بسم الله الرحمن الرحيم

1.Rehberlerin çevresinde duvar oluşturan sekreterler hakkında İmamı Rabbani Hz.lerinin tavsiyesi

2.Hekimlerin zarar dediği modern tıp ve eczane ilaçlarını İmamı Rabbani Hz.leri dahi / aynul madar-zararın ta kendisi/ buyurduğu ibare

 3.İlim dergahında domuz kıllı zarar katkılı ekmek yediren, marketinde zarar katkılı gıda satan, hasta hanesi Tıbbi nebeviye değil Rockefeller in ilaç ticaretine hizmet eden dindarlarımız gerçekten sabikin mi, muktasıd mi yoksa zalimin mi?

Sen kime zalim diyorsun, diyenlere kıssa:

Ebu Yezid Bestami Hz. leri kuddise sirruhu bir yaşlı hatunun odununu aslanın üzerine yükledi ve sordu:

-Şehre geldiğinde kimi gördüm dersin?

- Ra’na ve zalim Bayezidi gördüm, derim!

- Neden?

- Odunumu kendin taşımak yerine bu hayvana yükledin

Hiçbir menkıbede bu hatunun ne haddine, Hak dostunu ikaz eder, denilmemiş, tam aksine

Sultanul Arifin olan Ebu Yezid Bestami Hz.leri bu ikazdan dolayı:

- O yaşlı nene benim Üstadım, buyurmuş idi

Yusuf aleyhisselamın hürmetine beşikteki çocuk konuştuğu gibi, Büyüklerin hürmetine küçüklere lisanı sıdk ihsan eder Mevlayı Muteâl

Hz. Süleyman Aleyhisselam, “Senin bilmediğin şeyin haberini getirdim”, diyen hüthüt kuşunu “bu bana Rabbimin lütfudur” diyor idi.

 هَذَا مِن فَضْلِ رَبِّي لِيَبْلُوَنِي أَأَشْكُرُ أَمْ أَكْفُرُ

 Kâmil zatlar hak tavsiyeleri Allahın lütfu kabul eder, kâsır ve cahiller ise: “senin ne haddine” diyerek  ne hakikate ne de Hak ehline sadakatten nasipleri olmadığını ifşa ederler.

 "يصدق القاصرون هذا الكلام أو لاً والمقصود أنما هو ترغيب الأحباب وتشويق الأصحاب والمخالفون خارجون من المبحث"

Kasır olanlar sözümüzü kabul eder ve ya etmez, bizim maksadımız sevdiklerimizi tergib ve dostlarımızı teşviktir, Muhalif olanlar (hakikate itiraz eden) ise harici mebhestir . (Mektubati şerife)

1.Sekreterler..  

وَيَنْبَغِي لِمُحِبِّيكُمُ الأَعِزَّةِ وَمُخْلِصِيكُمُ الأَجِلَّةِ أَنْ يَكُونُوا مِنْ أَصْحَابِ الْمُلاَحَظَةِ الْمُطَابِقَةِ لِنَفْسِ الأَمْرِ، وَأَنْ يُبَلِّغُوا إِلَيْكَ كُلَّ مَا هُوَ وَاقِعٌ فِي نَفْسِ الأَمْرِ، وَأَنْ يَنْظُرُوا فِي كُلِّ مَشْوَرَةٍ إِلَى مَا فِيهِ صَلاَحُكُمْ لاَ إِلَى مَا فِيهِ صَلاَحُ أَنْفُسِهِمْ فَإِنَّهُ خِيَانَةٌ،

Ey Hanı Hanan, kiymetli sevenleriniz ve büyük muhlislerinize yakışan, işin hâkikatına mutabık mülahaza edici olmalarıdır. Ve size her şeyi olduğu gibi aktarmaları lazım.

Ve maiyetinizdekiler her mecliste kendi menfaatlerini değil sizin salahınız olan şeylere iyi bakmaları

 (Sizin iyiliğinize yarayan şeyleri düşünmeleri ve o fikirleri söylemeleri lazım. (mektubati ş. 68)

Mesela, Emsay hospitalı dindar zatların! Menzilin şeyhına çevresindeki sekreterleri sevenleri dostu yaranı:  

“hasta hanenizi doğal tedavi merkezine dönüştürmek sizin salahınız için ehem elzemdir, Zira modern tıp ilaçları hücrelere zarar, hastalıkları tedavi etmediğini nice hekimler ifşa etti, sizin hasta haneniz Rockofellerin ilaç ticaretine değil Tıbbi Nebeviye ve hakiki şifaya hizmet etsin ki bu hem insanımızın hayrına hem Hak Tealanın rızasına sizi nayil eyleye” diye duai ilticalar sunmalılar.

