Orhan Gazi gazaya düşkün takva ve salah sahibi bir mücahid idi Beyliği devlet yapma yoluna sokan da bizzat kendisi olmuştur. İzniğin fethi muhasarası esnasında düşmanın çokluğu ve zorluğu Orhan Beyi üzmüş kara kara düşündürmeye başlamış Küffar ’ın her yönden hücum ve savunması Orhan Gazi’yi derin düşüncelere atmıştı.

Orhan Gazi gazaya düşkün takva ve salah sahibi bir mücahid idi Beyliği devlet yapma yoluna sokan da bizzat kendisi olmuştur. İzniğin fethi muhasarası esnasında düşmanın çokluğu ve zorluğu Orhan Beyi üzmüş kara kara düşündürmeye başlamış Küffar 'ın her yönden hücum ve savunması Orhan Gazi'yi derin düşüncelere atmıştı. Kendi emirlerinden Şahin Lala ile durumun istişaresini yapar. İstişareden sonra Şahin Lala Üzülmeyin padişahım. Siz muhasarayı geciktirin. Küffar ne kadar çok olursa olsun ben onların üstesinden gelirim. Dedikten sonra Orhan Gazi'den 'Fetih bizim elimizden gayretimizden olursa elde edilecek ganimetin bana bağışlanmasını isterim' dedikten sonra Orhan Gazi'den söz almış Orhan Gazi 'Eğer bu söylediğini yaparsan söz ganimet senindir.' buyurarak ona izin vermiştir.

Ne denli çok olursa ördek ile kaz

Bunların hepsi dağılır Şahin vura pervaz

Şahin Lala Müthiş bir yüklenme ve saldırı ile küffarı perişan edip İznik feth olunur. Yüklüce ganimet Orhan Gazi'ye geçer. Lala Şahin'den cenkten sonra bir haber alınamz. Orhan Gazi öldüğünü düşünüp böyle bir emir verdiğinden pişman olur. Onun yaşadığına dair haber kendisine ulaştığında ganimetleri ona verir. Şahin Lala bu ganimetlerle Lala Şahin Bursa'da bir medrese Kirmasti adı ile anılan kasabada bir köprü ve bir zaviye yaptırır.

Bu ne devlettir ki durur ki sahibi mal /Fırsat elde iken düşüne bir hal

Her gün ve her gecede düşkün ola ibadete/sarf ede eline geçen malı hayrete

Orhan Gazi'nin devrinde meşhur alimlerden biri de Kara Hace isimli zattır ki o da beldesinde gerekli ilimleri tahsil ettikten sonra ilmini arttırmak için uzak diyarlara gitmiştir. İlmini tamamladıktan sonra vatana dönmüştür. Burada ilmi çevrelerle tanışıp arkadaşlık etmiştir kendisi iki eseri açıklamış Mugni ve vikaye adlı eserleri şerh edip telif etmiştir. İlim çevreleri tarafından itibar görmesi ile tanınmıştır. İznik Medresesi Müderrisi Taceddin vefat edince Orhan Gazi, bu Kara Hace 'nin ününü duyunca, onu Medrese'nin başına getirmiştir. Bu Kara Hace bir müddet Molla Fenari'nin hizmetinde bulunmuş fakat aralarında ilmi konular hakkında anlaşmazlıklar yoğunlaşınca onun yanından ayrılarak Cemaleddin Aksarayi'nin hizmetinde bulunmuştur dönemin bir büyüğü de şüphesiz Çandarlı Halid veya kaynaklara Çandarlı Kara Halil diye geçen zattır. Bu zat Mevlana Ali Esved'in talebesi iken Kazasker olmuştur. İlk kazasker bu kimsedir. Orhan Gazi'nin hizmetine girmesi hakkında şöyle bir rivayet vardır. Sultan birgün gezmeye çıktığında yolu Mevlana Ali Esved'in bulunduğu yere düşer. Onun yanına girdiklerinde hazreti namaz kılmaya gitmiştir. Bir müddet orada beklerler Hazretin talebelerine dönüp biz dahi namaz kılmadık. Namaz kılmamız gerekir buyururlar. Çandarlı İmam olur. Padişah ise onun ardında saf tutar. Ali Esved Padişah'ın geldiğini haber alınca onun yanına gider. Hayırdır padişahım bir arzunuz mu var mukabelesinde bulunur. Allah sizi hayr üzerinde bulundursun diye dua eder. Beraberce sohbet ederler sohbet esnasında Orhan Gazi hazrete halk gelip bize mesele arz edip müşküllerini çözmek isterler biz daim seferde ve cihatta olduğumuzdan ahalinin bu işleri ile meşgul olmakta sıkıntı çekip zorlanırız. Fetva verilmesi gereken meseleler dahi çoktur. Bu iş ise ehliyet ve şerri ilimleri bilmek ister.[1]

[1] Mecma'u'l-Eşraf Tenkitli Metin – Hakî'nin Şaka'ik Tercümesi