Beklenen (7 ve üzerindeki büyük) İstanbul depremi değil lakin 5,8’lik sarsıntı bile paniğe sevketti , geceyi sokaklarda geçirdi İstanbullu... Herşeyden önce büyük geçmiş olsun... Allah tekrarını göstermesin...
Beklenen (7 ve üzerindeki büyük) İstanbul depremi değil lakin
5,8’lik sarsıntı bile paniğe sevketti , geceyi sokaklarda geçirdi
İstanbullu...
Herşeyden önce büyük geçmiş olsun... Allah tekrarını göstermesin...
Bu tür olaylarda korkmak ayıp değil. Korkacaksın lâkin depremden
ziyade depremi Yaradanın yáni Allah’ın (c.c) gazabından
korkacaksın!..
Allah (c.c), içimizdeki birtakım beyinsizlerin işlediği (günah)
yüzünden (mücrim-mâsum) hepimizi birden helâk etmesin.
Muhterem okurlarım yukarıdaki duâmızın bir kısmı A’raf Sûresi
155’inci âyet meâlidir... Fakir beş vakit namazda okurum. Deprem
olsa olmasa...
Bir de, “Allah’ım beni Müslüman olarak öldür” duâm var... Aslında
bu da Kur’ânî bir duâdır. Yusuf Sûresi’nde geçer...
Müslüman duâ etmiyorsa bir işe yaramaz (âyet). Ve... İnsan bu, su
misâli kıvrım kıvrım akar ya... Hiç belli olmaz, son nefeste
kaybedebilirsin imanını...
Herşeyden önce büyük geçmiş olsun... Allah tekrarını göstermesin...
Bu tür olaylarda korkmak ayıp değil. Korkacaksın lâkin depremden
ziyade depremi Yaradanın yáni Allah’ın (c.c) gazabından
korkacaksın!..
Muhterem okurlarım bu 5,8’lik deprem aslında bir ihsandı. Orta
çapta bir depremdi çünkü. Evleri test etti, insanları silkeledi ve
inşá’allah özünden kopanları özüyle; dini imanıyla
buluşturdu...
**
Korkusuz yaşamak insan sağlığını bozar. Zira az da olsa adrenaline
ihtiyacımız var. Kalbimizin atması bile adrenalin
gerektiriyormuş..
Zelzele dünyanın canlı olduğunun delilidir ve eğer zelzeleler
olmasa dünya ölür ve üzerinde de hayat durur. Yáni depremlere hem
dünyanın ihtiyacı var hem dünyalıların...
**
Zelzele mi deprem mi?
“Filler dövüşürken, otlar ezilir” (olan yerdeki nebatata olur) diye
bir söz var... Biraz kel alâka olacak ama, bendeniz bu veciz sözden
ilham alarak 5,8’in ardından bile bu türden zevzekliklere devam
edenler için:
“Fareler tartışırken yer sallanır” fareler de geberir giderler
diyorum.
Zelzele yahut deprem (ne derseniz), ünlü âlim Nâsırüddin
Rabgūzî’nin, Harezm Türkçesinin önemli eserlerinden sayılan
Kısasü’l Enbiyâ’sında “yeti tün kün [yedi gün (yedi) gece] yer
titredi zelzele boldı” diye geçer..
Yedi gün yedi gece zelzele olmuş yáni... Eserini Moğol asıllı olup,
İslâmiyet’i sonradan kabul etmiş, Müslüman ların güvendiği, iyi
yaratılışlı bir kişi diye anlattığı hükümdar Nâsırüddin Tok Buga’ya
1309’da takdim ettiğine göre sanıyorum bu zelzele 1300’lü yıllarda
yaşanmış.
Her neyse yáni ille de öztürkçe aranıyorsa “yer titremesi” dedikten
sonra “zelzele oldu” diye kaydeden Rabgūzî’den daha samimi bir
öztürkçeci olamayacaklarını da unutmasınlar istedim...
**
Muhterem okurlarım, deprem konusunu arada bir bu tür yer
sarsıntılarından sonra hatırlayıp, imamların farzlardan sonra
Salatı Münciye (Salaten Tünciná) duâsı okuması kâfi değildir. Bunu
her daim yapmalıyız...
Zelzele ani gelişen bir hadise... Hiçbir teknoloji onu haber
veremez ve itimad ediniz, yapacağı tahribata da hakkıyla mani
olamaz.. Fakat Allah tedbir almamızı sonra tevekkül etmemizi
emreder.
O yüzden “madem ki olacaklara mani olamayacağız...” zihniyetinde
dindışı bir tevekkül caiz değil, haramdır yáni yasaktır...
Ölüm hak o hâlde neden aşı oluyor, tedavi için şifahanelere
gidiyorsun? Deprem için de aynı şey geçerli.
Tedbir alman da Allah indinde bir duâdır.. Kadir-i mutlak, hâkimler
hâkimi Allah (c.c) umulur ki biz kemterleri de korur.