Eskiden demiri, çeliği, sanayiyi kontrol edenler dünyayı yönetirlerdi. Şimdilerde sosyal medyayı etkin ve verimli kullananlar dünyayı yönetiyorlar. İşte Musk’ın Twitter’ı satın almasının sebebi bu küresel güce sahip olmak...

Tweet atmayı çok sevdiği için mi? Ya da sınırsız ifade özgürlüğü için mi? Buyrun beraber bakalım. Sizlerde yazımızı okuduktan sonra mutlaka yorum yapmayı unutmayın.

Tesla ve SpaceX'in CEO'su ElonMusk, Twitter'ı resmen satın aldığını açıkladı. Musk, Twitter'ı neden satın aldığıyla ilgili yaptığı açıklamada, "İnsanlığa yardım etmek için yaptım' dedi.

Tesla ve SpaceX'in CEO'su ElonMusk, sosyal medya hesabından Twitter'ı neden satın aldığıyla ilgili bir açıklama yayınladı. Musk, "Twitter'ı satın almamın nedeni, geniş bir inanç yelpazesindeki insanların şiddete başvurmadan sağlıklı bir şekilde tartışabilecekleri ortak bir dijital kent meydanına sahip olmanın uygarlığın geleceği adına önemli olmasıdır" dedi.

"Twitter'ı insanlığa yardım etmek için satın aldım"

Musk, şöyle devam etti:

"Geleneksel medyanın büyük bir bölümü, bitmek bilmeyen tıklama arayışında parayı getirenin bu olduğuna inandıkları için bu kutuplaşmış aşırı uçları körükledi ve besledi fakat bunu yaparken diyalog fırsatı ise kaybedildi. Bu nedenle Twitter'ı satın aldım. Kolay olacağı için yapmadım. Daha fazla para kazanmak için yapmadım. İnsanlığa yardım etmek için yaptım.'

Hepimizin bildiği gibi İletişim teknolojileri günümüzde hızlı bir şekilde gelişim göstermekte ve dünyanın çehresi giderek değişmektedir. Yeni iletişim teknolojilerinin gelişimini sağlayan en önemli unsur ise şüphesiz internet olmuştur. Sosyal medya, yoğun bir şekilde internet teknolojisinden beslenmektedir. Her geçen gün daha çok insan tarafından kullanılan, iletişim teknolojisi, sosyal medya tüm dünyada insanların hayatlarının önemli bir parçası haline geldi. Mesela gazete ve televizyonlarda sunulan haberleri sınırlı sayıda muhabirler üretiyor ve sunuyorken Sosyal medyadaki haberleri, o sosyal ağın tüm üyeleri üretiyor ve sunuyor. Onun içinde daha güçlü oluyor.

Sosyal medya, kullanıcıların içerik üretip sunduğu tamamen özgür bir medyadır. Bu kavram son yıllarda hayatımızda hiç bir şeyin kaplamadığı kadar çok yer kaplamaya başladı. Sosyal ilişkilerimizden, arkadaşlıklarımıza, marka bilgilerinden, şikayetlerine kadar neredeyse sonsuz bir bilgi birikimini içinde barındıran dev bir kavram sosyal medya…

Günümüzde iletişim, özellikle kitle iletişim araçlarının etkinliğinin giderek artması ve toplumun her kesimini az ya da çok etkilemesi nedeniyle çağın en önemli bilim dalı durumuna gelmiştir. Disiplinler arası bir niteliğe sahip olan iletişim; sosyoloji, psikoloji, dilbilim, antropoloji, felsefe, teknoloji, siyaset bilimi ve diğer sanat dallarıyla sürekli etkileşim halindedir.

