“Ölen İki Kişinin Ardından” başlıklı yazımda dünya hayatının geçiciliği, yaptığımız iyi ve kötü işlerin ahirette bir hesabının olduğu, bir de kişi öldükten sonra bazı iyi ve kötü amellerin, sevap ve günahının devam edeceği üzerinde durmaya çalışmıştım.
Peygamber Efendimiz(s.a.v)’in buyurduğu, "İnsanoğlu öldüğü zaman bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i cariye¸ faydalanılan ilim¸ kendisine dua eden hayırlı evlat." Hadisi Şerif-inde yer alan “sadaka-i cariye” ve “faydalanılan ilim” üzerinde kısaca durdum “dua eden hayırlı evlat” çok çok önemli olduğu için ayrı yazımda bahsedeceğim demiştim.
Bugün, Müslümanlar olarak yaşadığımız en büyük sorunların başında “dua eden hayırlı evlat” yetiştirmek olduğu acı gerçeğiyle yüzleşirken bunun çok çok ötesinde “İMAN” bunalımı da yaşamaktayız.
İnanın bunu ifade etmek bile beni derinden üzmesine rağmen her fırsatta “İMAN” konusunu gündeme getiriyorum.
Ana babasının arkasından hayır ve duada bulunacak evlat yetiştirmek için öncelikli olarak kişinin kendisi de hayırlı bir kimse olması çok çok önemlidir; çünkü, insan ne ekerse onu biçer.
-Hayırlı evlat kimdir?
Bu soruya cevap vermeden önce kişinin Allah(cc) ile olan ilişkisine, kulluğuna, ibadetlerine ne kadar dikkat ettiğine bakmak gerekir.
Yüce Rabb’imiz; “Rabb’in, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.” (İsra 23. ayet)
Ayet-i Kerimede Allah(cc)’a ibadet etmek ve ana babaya iyilik kesin olarak emredilmektedir.
Kişi ibadet etmez hatta Allah(cc)’a inanmaz ama ana babasına iyilik etmeyi ihmal etmez davranılması gerekenden daha fazla hassas davranır, buna ne diyeceğiz denilebilir.
Elbette ki, gayri Müslim birinin ana babasına güzel davranması ana babası açısından güzel bir davranış olmakla birlikte Allah(cc) katında sevap kazandırıcı olmaz, sevap kazanmak için mutlaka Müslüman olmak şarttır.
Öldükten sonra sevap yönünden amel defterimizin kapanmaması için ana babanın da Müslüman olması şarttır.
İslami çerçevede hayırlı evlat ana babasına dünyada iken iyilikte bulunduğu gibi öldükten sonrada hayır duada bulunandır.
Buraya kadar her şey tamamda buradan sonrası çok çok zor hele hele günümüzde daha da zor ve beni en çok burası düşündürmektedir.
-Hayırlı evlat yetiştirebildik mi veya yetiştirmek için neler yaptık, yapıyoruz?
-Çocuklarımızın dünyası için vermiş olduğumuz emek ve paranın ahiretini kazanması için ne kadar verdik, veriyoruz?
Çocuklarımız deizm, ataizmin ve her türlü İslam dışılığın pençesine düşmüş, bizde öldükten sonra amel defterimizin sevap yönünden kapanmamasını nasıl bekleyeceğiz.
Sevap yönünden amel defterimiz boş kalacak ama çocuklarımızı İslam üzere yetirmek için sorumluluğumuzu yerine getirmediğimizden çocuklarımızın işledikleri her kötü fiilden dolayı amel defterimize günah yazılacak.
Çocuklarınız dünyanın en zengini, çok büyük makamlara sahip olsa öldük mü hepsi dünyada kalıp ahirette ne kendilerine ne de ana babalarına faydası olmadığı gibi çok çok büyük zararı olacak.
Gelin yol yakın iken aklımızı başımıza toplayalım ve İslam üzere çocuklarımızın yetişmesi için her türlü gayret ve fedakarlığı gösterelim.