Bana zarar gelmesin, diyen sekreterler, kadılar ne liderine ne milletine sadık olamazlar.

Rabıta tutturabilen fenafişşeyh makamına eren sadık müritler ise “Ben mağlup olayım lek, dava kazansın, Ölmeden öleyim tek takva kazansın” diye ümmet derdini kendi zarar ve menfaat hesabından mukaddem tutarlar.

وَلَقَدْ كَانَ مِنَ الْعِلَلِ الْغَائِبَةِ لِهَذَا السَّفَرِ إِفَادَةَ مَا فِيهِ بَعْضُ مَنَافِعِكُمْ وَلَكِنْ مُحِبُّوكُمْ لَمْ يَتْرُكُونِي ِلأَنْ أُلاَقِيَكُمْ فَلاَ تَنْسُبُوا التَّقْصِيرَ إِلَى هَذَا الطَّرَفِ.

Bu seferimin illeti gayesi sizin menfaatinize olan bazı hususları anlatmak için idi. Lakin sizin sevenleriniz (sekreterleriniz) sizinle buluşmama beni bırakmadılar

 ( “ bize söyleyin, biz iletiriz “ dediler; “meşgul” dediler, “ rahatsız etmeyelim” dediler; “üzmeyelim “ dediler, beni sizinle görüştürmediler). Sizinle buluşamama kusurunu bizden aramayın.

Şiir: 🌹🌿

Dervişlerlerin sohbetini dileyen ferd

Olsun Hak söz işitmeye müftekir merd

 وَهَذِهِ الْمُقَدِّمَاتُ وَإنْ كَانَتْ مُرًّا فِي الظَّاهِرِ وَلَكِنَّ مَنْ يَمْدَحُكُمْ وَيَسْتَمِيلُكُمْ كَثِيرٌ، فَاكْتَفُوا بِهِمْ. وَالْمَقْصُودُ مِنْ مَوَدَّةِ الْفُقَرَاءِ وَمَحَبَّتِهِمْ الإِطِّلاَعُ عَلَى الْعُيُوبِ الْمَكْنُونَةِ وَظُهُورُ الرَّذَائِلِ الْمَخْزُونَةِ،

Şu acı sözlerim her ne kadar görünüşte çok acı ise de, sizi istedikleri tarafa yönlendiren meddahlarınız çoktur, Siz onlarla iktifa edin. Fakirlere dervişlere olan sevgideki maksat ve gaye kendinin gizli ayıplarına vakıf olmasıdır. (Yani hakiki dervişleri seviyorum diyen o dervişlerin acı hakikatleri söylemesine razı olmalı, sevinmeliler).

 وَلَكِنْ يَنْبَغِي أَنْ يُعْلَمَ أَنَّ إِظْهَارَ أَمْثَالِ هَذِهِ الْكَلِمَاتِ لَيْسَ عَلَى وَجْهِ الإِيذَاءِ بَلْ عَلَى وَجْهِ النَّصِيحَةِ وَحُرْقَةِ الْقَلْبِ.

Lakin şu da malumunuz ola ki, biz bu gibi acı sözleri sizi rencide etmek için değil nasihat için ve kalbimiz yandığı için söylüyoruz. ( Mektubatı ş/68m)

🌹🌿Şiir:

Ana gibi yar ol mümin kulakları çekebilen

En derin yaraları tabip gibi kesebilen

Darbıma layık pehlivan var mı

Derdime kalbin aşina yar mı?

Haklı ol, yenilirim sevine sevine

Haksız isen yeneyim sevile sevile

Vay şu âmâ haline bakın evi yanıyor

Söndürmeye gelirsem beni hırsız sanıyor

İskender Zülkarneyn Aleyhisselam bir vezirini azil eder

-          Kaç senedir hiçbir hatamı söylemedin

-          Efendim hatanızı görmedim ki?