Çağımızda kişiler arası iletişim giderek önemini kaybetmekte ve kitle iletişimi büyük popülarite kazanmaktadır. Bu popülaritenin artışında radyo, sinema, televizyon, gazete vb. gibi kitle iletişim araçlarının yanı sıra sosyal medya çağının oluşumunu sağlayan internet teknolojisi ve mobil teknolojiler çok önemli bir konuma sahip olmuştur. Genel olarak bakacak olursak; yeni çıkan her kitle iletişim aracının bir önceki kitle iletişim aracından çok daha büyük bir etkileme potansiyeline sahip olduğu görülmektedir. Ancak; periyodik olarak incelendiğinde her kitle iletişim aracının az ya da çok belirli bir etkileme gücünün bulunduğu açık ve nettir.

Şimdi sizlere bu kitle iletişim araçlarından biri olan ve giderek güçlenen sosyal medyanın etkileme gücünden bahsedeceğiz...

Sosyal medyanın haber alma, bilgi aktarma, iletişim, pazarlama, satış, eğlence amaçlı kullanıldığı herkes tarafından biliniyor. Bunun yanında dünyanın çeşitli bölgelerindeki toplumsal olaylar ile siyaset ve hatta savaşlar da sosyal medyada gerçekleşiyor. Bu gerçeklerden yola çıkarak bu yazımızda sosyal medyanın bölgesel ve uluslararası olaylardaki rolünü değerlendireceğiz.

Örneğin Tunus'ta, kaçak sigara satan bir gencin, tezgahına el konulmasını protesto etmek için kendisini yakan gencin haberinin Twitter'da bir anda duyulmasıyla 'Arap Baharı' adı verilen olaylar başlamıştı. Ardından, adeta domino etkisiyle tüm Kuzey Afrika'da bu devrimlerden nasibini aldı. Bütün bunlar, sosyal medyanın gücünü göstermek için çok konuşuldu...

2010 Yılında başlayan Arap Baharı sırasında meydana gelen siyasi değişimlerde sosyal medyanın etkisi tüm dünya tarafından bizzat görüldü. Demokratik fikirlere sahip olduğu söylenen protestocuların ilgili ülkelerdeki rejime karşı Twitter'da ve Facebook'ta organize olmaları etkiliydi. Çünkü bu platformlar aracılığıyla bilgi ve haber paylaşarak organize olan protestocuların etkisi durdurulamaz boyutlara ulaşmıştı. Tüm dünya Arap Baharı ile birlikte teknolojinin başka bir yönünü yani sosyal medyayı gördü. Bundan sonraki yıllarda terör örgütleri propaganda yapmak ve sahadaki saldırıları teşvik etmek için de sosyal medyayı kullandılar. Bunun dışında 2016'daki ABD başkanlık seçimleri, Donald Trump'ın zaferi ve iddia edilen Rus siber saldırıları da aslında sosyal medyanın bir beğeni, yorum ve paylaşım alanından fazlasını barındırdığını gösterdi. Bunlara ilave olara sizlere TheAtlantic'ten bir alıntı paylaşacağım:

'Bir ordunun ilerleyişi eskiden savaş davullarıyla duyurulurdu. Şimdi ise tweet'ler ile duyuruluyor.'

Yine yapılan araştırmalar göstermiştir ki Arap ülkelerinde sosyal medya platformlarının kullanımı protestolar sırasında -Libya hariç- iki kattan fazla artmıştır. Mesela Yemen ve Bahreyn gibi ülkelerde sosyal medya kullanım oranı %88'e yükselmiştir. Öte yandan 5 Nisan 2011 tarihi itibarıyla Arap dünyasındaki Facebook kullanıcı sayısı 27,7 milyonu aşmıştır. Konuyu daha iyi anlamak adına Temmuz 2012'de ABD Barış Enstitüsü ve daha sonra da Pew Araştırma Merkezi Küresel İlişkiler Merkezi tarafından yayınlanan raporları inceleyebilirsiniz. Bu raporlar; Tunus, Mısır, Libya ve Bahreyn'deki ayaklanmalarda sosyal medyanın rolü üzerine birçok detay içeriyor. Bu raporların sonucunda şu şekilde bir tez çıkıyor ortaya;

◼️ Araştırmalar; ayaklanmalar sırasında sahada yaşananları dünyaya iletmede sosyal medyanın önemini göstermiştir.

