Mevlana ‘Allame Bedrü’d-dīn Mahmûd bin İsrâil bin ‘Abdul-‘Azîz  (Ḳāżī-i Simavna Oġlu) Babası Rum’da Simavna ’da kadı iken dünyaya gelmiştir. Ninesinin yanında kalmış daha sonra Mir-liva olmuştur.

Ahmedî Hakkında bir kıssa aktarırlar ki kendisi Timur'un sohbetinde bulunup epey itibar görmüştür. Birgün Timur'la hamama gitmişler.

Sohbet esnasında Ahmedî'ye

-Senin nazarında bana bir fiyat biçsen ne kadar ederim. Sorusuna karşılık

-80 akçeden fazla etmesiniz cevabını alınca

Timur Ahmedî'ye dönüp

Söylediğin bu tutar benim kıymetim nasıl olsun olsa olsa bu takdir ettiğin Akçe üstümdeki peştamal ve onu tutan kemerin bedeli olur. Diye cevap verince Ahmedî zaten biz onlara fiyat biçtik bizim gözümüzde buçuk bile etmezsiniz demiştir.

Mevlana 'Allame Bedrü'd-dīn Mahmûd bin İsrail bin 'Abdul-'Azîz (Ḳāżī-i Simavna Oġlu) Babası Rum'da Simavna 'da kadı iken dünyaya gelmiştir. Ninesinin yanında kalmış daha sonra Mir-liva olmuştur. Selçuklu soyundan olup Sultan Alaeddin'in kardeşinin oğluna vezir dahi olup Simavna 'nın fethi Şeyh'in doğumu Sultan Gazi hünkar zamanındadır. Çocukken ilk tahsilini babasından görmüş Kuran'ı ezberlemiş Mevlana Şahidi den talim etmiştir. Arapça ilmini Mevlana Sinānü'd-dīn Yûsuf'tan okumuşlardır. Sonra Mısır'a gidip ilmini tamamlayarak Konya'ya gelip Fazlullah Efendi'nin talebeleri arasına girmiştir. Bu zatın yanında dört ay kadar hizmet etmiş onun vefatından sonra Şerif Cürcanî ile Melikşah-ı Mantıki Ḳāhiriyye Medresesinde bulunup ders okumuşlar. Mübarek Şah ile hacca gitmiş, Mekke'de Şeyh Zeyla ile görüşmesinden ve onundan ilim okuduktan sonra tekrar kahireye dönüp Cürcanî ve Şeyh Ekmel ile dersler görmüştür. Yaşadığı devirde Sulṭan Ferec bin Berḳūḳ Mısır Sultanıdır. Şeyh ile dostluk kurmuş ve ondan çok istifade etmiştir. Hazretin Gönlüne ilahi bir aşk düşüp Allah'ı bulma arzusu galip gelince Mısır'da Seyyid Ḥüseyn el-Ahlatî 'nin hizmetine girmek isterler. Tasavvuf ilimlerini bu zattan tahsilden sonra irşad görevi için icazet alır. Şeyhi bunu irşad için Tebriz'e gönderir. Emir Timur Tebriz'e geldiğinde Âlimler arasında sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunların bitirilmesi için Bu zata müracaat edilmiş ve Âlimler Arasındaki ihtilafları sonlandırdığı için herkes tarafından kabul görmüş ve Timur tarafından iltifat ve ihsana erdirilmek istense de bunların hiçbirine gönül vermeyip Bitlis'e gelir. Sonra tekrar Mısır'a gider. Şeyhi'nin yanında şeyhi vefat edene kadar kalır. Onun yerine geçer. Altı Ay burada kaldıktan sonra önce Halep ardından Konya'ya oradan Şeyre'ye sonra Sakız adası Beyi'nin daveti ile oraya gitmiş Pek çok kimse onun elinden müslüman olmuştur. Ardından Edirne'ye gelip Anne ve Babası hayatta olduklarından onların yanında bir miktar kalmıştır. Osmanlı evlatlarından Musa Çelebi Onu kendisine Kadı tayin etmiştir. Musa Çelebi kardeşleri tarafından katl edilince Şeyhi ailesi ile İznik'e hapis edip ayda bin akçe kendisine verilmekle burada tutulur. Hapisten çıktıktan sonra Mīr İsfendiyar'ın hizmetine girer. Onun hizmetine girmesinin nedeni ise Tatar beldelerine yolculuk yapmak içindir. İsfendiyar Bey bunu fark edince Osmanlı'dan çekindiğinden şeyhi göndermez, yanında alıkor. Rum illerinden Zağra adlı yere gelip burada bir miktar kalırlar. Etraftan pek çok insan Şeyhi ziyarete gelirler. Tasavvuf yoluna girmek isteyen irfan taliplileri etrafında çoğalır ve ona mürid olurlar.[1] Kemikleri 1961'de Divan Yolu'ndaki II. Mahmut Türbesi haziresine defnedilmiştir.

[1] Mecma'u'l-Eşraf Tenkitli Metin – Hakî'nin Şaka'ik Tercümesi