Yahu, Elazığ Belediyesi ne istiyorsunuz Allah aşkına öğretmenlerden! Bu, düşmanca tavrınız niye? Ne yaptı öğretmenler size? Bir bakın Allah aşkına Türkiye’mizde; 81 il, 922 ilçe var. Her ilde her ilçede öğretmenevi var. Var da niçin Elazığ’da yok?

Öğretmen evi Elazığ’da yok muydu? Vardı.  20 Ocak 2020 tarihinde 6,8 şiddetinde bir deprem oldu. Fırsat bu fırsat diyerek Elazığ Belediyesi, Öğretmenevi ile birlikte sapasağlam olan Mehmet Akif Ersoy Lisesine el koydu.  Mehmet Akif Ersoy Lisesi, 'ben yaptım oldu' mantığı ile olupbittiye getirtilerek 27 Şubat 2020 tarihinde birilerine yıktırtıldı. Öğrenciler, veliler, öğretmenler perişan oldu. Usulsüz yıkım mahkemeye taşındı.

Ardından bir de baktık ki el konulan 'Tarihi öğretmenevi de Elazığ Belediyesinin vizyon projeleri kapsamında “24 saat uyumayan Elazığ Millet Kıraathanesi”ne dönüştürülmek isteniyor. Bu durum Belediyenin İnternet sitesinde yayınlandı. Kıraathane olunmasına karşı çıkılınca hasarlı gösterilerek yıkılmak istendi. Ancak, Kültür Varlıkları Koruma Kurulu tarafından yıkılması durduruldu. Binanın ön cephesine bu bina kültür varlıklarına tescillidir yıkılmaz levhası asıldı. Sonra levha Elazığ Belediyesi tarafından kaldırıldı. Kültür varlığı olarak tescilli olan bu tarihi binanın güçlendirilmesi yönünde karar alındı. Alındı da henüz bir çalışma yapılmadı. 1933 yılında halk evi olarak hizmete giren. Atatürk’ün 17 Kasım 1937'de ağırlandığı, 1952 yılından 1972 yılına kadar kız ilk öğretmen okulu olarak öğrenci yetiştiren, 1982 yılına kadar da lise ve iki yıllık eğitim enstitüsü olarak kullanılan, 1983 yılından 2020 Elazığ depremine kadar da öğretmenevi olarak öğretmenlere hizmet veren bu tarihi öğretmenevinin akıbeti ne olacak, bekliyoruz.

Dönelim konumuza: 20 Ocak Elazığ Depreminin ardından beş koca yıl geçti. Madem tarihi öğretmenevi, artık öğretmenevi olarak kullanılamayacaktı o halde Elazığ’a ve Elazığ’da görev yapan dokuz bin beş yüz çalışan, yaklaşık on bin emekli öğretmene tek vasıtayla ulaşabilecekleri merkezi bir yerde Elazığ’ımıza yakışır yeni bir öğretmenevi yapılmalıydı. Tarihi Öğretmenevinin hemen güneyinde Kız Meslek Lisesinin doğusunda boş bir alan vardı. Bu alan Milli Eğitim Müdürlüğüne tahsisliydi.  Bir umut dedik ve bu umudumuzu da gerçek anlamda milletin vekili olan ve Elazığ’ımızın her derdine çare bulmaya çalışan Milletvekilimiz Sayın Prof. Dr. Erol Keleş’e ilettik. İstedik ki bu yerde ilimize yakışan bir öğretmenevi yapılsın. Tam da tamam bu iş olur dediğimiz bir dönemde bir de baktık ki yine bir olupbittiye getirilerek Kız Meslek Lisesi’nin bitişiğindeki alanın ihata duvarları Elazığ Belediyesi ekipleri tarafından yıktırılmış ve burası yine yeni bir işgal ile Elazığ Belediyesinin araç parkı yapılmış.

Şimdi emekli bir öğretmen olarak Elazığlı öğretmenler adına soruyorum: Ey Elazığ Belediyesi Allah Aşkına ne istiyorsunuz öğretmenlerden? Nedir alıp veremeyeceğiniz öğretmenlerle?

Biz biliyoruz ki milletlerin varlığını sürdürmeleri eğitimle mümkündür. Bir milletin milli, ahlaki ve kültürel yönden güçlenmesi; ekonomik kalkınması o milletin öğretmenlerinin azim ve gayretleri ile doğru orantılıdır. Öğretmenini değersizleştiren; onlara dinlenme, buluşma ve stres atmayı dahi çok gören bu zihniyetle bir yere ulaşmak mümkün mü? Elazığlı öğretmelere olduğu kadar Doğu, Güneydoğu, Karadeniz bölgelerine geçiş güzergâhında bulunması dolayısıyla bu bölgelerdeki görev yapan öğretmenlere ve kamu çalışanlarına da hizmet veren Elazığ’ın en merkezi yerinde bir öğretmenevi mi önemli yoksa Elazığ Belediyesi araç parkı mı?

Ey yetkililer, etkililer, etiketliler sizleri de bir öğretmen yetiştirmedi mi? Elazığ Belediyesinin Elazığlı olsun olmasın öğretmenlere karşı bu tavrını, bu peşin hükümlülüğünü, bu öğretmeni hor görme ve değersizleştirme anlayışını emekli bir öğretmen olarak protesto ediyor ve sizlere şikâyet ediyorum. Şahsi olarak da hakkımı helal etmiyor, eğitim, öğretim ve öğretmen mesleğinin onur ve gururuna hiçe sayanları Allah’a havale ediyorum.