İSLAM Protestanlığı cereyanı, Müslümanlara hazırlanan en büyük
tuzaktır. Derin gizli güçlerin gayeleri şudur:
Müslümanları bölmek, birbirinden kopuk bin parçaya ayırmak.
Müslümanları din konusunda bitmez tükenmez verimsiz zararlı
tartışmalara çekişmelere çekmek.
Ümmet birliğini parçalamak.
Kur’an ve Sünnet Müslümanlığının içini boşaltmak.
Müslümanları yabancılaştırmak aliene etmek.
Birlikten doğan gücü kırmak.
Light ve ılımlı İslam türetmek.
Ülkemiz kültüründeki hâkim faktör Ehl-i Sünnet ve Cemaat’i
yıkmak.
Kutsal kitabımız Kur’anın cahiller, ehliyetsizler, kötü niyetliler
tarafından yanlış yorumlanmasına yol açmak.
Sünnete doğrudan doğruya veya dolaylı şekilde saldırarak fıkhı,
onunla birlikte dini yıkmak.
İslamın içine boşaltmak.
Şeriatsiz bir İslam türetmek.
İlahî münzel (indirilmiş) dinimizi uydurulmuş bir din haline
getirmek.
Dinî konuları ayağa düşürüp mıncıklamak, magazin konusu haline
getirmek.
İslamı din halinden çıkartıp bir hümanizma ve ideoloji haline
getirmek.
ABD, AB, İsrail, Haçlılık, uluslararası kapitalizm ve sömürgecilik
emellerine hizmet etmek.
Bütün Ehl-i Sünnet kardeşlerimi uyarıyorum.
1. Gerçek İslamın temel değerlerinden biri Ümmet birliğidir. Bütün
mü’minler tek bir Ümmet oluşturur. Tefrika çekişme tepişme
haramdır.
2. İslamın Kur’andan sonra ikinci temel kaynağı Sünnettir.
3. Müslümanların râşid ve âdil bir İmama biat ve itaat etmeleri
gereklidir.
4. İslam dininin Şeriati vardır, mü’minler buna uymalıdır.
5. Dinî konular ve meseleler rasih ve ehl-i zikir icazetli ulema ve
fuqahadan öğrenilir.
6. Kur’an re’y ve heva ile yorumlanamaz.
7. Cahillerin, yetersizlerin, ehliyetsizlerin dinî konuları
tartışıp mıncıklamaları caiz değildir.
8. Zaruriyat-ı diniyeye aykırı fetva verilemez, ictihad yapılamaz.
Böyle ictihadlar fetvalar görüşler geçerli olmaz.
9. Fazlurrahmanın tarihsellik mezhebi, İslamı içinde yıkmaya
yönelik en tehlikeli bid’attir, sapıklıktır.
10. Sarıklı Farmasonlar din önderi ve rehberi olamaz.
11. Resulullah Efendimizin sahih hadislerini AB kriterlerine göre
ayıklamak küfürdür.
12. Gerçek İslam’da din ve dünya ayırımı, sekülerlik yoktur.
Kalbinde iman olan, Müslümanların birlik halinde olmasını isteyen,
tefrika ve bölünmeyi önlemek isteyen İslam Protestanlığı
fitnesinden uzak dursun.
Dini konular cahiller tarafından tartışılmasın, mıncıklanmasın.
Dinde TECDİT vardır ama PROTESTANLIK yoktur.
Tecdid vazifesini her asrın başında zuhur eden MÜCEDDİTLER yapar.
İmam Gazalî, İmam Rabbanî gibi.
Ehl-i Sünnet ve Cemaat, bozuk fırkalar ile eşit tutulamaz.
Ehl-i Sünnet İslam’ın ana caddesidir, Sevad-ı Âzam’dır.
İslam Protestanlığı vebasından uzak duralım.
(İkinci Yazı)
Hastalık ve Oruç
ŞU mübarek Ramazanda oruç tutmayan birtakım sözde uzmanlar,
hastalar oruç tutmasın diyerek kafa karıştırıyorlar. Fıkhımız
hastalara oruç tutmama izni vermiştir ama hangi hastalara? Bütün
hastalar oruç tutmayacak diye bir kural yoktur. Şu anda halkın
yarısı gizli hastalıklıdır. Ülkemizde milyonlarca diyabet hastası
vardır. Bir hastanın oruç tutmaması için dindar, sâlih, hâzık,
mesleğinde ve branşında uzman bir doktorun kesin raporu olmalıdır.
Oruç tutmayan, namaz kılmayan doktorun, oruç tutmasın raporu
vermesi fıkha aykırı olur. Ayakta geçirilen hastalıklar, müzmin
rahatsızlıklar bahane edilmemelidir. Resulullah Efendimiz (Salat ve
selam olsun ona) “Oruç tutunuz, sağlık bulunuz” buyurmuşlardır.
Kur’ana, Sünnete, hikmete uygun olarak tutulan oruçla hastalıkların
çoğu tedavi edilebilir. Gündüz vakti mutlaka iğne yapılması gereken
diyabet hastaları müslim ve hâzık doktor raporuyla oruç
tutmayabilir.
Nice gayr-i müslim doktorun, sağlık uzmanının oruçla, açlıkla
tedavi konusunda ciddî kitapları, ilmî makaleleri vardır.
Sevgili din kardeşlerim: Dindar olmayan, oruç tutmayan birtakım
doktorların ve beslenme uzmanlarının laflarıyla sakın oruç
ibadetinizi terk etmeyiniz. Çok zarar edersiniz. Oruç konusundaki
tıbbî raporu, tutmama iznini mutlaka ve mutlaka dindar, sâlih,
hâzık, muttaqi, musalli doktorlardan alınız.
Ayak parmakları arasında mantar da bir hastalıktır ama oruç tutmaya
mani değildir.
Baş ağrısı hastalığı oruca engel olmaz. Tutan inşallah ağrılarından
kurtulur, şifa bulur.
Dindar olmayan doktorlar ve uzmanlar din işlerine burunlarını
sokmasınlar, ibadetlerimize karışmasınlar.
Diyanet İşleri Başkanlığının bu konuda Müslüman halkı uyarmasını ve
yönlendirmesini bekliyoruz.
Diğer bir konu da şudur:
İslama, islamî hayat tarzına, İslam devletine, Şeriat-ı Garra-i
Ahmediyyeye karşı olan birtakım medya organları ve kuruluşlar dini
konuları devamlı şekilde yılışık ve cıvık bir üslupla
mıncıklamakta, magazin konusu yapmaktadır. Bunları okumamak,
dinlememek gerekir. Bunlara yasal sınırlar içinde sert tepki
göstermek gerekir.
Dini hafife almak, kutsal konuları ayağa düşürmek, magazinleştirmek
İslama ihanet ve hıyanettir. Bendeniz fetva veremem ama küfre kadar
yol açmasından korkulur.
Birtakım yılışık fâcirlerin kasıtlı olarak sordukları “Öpüşmek
orucu bozar mı?” soruları ciddiye alınmamalı, onlara cevap
verilmemelidir.