◼️ Araştırmalar; veri aktarımının, haber sürecinin önemli bir parçası olduğunu göstermiştir.

◼️ Araştırmalar; sosyal medyanın bilgiyi yaymadaki önemli rolünü vurgulamıştır.

Bu arada Arap Baharı sürecinde ve sonrasında Arap medyası dönüşüm geçirerek dijital çözümlere yönelmiştir. Gazeteler artık dijital içerik üretmeye ağırlık vermiştir.

Sosyal medya yalnızca toplumsal hareketler amacıyla protestocular tarafından değil, aynı zamanda terör örgütleri tarafından da kullanılmıştır. Örneğin IŞİD, Arap Baharı sonraki süreçte sosyal medyayı etkin bir biçimde kullanan terör örgütlerinin başında gelmektedir. Sosyal ağlar aracılığıyla çok sayıda hikaye, görsel ve video paylaşan örgüt, sosyal medya sayesinde bu paylaşımlarla rahatlıkla propaganda yapmıştı...

Berger ve Morgan tarafından yapılan bir araştırmaya göre Eylül ve Aralık 2014 arasında IŞİD destekçileri tarafından en az 46.000 Twitter hesabı kullanılmıştır.

Storyful ise 2019'da, tanıtım videolarını kullanıcılara göndermek için yaklaşık yirmi TikTok hesabının kullanıldığını keşfetti. Hesaplar, IŞİD haber ajansından gelen haberleri içeriyordu. Sonuç olarak, IŞİD sosyal medya sayesinde bir korku oluşturmakla kalmayıp, propaganda yapma fırsatı da bulmuştur.

Diğer bir örnek, 1988'den beri devam eden ve 1994'te ateşkes sonuçlanan bir mesele olan Dağlık Karabağ konusu; Azerbaycan ile Ermenistan arasında halen sürmekte olup bu savaş günümüzde dahi devam etmektedir.

Bu konu odağında iki ülke arasında meydana gelen çatışmanın sosyal medyada aktif olarak yer alması ise 2016'daki 'Nisan Savaşı' sırasında gerçekleşmiştir. En son Temmuz 2020'deki 'Tovuz Muharebesi' ve 27 Eylül'de başlayan '2020 Dağlık Karabağ Çatışmaları' sosyal medyada etkisini göstermiştir. Bunda Azerbaycan sivil halkının Tatar, Barda, Goranboy ve diğer şehirlerde topçu ve roket ateşine maruz kalması ile 17 Ekim'deki 'Gence Trajedisi' etkili olmuştur. Diğer bir ifadeyle bu saldırılar, insanları dünyaya gerçeği duyurmak konusunda harekete geçirmiştir. Mesela Azerbaycan gençleri Twitter'da #PrayForGanjahashtag'ini kullanarak dünyanın dikkatini Gence'ye çekmeyi başarmış ve Ermeniler tarafından işlenen terörü tüm dünyaya göstermiştir. Ayrıca #KardashiansSupportTerrorism, #StopArmenianTerrorism, #StopArmenianAgressionhashtag'leri de yine Azerbaycan ve Türkiye başta olmak üzere birçok ülkede desteklenerek sosyal ağlarda trendtopic (TT) yapılmıştır.

8 Kasım tarihinde Şuşa'nın işgalden kurtarılması da yine Twitter'da trend topic yapılmış ve #ŞUŞA etiketi dünya gündeminde birinci sırada olmuştur. #Shusha anahtar kelimesi ise Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde birinci sırada yer almıştı.

Kısacası Twitter bu dönemde hem devletin, hem de toplumun kullandığı önemli bir platform olmuştur. Mesela Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan ordusunun zafer haberini resmi Twitter hesabından paylaşmıştır.

Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Örneğin ülkemize bakacak olursak 15 Temmuz Darbe girişimi, gezi Parkı olayları vs.

15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında da sosyal medyanın gücü ve etkisi bir kere daha ortaya çıktı...

