Mevlana Celalüddin Rûmî kaddesallahu sirrahu’l-âli
hazretlerinin
özellikleri:
*İtikatta Ehl-i Sünnet mezhebindendir.
*Fıkıh mezhebi Hanefîdir.
*İcazetli âlim ve fakihtir.
*Şeriata aykırı hiçbir sözü ve hali yoktu.
*Beş vakit namaz kılardı.
*Ayrıca nafile ve teheccüd namazlarını çokça kılardı.
*Abdestsiz yere basmazdı.
*Maddî ve mânevî taharet sahibiydi. Dünya kirlerinden ve
paslarından arınmıştı.
*Gecenin sessizliğinde saatlerce göz yaşı dökerek Rabbine secde
ederdi.
*Kût-i lâ yemut = Ölmeyecek kadar az birkaç lokma ile idare
ederdi.
*Sık sık nafile oruç tutardı.
*Dünyayı, parayı, makam ve mevkii, ünü, alkışı sevmezdi.
*Çok az yerdi. Dokuz lokmadan fazla yediği zaman istifra
ederdi.
*Velî, ermiş bir zattı.
* 25.632 bin beyitlik Mesnevî’sini, baştaki dokuz beyit
dışındakileri söyleyerek yazdırmıştır.
*Asla gönül yıkmamıştır.
*Ağzına bir damla içki koymamıştır.
*Günahlardan arınmış, korunmuş bir zat-ı muhterem idi.
*Mâneviyat aleminin güneşiydi.
*Aşk, şevk, vecd, irfan, hikmet, hilm, mürüvvet sahibiydi.
*İnsanlara ve hayvanlara şefkatli idi.
*Yolda kendisine yaklaşan ve soru sormak isteyen kötü bir kadına
“Buyur kızım” demiş, onun hidayetine ve tevbe etmesine vesile
olmuştu.
*Sık sık kendini kayb eder, cezbelenir ve sema ederdi.
*Men bende-i Kur’anem=Ben Kur’anın kölesiyim buyurmuştur.
*Nefs-i kâmile derecesine yükselmişti.
*Onun büyüklüğünü, faziletlerini, kemalini Hıristiyanlar ve
Yahudiler de kabul ve takdir ederdi.
*İhlasın canlı bir örneğiydi.
*İnsanları doğru yola, hidayete, salaha çağırmıştır hep.
*Mânevi terbiyeti ölümünden bu yana yedi asır geçmesine rağmen
devam etmektedir.
*Enesini öldürmüş son derece mütevazı bir kimseydi ama saltanat-ı
manevi sahibiydi.
*Kerametleri el’an devam etmektedir.
*Zaviyesi Kâbetü’l-uşşak idi, oraya nâkıs gelen tamam=olgun
olurdu.
*Kendisinden sonra makamına oturan Hüsameddin Çelebi hazretlerini
öyle yetiştirmişti ki, tekkede su bulunduğu halde, abdest suyunu
ibrikle getirir, vakıf suyu kullanmak istemezdi.
*Ümitsizleri müjdeler, dertlileri teselli eder, kasavetli gönüllere
ferahlık verirdi.
*Resul-i Kibriyanın, Fahr-i Kâinatın (Salat ve selam olsun ona)
vekili, vârisi, halifesi idi.
*Dünya padişahlarının saltanatı ölümleriyle sona ermiş, onun
gönüllerdeki saltanatı yıkılmamıştır.
**
Kur’ana, Sünnete, Şeriata aykırı söz ve iş edenler Mevlanayı ve
Mevleviliği temsil edemez.
Hakikî Mevlevi, itikadı sağlam ve müteşerri bir Müslümandır.
Mevlananın bu devirdeki hakiki müridleri ve dervişleri Ehl-i Sünnet
akidesine sahiptirler ve beş vakit namazı dosdoğru kılarlar.,
açıkta ve açıkça büyük günah işlemezler.
Muhibler içinde aykırı tarafları olanlar Mevlanayı ve Mevleviliği
bağlamaz.
Parayla sema yapmak gerçek Mevlevilikte yoktur.
Genç karılarla genç erkekleri birlikte sema ettirmek Mevlananın
yoluna, tarikine, meşrebine aykırıdır.
Mevlanayı paraya, fıska, fücura, masonluğa, rafizîliğe alet edenler
er veya geç çarpılır.
Başta Mevlana hazretleri olmak üzere evliyaurrahman hazeratının
ruhaniyeti üzerimize sâyeban olsun.
(İkinci yazı)
İnanmayın Aldanmayın Kanmayın
1. İSLAMIN doğru yorumu olan Ehl-i Sünnet ve Cemaat’i sarsmak ve
yıkmak için Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona)
Sünnetini yıkmaya çalışıyorlar.
2. Sünnet düşmanlarının bir kısmı, Sünnetin tamamına muhalif olup,
İslamın tek kaynağı Kur’andır, başka kaynak yoktur diyor.
3. Bir kısmı ise Sünnetin bir kısmını kabul, bir kısmını inkar
ediyor.
4. Son yıllarda reformcu, değişimci, yenilikçi, Fazlurrahmancı yüz
kadar ilahiyatçı Ankarada, Resulullah Efendimizin hadîslerini,
Avrupa Birliği norm ve standartlarına göre ayıklayarak yeni bir
hadîs külliyatı meydana getirmişlerdir. Böyle bir ayıklamanın hükmü
nedir?
5. Arap dünyasında Nasirüddin el-Elbani ve Ebu Reyye gibi hadîs
yıkıcılarına paralel olarak Türkiye’de de bunlara benzer
tahripkarlar vardır.
