15-16 Temmuz tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde, kendilerini ‘’Yurtta Sulh Konseyi’’ olarak tanımlayan bir takım asker kıyafeti giymiş lakin ruhlarını satmış hainler tarafından kanlı bir darbeye teşebbüs edildi.
15-16 Temmuz tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde, kendilerini ‘’Yurtta Sulh Konseyi’’ olarak tanımlayan bir takım asker kıyafeti giymiş lakin ruhlarını satmış hainler tarafından kanlı bir darbeye teşebbüs edildi. ABD’nin derin devletinin (CIA) desteklediği hainlerin öncelikli hedefi, uzunca bir süredir ABD’nin Ortadoğu’daki çıkarlarına ters hareket eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı şehit etmek ve ülkemizi parçalayarak sömürge bir devlet haline getirmekti. Kurulacak sömürge devletin idaresine de insan hurdası Fetö’nün başı, terörist Fethullah Gülen’i getireceklerdi.
15 Temmuz darbe girişimi emperyalist üst aklın planlayarak Fetö eli ile gerçekleştirdiği milletimize, devletimize, vatanımıza ve demokrasiye karşı yapılan çok büyük kanlı bir saldırıdır. Hamdolsun, bu şer cephesinin kirli senaryolarını çökertip, milletçe çok büyük bir badire atlatıp felaketin kıyısından döndük. Bu saldırıyı altını çizerek bir kez daha söylüyorum ki; Cumhurbaşkanımızın basireti, dirayetli sağlam duruşu ve asil Türk Milletinin helal süt emmiş kahraman evlatları engellemiştir. Böyle bir direniş sonucunda yenilgiyi hiç hesap etmeyen azgın azınlık ve Fetö’nün arkasındaki Haçlı ittifakı şaşkındır.!
Yapılan darbe girişimi sonrası Cumhurbaşkanımızın kendilerinden sığınma talep edeceğini hayal eden eksik akıllı kirli ülkeler, bu aziz milletin liderinin bir tek sözü ile meydanlara akacağını, vatanı için göğsünü mermilere siper edeceğini, sopayla tankları kovalayacağını, kafasına kurşun yağdıran helikopterdekilere ‘’Erkeksen aşağıya gel lan.!’’ diye bağıracaklarını asla hesap edememişlerdir..
An itibarı ile Fetö’ye destek verenler kadar, 17-25 Aralık darbe girişiminden bu güne kadar olayın ciddiyetini kavrayamayan, Cumhurbaşkanımızı bu hain Fetöculara karşı yalnız bırakan herkes büyük bir vebal altındadır. Bu hain kalkışmada şehit olan kardeşlerimizin akan kanlarında onlarında hisseleri vardır. Suların kısmen durulduğu bu günlerde kimse boş yere üç maymunu oynayıp ‘’Aldanmışız, ahmakmışız, bunların bu kadar çirkinleşeceklerini bilememişiz..’’ martavallarını bize okumasınlar..! AK Partinin içerisindeki birtakım dengeci fırıldak AKP’lilerde, darbe gecesi duruma göre pozisyon alıp, son anda çark eden darbeci askerler kadar suçludurlar.
Allah aşkına söyleyin hele..! Cumhurbaşkanımız kendisine mikrofon uzatılan hemen hemen her yerde, bu alçak Paralel Yapının ne kadar tehlikeli olduğunu, meselenin kendisine olan karşıtlıktan ziyade Vatan toprakları olduğunu dile getirip haykırmadı mı? Lakin en yakınında ki dava arkadaşları bile sessiz kalıyor, durumu görmezden geliyor ve yavaştan alıyorlardı değil mi? Ne şiş yansın ne kebap diyerek anlam veremediğimiz bir şekilde ahlaksız kirli bir denge tutuyorlardı..!
Darbe gününe kadar Bürokraside, Teşkilatlarda, Parti yönetimlerinde bu hainlere karşı sessiz kalanların, yalandan yere kınayanların, zihinleri köleleşmiş bu Fetöculara karşıy-mış gibi yapanların daha düne kadar haddi hesabı yoktu değil mi kardeşlerim?
