İşgalci İsrail, 1994 tarihinde saldırı başlatmış, yaşananlar sonrası iki yılın ardından imzalanan sözleşme ile El Halil Filistin’e devredilmişti.

İşgalci İsrail, 1994 tarihinde saldırı başlatmış, yaşananlar sonrası iki yılın ardından imzalanan sözleşme ile El Halil Filistin'e devredilmişti.

Bundan sonra El Halil'in statüsünün korunması için 30 Ocak 1997'de Oslo'da imzalanan anlaşma ile uluslararası gözlemci görev gücü oluşturulmuştu.

Bu görevi, Türkiye, Danimarka, İtalya, İsveç, İsviçre ve Norveç ile birlikte Türkiye'de üstlendi.

TBMM'de alınan karar ile ilk kez Mehmetçik, 1997 tarihinde rahmetli Necmettin Erbakan'ın liderliğindeki Refahyol hükümeti döneminde, çıkarılan tezkereyle Filistin'e gitti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'İnsani, siyasi ve askeri varlığımızla Filistin tarafının garantörlerinden biri olmaya hazırız. Bu konuda hüsnüniyet ve irade sahibi ülkeleri bir an önce bu teklifimizi değerlendirmeye, somut adım atmaya, barışa giden kapıları aralamaya davet ediyoruz.' açıklaması yaptı.

İsrail güçten anlar. Onu caydıracak tek şey ise güçtür. Uluslararası sözleşmeleri, hukuku ayaklar altına almaktan hiç çekinmez. O nedenle Gazze'ye yönelik katliamların durdurulması için karşısında caydırıcı bir güç olması gerekiyor.

Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Teori Dergisi'nin düzenlediği çalıştayda önemli çağrılar yaptı.

Yaycı şunları söyledi;

Bu iş çocuk bezi ya da gıda yollamakla ya da kınamakla çözülmez.

'Geçenlerde Kahire'de toplanan zirveyi ise şu şekilde özetliyorum ; 'Toplandık, oturduk, konuştuk, dağıldık..."

Gazze'deki soykırımı durduracak siyasi, askeri ve ekonomik güç maalesef Türkiye'de mevcut değildir.

Ancak petrol ve doğal gaz üreticisi Arap Devletlerinde ekonomik yaptırım gücü vardır.

Buradan hükümete çağrı yapıyorum; İslam İşbirliği Teşkilatı'nı derhal 'Petrol ve doğalgaz üreticisi İslam ülkeleri bu soykırımı durdurmak için Batı'ya petrol ve doğalgaz satışını, onlardan her türlü tüketim malzemesi ithalatı durduklarını ve bu soykırım durana kadar tüm ticari anlaşmaları askıya aldıklarını açıklama' gündemi ile toplantıya çağırınız.

Rusya Federasyonu'na da sesleniyorum; 'Suriye hava sahasını kontrol ediyorsunuz. Eğer bu soykırıma dur demek ve somut bir şey yapmak istiyorsanız, derhal hava sahasını İsrail uçaklarına kapatınız.

S-300 ve S-400'leri aktive ediniz.

Bugüne kadar İsrail uçakları Suriye'ye girip bombalama yaparken şartelleri kapattınız.

Bundan sonra şartelleri kapatmayın!

İsrail aranızdaki çatışmasızlık protokolünü Filistin'deki bu soykırım durdurmak için askıya aldığınızı açıklayınız.

Bu çatışmayı durduracak ve genişlemesini önleyecek güç Rusya'dır. '

———————-

ABD'nin BAŞKANI YALANCI BİR ADAM

ABD Başkanı Joe Biden, dünyanın gözleri önünde, basının karşısına çıkıp, göz göre göre çok normal bir şeymiş gibi rahat bir şekilde yalan söylüyor.

Biden, Hamas tarafından kafası kesilmiş çocukların fotoğraflarını gördüğünü söylemişti. Çok geçmedi, Beyaz Saray açıklama yaptı ve ABD Başkanı'nın Hamas tarafından başları kesilen çocuk ya da bebeklerin fotoğraflarını görmediğini açıkladı.

İkinci bir yalanı ise İsrail'de söyledi. Hastane katliamı için İsrail gibi katliamın sorumlusu olarak Hamas'ı işaret ederek 'Hastane saldırısının arkasında İsrail yok' dedi.

New York Times Gazetesi, Gazze'deki hastane katliamına ilişkin görüntüleri inceledi. İsrail'in öne sürdüğü gibi vahşetin 'Hamas füzesi' sebebiyle meydana gelmediğini açıkladı.

NYT, "Roket, Gazze'den değil İsrail'den atıldı." açıklamasında bulundu.

New York Times, bulguları ABD'li bir istihbarat yetkilisine sordu. Yetkili, her şey ortadayken NYT ve ABD istihbaratının, videoyu farklı şekillerde yorumladığını söyleyerek, tam da kendilerine uygun bir cevap verdi.

Umarım Biden'e sorulur aynı soru!

İsrail'den dönüş yolunda, uçakta bir gazeteci Biden'e ''İsrailliler savaş hukuku çerçevesinde hareket ediyor mu?'' sorusunu yönelttiğinde nasıl kaçtığını bildiğimiz için tekrardan nasıl kaçacak görmek isterim.

Yalancı Biden!

————————-

VERECEK CEVAPLARI YOK!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AB Komisyonunun ateşkes çağrısı yapabilmesi için daha kaç çocuk ölmelidir? BMGK'nin harekete geçmesi için daha kaç ton bombanın Gazze'ye düşmesi gerekir?" dedi.

Bu soruya cevap vermeleri için gözlerine inen perdeyi kaldırıp, pislikten zift tutmuş fikirlerini çamaşır suyuna yatırmaları gerek!

Şimdiye kadar cevap verdikleri kelimeler öyle kötü kokuyor ki Gazze'ye bereket olarak yağan yağmur, bunlara gelince çamur oluyor.

Kirliler bunlar.

Hakikat ile bağ kuracak sözleri çöl kuraklığı!

Gazze'nin nefes borusunu tıkayan İsrail'in hamileri!

Onların dünyasında dönüp duran kavramlar kötü, çok kötü!

Vermedikleri her cevap Gazze'ye ölüm olarak düşer, yürekleri yakar, onların göbek bağıyla bağlı olduğu şeytana bunlar duygusuzca selam çakar.