17 Ağustos 1999'da meydana gelen 7.4 şiddetindeki deprem ülke tarihinin en büyük yıkımlarından biriydi. Yaklaşık 45 saniyede yok oldu her şey! Resmi raporlara göre 17 bin 840 vatandaşımız hayatını kaybederken 23 bin 781 kişi yaralanmış, 505 kişi de sakat kalmıştı.

17 Ağustos 1999'da meydana gelen 7.4 şiddetindeki deprem ülke tarihinin en büyük yıkımlarından biriydi.

Yaklaşık 45 saniyede yok oldu her şey!

Resmi raporlara göre 17 bin 840 vatandaşımız hayatını kaybederken 23 bin 781 kişi yaralanmış, 505 kişi de sakat kalmıştı.

Çoğu vatandaşımız depreme uykularında yakalanmıştı.

Kocaeli Gölcük'e hükümet ise 3 gün sonra gelebilmişti.

Depremle ilgili hazırlanan 32. Gün belgeselinde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in deprem sonrası uyandırılmadığı, yetkililerin başbakanı "uyandırmaya kıyamadıkları" anlatılmıştı.

Nasıl ince bir hassasiyet!

Enkazların altında kalan vatandaşlara kıyıldı.

Günlerce beklendi hükümetin yardım eli!

''Deprem yaralarının sarılmasında yapılan hataların muhasebesini yapıyor musunuz?'

'Hata olarak nitelendirilebilecek öncelikli tutumlar hangileridir?'' sorularına Ecevit şu sözlerle yanıt vermişti;

''Gelinen noktada hükümetimizce başta barınma sorununun çözümlenmesi olmak üzere deprem yaralarının sarılmasına yönelik olarak alınan kararların ve sürdürülen uygulamaların yerinde olduğu açıkça görülmektedir.'

Merkez üssü Düzce'nin Gölyaka ilçesi olan ve birçok ilden hissedilen 5.9 şiddetindeki deprem o günlerin korkularını, acısını, hüznünü derinden hissettirdi.

1999 depreminin ardından konut stokunun yüzde 80'inin yenilenmesi kentsel dönüşümün önemini gösterdi.

Devlet vatandaşının yanındaydı. Bakan Soylu kısa sürede bölgedeydi.

Kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarından toplam 3 bin 748 personel ve 812 aracın Düzce'de görev aldı.

Akıllara hemen olası İstanbul depremi geldi. Uzman görüşlerine her risk sonrası olduğu gibi başvuruldu.

Depremler ile ilgili konuşulmayan ama konuşulması kesinlikle gerekli olan konulardan biri de teknoloji olmalı.

Japonya depremle mücadelede örnek bir ülke.

Geliştirilen çeşitli teknolojik araçlardan en etkili olarak görülen de sismik izolatörler.

Yaklaşık 32 yıl önce geliştirilen bu sistem dünyanın birçok ülkesinde kullanılıyor.

1999 yılından sonra ülkemizde ise ilk olarak Atatürk Havaalanı'nda kullanıldı.

Büyük depremlerde de bile binaların elastik olmasını sağlayarak yıkımı azami seviyede önlüyor.

Elazığ'da Fethi Sekin Şehir Hastanesi sismik izolatör sistem kullanılarak inşa edildi.

Hastanede depremin 6,8 şiddeti ile değil 3,1 şiddeti ile hissedilmesini ve hiçbir hasar görmemesini sağlayan bu sistem oldu.

Sistem çok eski olan ve etrafında çok yakın binalar bulunanlar dışında sadece yeni yapılan binalara değil mevcut binalara da uygulanabiliyor.

İnovasyon ödüllü '7TP Erken Uyarı' sistemi deprem dalgasını fay hatları üzerinde kurulan sismik hareket algılayıcı istasyonlarla öncü tespit ediyor ve cep telefonlarına alarm gönderiyor. Uyarı, yıkıcı ikinci dalga gelmeden 25 saniyeye kadar zaman kazandırıyor. (7TP Bilişim firmasının kurucusu Alper Göknar isminin sizce de daha çok duyulması gerekmez miydi?

Ülkemiz deprem kuşağında yer olan bir coğrafya.

İstanbul'da kentsel dönüşümün gerektiği seviyeye ulaşmaması nedeniyle Allah korusun olası bir depremde 10 binlerce insanımızı kaybedebileceğimizden söz ediliyor.

Depremi önceden haber verebilecek bu sistemde gerektiği gibi tanınmayı çoktan

hak edenlerden.

Türk mühendisler tarafından geliştirilen ve tüm operatör kullanıcıları tarafından ücretsiz kullanılabilen BiP uygulaması!

Acil Durum Butonu ile hem internet üzerinden hem de bluetooth üzerinden çalışabiliyor.

Acil Durum Butonu içerisinde yer alan "Yardım İste" özelliği ile kullanıcılar bluetooth bağlantısı üzerinden İhtiyaç durumlarında 300 metreye kadar bir alan içerisinde çevrelerinde olan kişilere sesli ve yazılı acil durum çağrısı gönderebiliyor.

Medya kuruluşlarına önerim bunlar ile bilikte depremin risklerini azaltan tüm sistemlerin anlatılmasına olanak sağlaması.

Selam Saygı ve Muhabbetle...