizliğidir. Bundan dolayıdır ki insanların güzelliğini, iyiliğini anlatmak için “kalbi güzel”, “kalbi temiz” gibi deyimler kullanılır.
Bu soruya kim benim kalbim temiz değil, der? Kimse demez. Temizliğin her çeşidi güzel olmakla birlikte en güzel temizlik kalp temizliğidir. Bundan dolayıdır ki insanların güzelliğini, iyiliğini anlatmak için 'kalbi güzel', 'kalbi temiz' gibi deyimler kullanılır.
Kalp temizliğinin önemini anlatmaktan çok kalbin nasıl temiz olması gerektiği üzerinde duracağım.
Özellikle ibadetten uzak bir takım insanlar, ibadetin önemini anlatmak isteyenlere 'önemli olan kalp temizliğidir, benim kalbim temiz, sen kalbe bak!' diyerek ibadetin önemsiz olduğunu göstermeye çalışırlar.
Kalbin nasıl kirlendiği ve kirlenen kalbin nasıl temizlenmesi gerektiği ile ilgili yapılacakları dinimiz net olarak açıklamaktadır.
-Kalp temizliği için yapılması gerekenleri yapmayanın kalbi temiz olur mu?
Kesinlikle olmadığı gibi günahlar işlendikçe kalp daha fazla kirlenir, temizlenmesi daha da zorlaşır.
Şunu açık ve net olarak belirtmeliyim ki, 'sevaplar kalbi temizler günahlar ise kirletir'; kim bunun aksini iddia ediyorsa kendini kandırır.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammet(sav); 'Bir kimse, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hasıl olur. Eğer tövbe ederse o leke silinir. Tövbe etmeyip tekrar günah işlerse, o leke büyür ve kalbin tamamını kaplar, kalp, kapkara olur' buyurmaktadır.
İmam-ı Rabbani(ra) Hazretleri; 'Allah(cc)'ın emirlerini yapmamak kalbin bozuk olmasındandır. Kalbin bozuk olması, dine tam inanmamaktır. İmanın alameti, dinin emirlerini seve seve yapmaktır' buyurmaktadır.
Başta namaz olmak üzere farz olan ibadetleri yerine getirmeyen, getirmenin gayreti içinde olmayan bir kimse sabah akşam bin kere 'benim kalbim temiz' desin kalbi temiz olmaz!
Bir de içki, zina, kumar, iftira, gıybet gibi günahları işliyorsa kalpteki kirlilik artarda artar kapkara olur.
Yok öyle, Allah(cc)'ın yap dediklerini yapmadan, yasaklarından kaçınmadan; ayrıca, tövbe istiğfar etmeden temiz kalpli olunmaz!
Yeni bir şey çıkarmışlar, esas olan ibadet değil; 'rıza ve sevgidir' gibi. Hanımefendi veya beyefendi Allah(cc)'ın emirlerini yerine getirmiyor, yasaklarından kaçınmıyor ikaz edince de önemli olan 'rızadır, sevgidir' diyerek tepki gösteriyor.
Elbette ki, bir kulun ulaşabileceği en yüksek derece Hz.Allah(cc) rızasını ve sevgisini kazanmaktır. İyi de kardeşim Allah(cc)'ın rızası ve sevgisini kazmak hiçbir şey yapmadan olur mu?
-Elbette ki, olmaz!
Birilerinin 'adam namazını kılıyor, orucunu tutuyor; sakallı sarıklı; ancak, faiz, yiyor, ahlakı bozuk, tartıda hile yapıyor' gibi nitelendirmelerle aksi bir tezi ortaya koymaya çalışmaları doğru değildir. Her namazını kılan veya kılıyor görünen kişi gerçek anlamda namaz kılmış olmaz.
Yüce Rabb'imiz; 'Sana vahyedilen kitabı oku ve namaz kıl. Muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarını bilir.' (Ankebut/45) buyuruyor.
Yüce Rabb'imiz kesin olarak namazın hayasızlık ve kötülükten alıkoyduğunu yukarıdaki Ayet-i Kerimede buyurmaktadır. Buna hiçbir Müslüman itiraz edemez!
Bir Müslüman harama helale dikkat etmiyor; adaletli davranmıyor; zina, riba, gıybet, içki gibi her türlü kötü işleri işliyorsa muhakkak ki namazını hakkıyla kılmıyordur.
Kalp temizliğinin birinci şartı Müslüman olmaktır. Kafirin kalbi temiz olmaz, olamaz! Allah(cc)'ın nuru kafirin kalbinde bulunmaz; çünkü, kalp mühürlenmiştir. Mühürlenen kalbin sahibi bütün çabasını dünya için harcar ahireti düşünmez, düşünemez.
Dünya sevgisinin ağır bastığı kalp de Hz. Allah(cc)'ın sevgisi zayıf kalır. İşte toplum olarak yaşadığımız dünyevileşmenin en somut göstergelerinden biri de budur.
Gelin, hepimiz hakikatle yüzleşelim. Neden bu dünya için çalıştığımız kadar öbür dünya için çalışmıyoruz?
-Öbür dünya garantisi olan varsa söylesin!
Nefs ve şeytanla mücadele etmek kolay değil; hele hele ibadetsiz, amelsiz, hayırsız mücadele etmek imkansız!