6. Türkiyede İslam Medreseleri kapalı olduğundan ve yeteri miktarda
güçlü icazetli muhaddis yetişmediğinden Sünnet yıkıcılarına karşı
gereken redler, cerhler, savunmalar yapılamamaktadır.
7. Son otuz kırk yıl içinde oluşturulan İslam Protestanlığı Ehl-i
Sünnetin tek bir Ümmet, kendisine biat ve itaat edilmesi gereken
tek râşid İmam anlayışına karşıdır.
8. BOP gibi projeler, Müslüman halkın seküler hale getirilmesini
yani dünyevileştirilmesini, din ile dünyanın ayrılmasını teşvik
etmektedir. Bu ise küfürdür.
9. Bunlar Kur’ana, Sünnete, Şeriata bağlı tasavvufa ve tarikatlara
karşıdır.
10. Bunlar Hüccetülislam ve Zeynüddin İmamı Gazalîye karşıdır ve
onun ana eseri olan İhya’da bol miktarda mevzu hadîs olduğu
iftirasını yayıp durmaktadır.
11. Bunlar Bursalı İsmail Hakkı ve Gümüşhanevî Ahmed Ziyaüddin gibi
din büyüklerine düşmandır.
12. Bunlar, dinî konularda gulüvve sapmış olan İbn Teymiyeyi imam
kabul etmektedir.
13. Bunlar, sağlam bir din eğitimi görmemiş, yeterli din kültürüne
sahip olmayan milyonlarca Müslümanın kafasını karıştırmıştır.
14. Bunlar, esahhü’l-kitab ba’de Kitabillah=Allahın Kitabından
sonra kitapların en doğrusu olan Sahih-i Buharîye bile
saldırmaktadır.
15. Bunların bir kısmı, tarihe karışmış iken Türkiyede hortlatılan
bozuk Mutezile fırkasına mensuptur ama taqiyye ve kitman yaparak
kimliklerini gizlemektedir.
16. Arap dünyasının büyük Sünnî uleması, Sünnet düşmanlarını
susturan, rezil eden ilmî reddiyeler kaleme almış; başta Elbanî
olmak üzere icazetsiz türedileri perişan etmişlerdir.
17. Bir hadîs hakkında bazı alimler mevzu, bazı alimler ise sahih
diyorsa, bu konuda ihtilaf var demektir ve hiç kimse ceffelkalem
hüküm verip kestirip atmamalıdır.
18. Bozuk fırkalar, Rafizîler, Mutezile, reformcular, dinde yenilik
ve değişim isteyenler, Fazlurrahmancılar, Afganîciler, Kemalist
ilahiyatçılar Ehl-i Sünneti yıkarak yerine bin fırkalı bir İslam
Protestanlığı kaos ve anarşisi getirmek istiyor.
19. Mevzu hadîsler konusunda Ehl-i Sünnet Müslümanları, Ehl-i
Sünnet ulemasının ve muhaddislerinin telif ettikleri kitaplara tabi
olmalı, reformculara kulak asmamalıdır.
20. Zayıf hadîs demek mevzu demek değildir.
21. Albanînin, Ebu Reyyenin, benzerlerinin hadîs tenkitleri âdil ve
insaflı değildir. Onların hadîs ilmi konusunda icazetleri yoktur.
Onlar merduttur, onlar dinlenilmez.
22. Bozuk bir mezhebin tanınmış bir hocasının, “Sahih-i Buharîde
iki sahih hadîs bile yoktur” mealindeki bir cümlesini okumuştum. Ne
büyük hezeyan!..
23. Buharî’ye, İmamı Gazali’ye, Bursalı İsmail Hakkı’ya, Ahmed
Ziyaüddin Gümüşhanevi’ye saldıranlar niçin şu sarıklı Farmason
Afgani’yi tenkit etmiyor?
24. Sünnet yıkıcılarının maalesef şeytanî bir misyonları vardır.
Ehl-i Sünneti sarsmak, yıkmak ve Türkiye’de Ümmet Birliğini berhava
etmek.
25. Bir Ehl-i Sünnet Müslümanı elbette mezhepçilik yapmaz ama
Sünnîliğini saklamaz, inkar etmez ve Sünnî olmakla iftihar
eder.
26. Sünnet yıkıcıları âhir zamanda Mehdinin zuhuru ve İsa
aleyhisselamın nüzulü ile ilgili mütevatir veya manen mütevatir
hadisleri inkar ediyor.
27. Fazlurrahnmancılar sadece Sünnetin ve hadislerin bir kısmını
inkar etmekle kalmıyor; Kur’anın üç yüz muhkem ayetinin günümüzde
geçerli olmadığı bozuk ve sapık inancına sahip bulunuyor.
28. Sünnet ve hadis inkarcılarının bazısı, azılı müsteşriklerden
daha ileriye gitmektedir.
**
Sevgili muhterem Sünnî kardeşlerimi uyarıyorum:
Sünnet yıkılırsa fıkıh yıkılır… Fıkıh yıkılır ise Şeriat elden
gider… Sünnet darbelenirse Kur’an re’y ve heva ile tefsir
edilir…
Ehl-i Sünnet herhangi sıradan bir mezhep değil, İslamın doğru
yorumudur.
İslam Protestanlığı kaos ve anarşisi bir Batı, Siyon, küfür, nifak
projesidir.
Gayr-i Müslimlerin, Ehl-i Sünnetten olmayanların, Albanî ve Ebu
Reyye gibi yoldan çıkmışların Sünnet ve hadîs konusundaki tenkit ve
görüşlerine itibar edilmemelidir.
İslam dininde Teravih namazı yoktur gibi akıllara zarar ictihad
yapanlar dinlenilmemelidir.