15 Temmuz gecesi Twitter, Facebook ve diğer sosyal medya ağlarında paylaşılan "darbe girişimi" haberleri kısa sürede milyonlarca kişiye ulaştı.

Gazetelerin Android ve iOS uygulamalarını kullanan yüz binlerce okur da cep telefonlarına gelen bildirim ile darbe girişiminden anında haberdar oldu. Anında kurulan WhatsApp grupları sayesinde de haber tüm yurtta yayıldı.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın bir televizyon programına ''facetime'' sosyal medya uygulamasını kullanarak canlı yayında bağlanması olayın seyrini tamamen değiştirdi.

O anda Marmaris'te bulunan Cumhurbaşkanımızın bir sosyal medya uygulaması sayesinde darbe girişiminin duyurması ve insanları bilinçlendirmesi 15 Temmuz'un dönüm noktalarından biri olarak hafızalarımıza kazındı.

2013 yılında yaşadığımız 'Gezi Parkı' eylemleri de benzer şekilde yürütülüyor. Sosyal medya üzerinden organize olan kullanıcılar her türlü desteği aldıkları gibi, NewYorkTimes'ta ilan vermek için yeterli para bile topladıklarını hep birlikte gördük. Medya, darbelerde artık sadece bir duyuru aracı değil bizzat darbelerin kitlelerdeki meşruiyetini üretme aracı olmuştur.

Darbe süreci ve öncesine bakıldığında FETÖ'nün konvansiyonel ve yeni medyayı tam da 28 Şubat darbesinde olduğu gibi zemin hazırlamak amacıyla kullandığı ve her türlü manipülatif içeriği bu mecralar üzerinden servis ettiği gözlemlenmiştir.

Başta Fuat Avni karakteri olmak üzere binlerce 'fake' (uyduruk-gizli) hesap üzerinden darbe girişimi öncesi ve sonrasında sosyal medyada etkin biçimde hareket edilmiş ve kitlelerde istenilen yönde bir bilinç oluşturulmaya çalışılmıştır. Gezi Parkı şiddet eylemleri ve 17-25 Aralık operasyonları, yerel ve genel seçimler gibi kritik olaylarda dezenformasyon yaparak toplumsal alanda infial ve karmaşa yaratmayı hedeflemişlerdir.

Doğru ve etkin kullanımı sayesinde milyonları etkileyebilecek olan medyanın yasama, yürütme ve yargı erklerinin yanında, kamuda ''dördüncü kuvvet'' olarak adlandırıldığını biliyoruz...

Yıllarca kağıt baskılarıyla günlük olarak gazeteci raflarını süsleyen bilindik gazeteler bugünlerde birer birer e-gazete olarak İnternet baskılarına yönelmiş durumdalar.

Sanayi Toplumundan Bilgi Toplumuna geçişle birlikte, iletişim alanındaki gelişmeler, bilginin üretimi, depolanması, paylaşılması ve eleştirilmesini zamandan ve mekandan bağımsız hale getirmiştir. Sanayi toplumunda bilginin üretilmesi ve paylaşılması hemen hemen her ülkede medya kartellerinin kontrolünde gerçekleşmekteydi. Ancak bilgi toplumuna geçişle birlikte, bilginin üretilmesi ve paylaşılmasıyla ilgili kaynaklar çeşitlendi...

Şimdi toparlayacak olursak Son yıllarda Twitter'ın birçok ülkede gündem belirlediğini, toplumsal ve siyasi hareketleri yönlendirici bir güce dönüştüğünü hep birlikte gördük... İşte bu kadar ciddi bir küresel gücü kim istemez ki?

Eskiden demiri, çeliği, sanayiyi kontrol edenler dünyayı yönetirlerdi. Şimdilerde sosyal medyayı etkin ve verimli kullananlar dünyayı yönetiyorlar.

İşte Musk'ın Twitter'ı satın Almasının sebebi bu küresel güce sahip olmak...

Selam saygı ve muhabbetle...