-          İşte onun için azledildin, buyurur

Allahu Teala adına ve Rasullullah aleyhissalatü vesselam adına merkezi Muhammediye adına yanlış fetvalar söylenmekte:

-          Ülkemizde temiz un yok, onun için domuz kıllı zarar katkılı denilen ekmek mubahtır, sözü yalandır

ÜLKEMİZDE TEMİZ ATA TOHUM UN VAR SİYEZ KARAKILÇIK … kargo ile her yere ulaşıyor.

SEN NE HAKLA YALAN MAZERET İLE FETVA UYDURDUN?

Ya da sevimli hocamız Cübbeli Ahmed hocanın aşı yaptırın fetvası, hanımlarınızı lokantaya götürün mubahtır fetvası ..

 Canan Karat ablamız işlenmiş hazır gıda asla yemeyin diyorsa, uyuşturucuyu 10 yaşındaki çocuklara dahi şeker, çikolata vs. ile vererek bağımlı yaptıkları haberlerde çok defa duyurulduysa NEDEN ULEMAMIZ HAZR GIDA YASAKTIR, (zira hadisi şerif ile şüpheliler yasaktır) fetvasını duyurmuyorlar?

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: كَبُرَتْ خِيَانَةً أَنْ تُحَدِّثَ أَخَاكَ حَدِيثًا هُوَ لَكَ بِهِ مُصَدِّقٌ وَأَنْتَ لَهُ كَاذِبٌ.

Resulullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Mümin kardeşine söylediğin bir sözde, o (sana güvenip) sözünü tasdik ederken senin ona yalan söylemen, (ona karşı yaptığın) ne büyük ihânettir.” (Sünen-i Ebû Dâvûd)

Mektubati şerifte modern tıbbın tedavi etmediğini ifşa eden o ibare

Modern tıp ilaçları:

-          HASTALIKLARI TEDAVİ ETMEDİĞİ,

-          SADECE HASTALIK SEMPTOMLARINI BASKILADIĞI, SADECE AGRILARI DİNDİRDİĞİ,

-          İMUNİTETİ, YANI VÜCUDUN KENDİNİ TEDAVİ ETME VE HASTALIGINI İZALE ETME KUVVETİNİ ZAİFLAŞTIRDIĞI (hatta her ilaçlar birer hücreyi öldürerek organ yetmezliğine sürüklediği )

nice hekimler* tarafından ifşa edildi, الحمد لله يا رب يا هادى يا مبين يا خبير يا عليم

Ve bugün erbabınca müsellem olan aynı hakikatleri asırlar ötesinden İmamı Rabbani kuddise sirruhu Hz.leri dahi beyan ettiği mektubatı şerifede görülmektedir:

أَلاَ تَرَى أَنَّ الْمَرِيضَ إِذَا أَكَلَ مَثَلاً دَوَاءً مِنْ طَبِيبٍ نَاقِصٍ فِي الطِّبِّ فَلاَ جَرَمَ يَكُونُ ذَلِكَ سَعْيًا وَاجْتِهَادًا مِنْهُ فِي زِيَادَةِ مَرَضِهِ وَتَضْيِيعِ قَابِلِيَّةِ إِزَالَةِ مَرَضِهِ، وَهَذَا  الدَّوَاءُ وَإِنْ أَوْرَثَ تَسْكِينَ الْوَجَعِ وَتَخْفِيفًا مَا فِي أَوَّلِ وَهْلَةٍ وَلَكِنْ فِي الْحَقِيقَةِ هُوَ عَيْنُ الْمَضَرَّةِ، فَإِنْ وَصَلَ هَذَا الْمَرِيضُ فَرْضًا إِلَى طَبِيبٍ حَاذِقٍ يَجْتَهِدُ هَذَا

الطَّبِيبُ أَوَّلاً فِي إِزَالَةِ تَأْثِيرِ ذَلِكَ الدَّوَاءِ وَيُعَالِجُهُ بِالْمُسَهِّلاَتِ يَعْنِي ِلإِخْرَاجِهِ ثُمَّ يَشْرَعُ فِي مُعَالَجَةِ إِزَالَةِ الْمَرَضِ بَعْدَ زَوَالِ ذَلِكَ التَّأْثِيرِ

Görmüyormuşsunuz!

