Seyid Şerif Cürcânî Cemaleddin Aksarayî ile görüşemese de onun talebesi olan Molla Fenari ile görüşmüş onunla sıkı bir dostluk ve Arkadaşlıkta bulunup her ikisi de beraberce Arap diyarlarına ilimlerini daha da ilerletmek için gitmişlerdir.
Seyid Şerif Cürcanî Cemaleddin Aksarayî ile görüşemese de onun talebesi olan Molla Fenari ile görüşmüş onunla sıkı bir dostluk ve Arkadaşlıkta bulunup her ikisi de beraberce Arap diyarlarına ilimlerini daha da ilerletmek için gitmişlerdir. Mısıra vardıklarında ilim erbabı olan Şeyh Ekmel'de ikisi birlikte ilim tahsiline devam ederler. Seyid Şerif daha sonra kendi memleketine döner.
Uçdı eflake 'ilm ü fażl u kerem/Ḳalmadı i'tibār ehline hem
Ḳaldı ortada i'tibār-ı vaḳār/Bir büyük cübbe bir ḳaba destar[1]
Mevlana Bahā'ü'd-dīn 'Ömer bin Ḳutbü'd-dīn el-İzniḳī Osmanlı'nın ünlü alimlerinden o dönmede fetva verme konusunda en ehil olan kimse bu zattı. Rivayet edilir ki; Timur'un Anadolu'yu işgali sırasında Kutbüddin İznikî'nin onunla buluşup kendisine önemli uyarılarda bulunduğu, haksız yere kan dökmekten vazgeçmesini söylediği, Yıldırım Bayezid'in oğlu Îsa Çelebi'nin Timur'a itaatini bildirmek üzere elçilik yaptığı, Timur'un da onun vasıtasıyla Çelebi'ye kemer, külah ve bazı hediyeler gönderdiği söylenir.[2]
Mevlana İbrahîm bin Muhammed el-Hanefi İslam vilayetlerinde zamanın müftülerindendi.
Mevlana Necmü'd-dīn el-Hanefi Bu zatta o asırda önde gelen müftülerdendi.
Mevlana Yar 'Ali eş-Şîrazî Akli ilimlerde çok ileri bilgiye sahip bu meselelerde sıkıntısı ve sorunu olanların işlerini hal edebilen asrında nadir şahsiyetlerden biridir. Gittiği her yerde meseleleri çözdüğü çekip gittiği söylenir.
Mevlana Abdu'l-vāḥid bin Muhammed Acem diyarlarından gelip asrında Kütahya medreselerinde müderrislikte bulunmuş bu müderrislik yaptığı medrese onun ismiyle (Acem Medresesi) anılagelmiştir. Devrinin ilimlerini okumuş Nukaye isimli bir esere açıklaması vardır. Muhammed Şah Fenari namına 'ilm-i usturlaba ait bir eseri daha vardır.
Mevlana 'İzzü'd-dīn 'Abdu'l-laṭīf bin el-Melek (Firişte Oġlu) Bu zat dahi devrin önde gelen alimlerinden olmakla beraber bazı eserlere açıklamalar yazıp risaleler meydana getirmiştir. Bu zatın tasavvufi eserleri de vardır. Ailesinden bazılarının Hurufi mezhebine mensup oldukları rivayet olunur.
Bu ne halet durur ne ḥikmetdür/Bir iken aṣlı cümle eşyanın
Kimi zehr ü kimisi sükkerdür. Bunı ẕevḳ eyle varsa iẕ'ānuñ[3]
El-Mevlana Muhammed bin 'Abdu'l-laṭīf İbn el-Melek Asrında faziletli zatların arasına girmiş Vikaye isimli esere bir açıklama risalesi tasavvufa ilgisi yüksek bir zat olup tasavvuf literatürü 'ne ait bir eseri bulunmaktadır. Bu eserinde ilahi sırlardan bahs etmiş Ravżatü'l-müttaḳīn ismini vermiştir.[4]
[1] Feleklere uçtu ilmin şeref ve üstünlüğü ilim ehli de ilim de kalmadı itibarları gitti
Ortada kaldı ilmin yüceliği ve heybeti koca cihanda kaba saba bir cübbe bir sarık kaldı
[2] islamansiklopedisi. org.tr/kutbuddin-izniki
[3] Şu dünyanın halleri ne ilginç ve hikmetlidir. Bütün eşya bir iken
Kimisi zehir ve kimisi şekerdir. Eğer varsa ölçün söylediğimi fikir eyleyesin
[4] Mecma'u'l-Eşraf Tenkitli Metin – Hakî'nin Şaka'ik Tercümesi