İKİ SORU İKİ CEVAP
27 Ağustos 2017’de Meram belediyesinin tertip ettiği Keyf-i Muhabbet programı yapıldı. Bu programa cennet mekan Abdülhamid’in muhterem torunu Orhan Osmanoğlu iştirak etti. Buna ilaveten Prof. Dr. Caner Arabacı da katıldı.
Bir münevver (aslında münevvere olacak) kızımız tarafından iki soru soruldu. Soru cennet mekan Abdülhamid’e olan düşmanlıkla alakalıydı. Tevfik Fikret’in cennet mekân Abdülhamid’e düşmanlığının izahı vardı. Dr. Abdullah Cevdet ve hempalarının da Abdülhamid’e olan düşmanlığının makul izahı vardı. Zira bunlar ve hempaları Türk milletinin müdafisi olan her kese ve her şeye şifa bulmaz düşmanlıkları vardı. Türk milletinin temel değerlerine düşmanlığın tavan yaptığı Tanzimat sonrası ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında bu menfur tipler daima subaşlarında olmuşlardır.
Talebe olduğu anlaşılan ve temel değerlerimizi fehmettiği görülen bu münevver kızımızın anlamakta güçlük çektiği husus, Said-i Nursi ile Mehmet Akif’in Abdülhamid olan düşmanlığıydı. Her ikisinde de Abdülhamid düşmanlığı cidden esef vericiydi. Üstelik bu isimler Türkiye Müslümanlığının öne çıkmış isimleriydi. Mehmet Akif İslam şairi unvanına sahipti. Said nursi de öyleydi.
Soru cennet mekân Abdülhamid’in muhterem torunu muhterem Orhan Osmanoğlu’na tevcih edilmişti. Sözleriyle ve davranışlarıyla Osmanlı nezaketini hatırlatan Orhan Osmanoğlu sözü Caner hocama tevcih etti.
Caner hocam sorulardan birinin sadece bir kısmına cevap verdi. Açık ifade edelim bu cevap tatmin edici değildi. Caner hocam bu sorunun cevabını biliyordu. Belki zamanın kifayetsizliğinden olacak, Mehmet Akif ile alakalı soruya kısmen cevap verdi. Bu sorunun cevabını biz verelim;
Said Nursi’den başlayalım; Said Nursi’nin cennet mekan Abdülhamid’e düşmanlık yaptığı maalesef doğrudur. İttihatçılarla birlikte bu ülkeye verilen zararın bir kısmından maalesef Said Nursi de mesuldür. Fakat Said Nursi için “eski said” ve “yeni said” şeklinde bir tasnif yapılmaktadır. Said Nursi hayatının sonlarına doğru yani “yeni said” devresinde cennet mekân Abdülhamid’e olan düşmanlığından pişmanlık duymuştur. Bu hususu bazı hatıralardan öğreniyoruz. Ancak Said Nursi’nin risalelerinde cennet mekân Abdülhamid’e olan düşmanlığından dolayı pişmanlık duyduğuna dair bir ibare var mıdır bilmiyorum. Risalelerini görmüş değilim. Said Nursi’nin bu hususta vaki olan pişmanlığının tevsik etmek O’nun mensuplarına düşer.,
Mehmet Akif’e gelince; unvanı İslam şairi olan Mehmet Akif’in cennet mekân Abdülhamid düşmanlığı şifa bulmaz bir tarzdadır. Maalesef kökten ve en şiddetli bir şekildedir. Caner hocam, Said Nursi’nin pişmanlığıyla alakalı cevap vermedi ama Mehmet Akif’in pişmanlığıyla alakalı izahı (zaman kifayetsizliği sebebiyle olmalı) sadra şifa olmamıştır.
Mehmet Akif’in daha sonra pişman olduğuna dair elimizde hiçbir vesika yoktur.
Keşke olsaydı.
Mehmet Akif’in cennet mekân Abdülhamid düşmanlığının arkasında ne var sorusuna şu soruların cevapları izah getirir kanaatindeyim,
1.Mehmet Akif Mısır’a niçin gitti?
2.Şapka hususunda Mehmet Akif’in kanaatleri nedir?
3.Mason olan Muhammed Abduh ile alakalı olarak Mehmet Akif’in kanaatleri nedir?
- Bir İngiliz ajanı olan Cemaleddin Afgani ‘ye Mehmet Akif’in sevgisinin sebebi ne olabilir?
Bu ve benzeri hususlardaki soruların cevabı Mehmet Akif’in cennet mekân Abdülhamid’e olan şifa bulmaz düşmanlığının zemini hususunda fikir verebilir kanaatindeyim.
Türk milleti dostlarını tanıdığı kadar düşmanlarını da tanımalıdır.