Bir hastanın tababette  nakıs olan tabipten  ilaç alması,( nakıs tabiplerin verdiği ilacı yemesi) şüphesiz

-          hastalığı ziyadeleştirme ve 

-          hastalığı izale kabiliyetini zayi etme ( yani immüniteyi öldürme) hususunda kendi kendine  gayret gösterme ve içtihat etme çabası olur.

-        *Modern tıp doktorlarının hasta reçetesine yazdığı eczane ilaçlarının “ hastalığı tedavi etmediği, sadece  hastalık semptomlarını bastırdığını ve sadece ağrıları dindirdiği ve her ilaç hastayı iyileşme kabiliyeti yani immünitesini  zaiflattığı, hastanın hücrelerini öldürerek organ yetmezliğine sürükleyecek ölüme götüreceğini” bugün  Hamit Çelik, Canan Karatay, Aydın Salih (Amerikalı Shine Ellison) vs bir çok hakimler haykırıyor iken;

-          Aynı hakikatleri asırlar ötesinden İmamı Rabbani Hz.leri mektubati şerifede  beyan buyurmuş.

🌿 şiir:

Nema lazımla iman kılıcınız paslanır

Nefis sevmez cihadı menfaatine yaslanır

Ey tarikat ehli, hakiki tövbeyi hakiki imanı talep etme diye bir derdiniz nerede?

Medresenizde domuz kılı denen ekmek, marketinizde yapay gıdalar, hastahanenizde tedavi değil ilaç ticareti?

🌹🌿Şiir:

Eya aşık kalbin yansa didar talep didar talep

En evvela günahına ikrar talep ikrar talep

Hakiki imana ermek Seyri Sülük’ü tamamlamak iledir, buyurdu İmamı Rabbani Hz.leri bir çok mektuplarında.

 İmamı Birgivi Hz.leri ks ise “el Makamat” risalesinde seyri sülükün 40 makamından biri eksik olursa seyri sülük tamamlanamayacağını  ve bu makamlardan biri fena   

 filleh makamı olduğunu bildirmektedir.

 ( arabça ibareleri  için önceki makale: “din büyüklerini ilah edinenler” )

 

وَالْفَنَاءُ الأَوَّلُ هُوَ الْفَنَاءُ فِي الشَّيْخِ، وَيَكُونُ هَذَا الْفَنَاءُ وَسِيلَةَ الْفَنَاءِ فِي اللَّهِ،

” Fenanın evveli fena fişşeyh ve bu fena fenafillah’a vesile olur”

فَإِنَّ وُجُودَ الطَّلَب ِ مُبَشِّرٌ بِحُصُولِ الْمَطْلُوبِ، وَحُصُولَ الْهِيَامِ مُقَدِّمَةُ الْوُصُولِ إِلَى الْمَقْصُودِ.  

))Talebin bulunması matlubun elde edilmesini müjdeleyicidir. Aşırı tutkunun bulunması hedefe kavuşmanın mukaddimesidir. ((

Onun için hakiki imana hakiki ihlas ve hakiki tövbeye talip olalım. 

Allahu Teâlâ’nın cemali ilahisine talip isen cihadı ekbere aslan gibi atıl!

Menhiyata susan alime Allahu Teâlâ bugzeder:

 Modern tıp ilaçları ile tedavi etmek yani hastalığı izale yerine sadece ağrıyı dindirme immüniteyi öldürme usulünün zararın ta kendisi zararın ta kendisi (  فِي الْحَقِيقَةِ هُوَ عَيْنُ الْمَضَرَّةِ  ) olduğunu bildikten sonra bu hakikatı ister talep et ve sabikinden ol , ister gizle ve zaliminden ol ?!

Zira müminler üç taifedir: sabık, muktasidin ve zalim.

El mizan bi kıst kurulduğunda zalimlerden olmayalımdiye bu üç taifenın evsafını iyi tanıyalım…

🌹🌿Şiir:

Bunun böyle olduğunu vicdanınız bilsin yeter

Sonra kime tevfik iner, kim oyuna devam eder

2.  Zalim, Muktasid ve Sabikin

فَمِنْهُمْ ظَالِمٌ لِنَفْسِهِ وَمِنْهُمْ مُقْتَصِدٌ وَمِنْهُمْ سَابِقٌ بِالْخَيْرَاتِ بِإِذْنِ اللَّهِ ذَلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الْكَبِيرُ (32Fatir/)