Bu fakir kardeşiniz gazetedeki köşesinden defalarca bu duruma isyan etmedi mi? Bu sessiz kalan arkadaşların, meselenin Sayın, Erdoğanla – Fetö’nün meselesi değil, Vatan meselesi olduğunu anlamaları için acaba Meclisin bombalanıp, kafalarına bomba mı yağması gerekiyor du.? Şimdi bu alçak saldırıda darbe girişiminde verdiğimiz 250 Şehit, binlerce yaralı vatandaş gerçekleri görmelerine yetti mi acaba?
Toz bulutları yavaş yavaş dağılmaya başladıkça ihanetin büyüklüğünü şimdi bizler daha iyi anlıyoruz, anlayacağız.. Anlaşılan o ki ülkemizin birçok şehrinde palazlanan ve uzunca bir süre bu ihanete hazırlık yapan bu kirli örgüt İstanbul ve Ankara’nın dışında, Anadolu’nun diğer şehirlerinde de kendisine önemli mevziler yapmıştır. Bu hain darbe girişiminde uzunca bir süredir adı hep Paralel Yapı ile anılan Kayseri’ye, Kayseri’de yuvalanan alçaklara meğer önemli roller verilmişte haberimiz yokmuş..
Kayserili hemşerilerimiz çok iyi hatırlayacaklardır. 12 Nisan akşamı şehirde tüm ilçe ve civar illerden de hissedilen büyük bir patlama sesi gerçekleşmişti. Meğer o patlama FETÖ’cu şerefsizlerin yapmış olduğu bir prova olup, savaş uçağının ses duvarını aşmasıyla oluşan sonik patlamanın test edilmesi imiş.. Yine 15 Temmuz darbe gecesi Kayseri Erkilet 12'nci Hava Ana Üs Ulaştırma Komutanlığı'ndan izinsiz olarak havalanan ve Malatya Havaalanı'na yine izinsiz iniş yapan 8 askeri uçağa da bu ihanette kilit rol verilmiş…
Gün geçtikçe Kayseri de gözaltına alınan FETÖ üyesi Asker, Polis, hâkim, savcı ve işadamı sayısı hızla artmaktadır. 15 Temmuz gecesi yaşanan Krizi ustalıkla yöneten Kayseri Valimiz Sayın Süleyman Kamçı ve Emniyet müdürümüz Sayın İbrahim Kulular muhtemel olması beklenen birçok kanlı girişimi engellemişler ve kısa sürede halkı meydanlara toplamışlardır.
Özellikle Kayseri’ye atandığı günden bu tarafa bir efsane haline gelen Vatansever Emniyet müdürümüz Sayın, İbrahim Kulular çok şükür cesareti ve tecrübesi ile hain Teröristlere, Esrar satıcılarına ve özelliklede FETÖ üyelerine zinhar göz aştırmamıştır. Kayseri’ye geldiği günden bu tarafa Fetöcülere karşı verdiği amansız mücadelede sağlam ve dik duruşu bu toprağın evlatlarını memnun eder iken, birçok kesimi de rahatsız etmiş, yaptığı önemli müdahaleler akamete uğratılmaya çalışılmıştır. Ne diyelim Allah vatanını seven milletine hizmet eden Süleymanların , İbrahimlerin sayısını arttırsın İnşaAllah..
Artık sabah erken kalkanın darbe yaptığı devirlerin çok geride kaldığını bu millet bütün renkleri ile bir araya gelerek göstermiştir. 15 Temmuz gecesi meydanlara fırlayarak, hiçbir hesap içinde olmaksızın Vatanını savunmak için bizlerle birlikte omuz omuza saf tutan ülkücü kardeşlerimize de, liderleri Bahçeliye ’de teşekkür etmek boynumuzun borcudur. Allah onlardan da razı olsun.
Ezcümle dostlar, Darbe teşebbüsü def edilmiş beli kırılmış lakin tamamen bitirilememiştir. Darbe gecesine ilişkin karanlıkta kalan aydınlanması gereken çok fazla karanlık noktalar bulunmaktadır. Bu anlamda önümüzdeki günler çok şeye gebedir..
Evet, bizler sorumluluklarımızı kuşanarak her daim teyakkuzda kalmaya ve bu mübarek vatanı korumaya devam edeceğiz. Başkomutanımız Sn, Erdoğan bizim kırmızıçizgimizdir. Onu ne emperyalist ülkelere, ne haçlı ittifakına, nede içerideki maşaları Fetö’cü azgın dallamalara yedirmeyeceğiz. Meydanları da asla terk etmeyeceğiz..!
İkinci bir emre kadar…