{فَمِنْهُمْ ظالم لّنَفْسِهِ} وهو المرجأ لأمر الله

(Kitaba varis bırakılanların ( yani seçilmiş müminlerin)) bir kısmı:

nefsine zulmedenler) Allahın emri için tehir edilenler, Haklarında Allahın emri gözetilenler (günahını itiraf etmeyen, tevbe etmeyenler)

{وَمِنْهُمْ مُّقْتَصِدٌ} هو الذي خلط عملاً صالحا وآخر سيا

(Kendilerine miras bırakılanlardan bir kısmı muktasid) ameli salih ve seyyiatı karıştıranlar

{وَمِنْهُمْ سَابِقٌ بالخيرات}

Kitap kendilerine miras bırakılanlardan bir kısmı – sabikin: hayırda yarışanlardır

Tövbe süresi/100,102,106 ayeti kerimesinde dahi müminlerin üç sınıfından bahsedilmekte:

sabikun, Tevbe/100

وَالسَّابِقُونَ الْأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالْأَنْصَارِ وَالَّذِينَ اتَّبَعُوهُمْ بِإِحْسَانٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ

2, salih amel ve seyyiatı karıştıran fakat günahlarını itiraf edenler (muktasıd)

وَآخَرُونَ اعْتَرَفُوا بِذُنُوبِهِمْ خَلَطُوا عَمَلًا صَالِحًا وَآخَرَ سَيِّئًا عَسَى اللَّهُ أَنْ يَتُوبَ عَلَيْهِمْ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ 

Tevbe/ 102 Tefsiri Nesefi:

{اعترفوا بِذُنُوبِهِمْ} أي لم يعتذروا من تخلفهم بالمعاذير الكاذبة كغيرهم ولكن اعترفوا على أنفسهم بأنهم بئس ما فعلوا نادمين وكانوا عشرة فسبعة منهم لما بلغهم ما نزل في المتخلفين أوثقوا أنفسهم على سواري المسجد

Tebük gazasına katılamayan bazıları var ki geride kalmalarından dolayı başkaları gibi yalan mazeretler ile mazeret beyan etmediler, nefislerine ne kötü iş yaptıklarını pişman olarak itiraf ettiler.

Bunlar 10 kişi idi, bunlardan yedi tanesi kendilerine harpten geri kalanlar hakkında nazil olan ayetler kendilerine ulaşınca kendilerini mescidin direklerine bağladılar.

Peygamberimiz sav tebük harbinden dönünce mescide girdi ve iki rekat namaz kıldı( ki âdeti seniyyeleri bu idi).

Resulullah SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM onları kendi elleriyle çözmedikçe kendilerini çözmeyeceklerine yemin ettikleri bildirilince

Onlar hakkında bir ilahi emir gelinceye kadar çözmeyeceğine yemin etti ve bu ayeti kerime nazil oldu

 O yedi kişi şöyle dediler:

-          -Ya Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem işte bizi savaştan alıkoyan şu mallarımızı al da bizi temizle!

Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem kendisine böyle bir emir gelmediğini bildirince ayeti kerime nazil oldu:

خُذْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ صَدَقَةً تُطَهِّرُهُمْ وَتُزَكِّيهِمْ

كفارة لذنبوهم

Şimdi günümüzde zararlı gıda satan dindar tüccarlarımız o günahlarının kefareti olsun diye çare arıyorlar ise evvela marketlerini zararlı gıdadan temizlemeliler.

Fakat zararlı veya habis katkılı şeyleri sadaka etmek , kabul olur diye inanmak küfre mueddidir.

El insaf İbni Teymiye fetvalarında dahi “yiyecek bir şeyi satın aldın ama içinde zarar habis katkı olduğunu öğrenirsen onu çöpe atmak israf değildir” diyor.

Salih amel ile kötü ameli karıştırmak cihada da gitti bazen cihattan geri kaldılar

Cihadı ekberden geri kalanlar kendilerini sabikinden saymasınlar.

ولم يذكر توبتهم لأنه ذكر اعترافهم بذنوبهم وهو دليل على التوبة

Nesefi Hz.leri diyor ki bu 10 sahabenin tövbeleri zikredilmedi, çünkü günahlarını itirafın zikri tövbelerinin delilidir

Yakup Aleyhisselam uzun sene affedin diyen çocuklarını affetmedi

Çünkü çocukları affet diyordu ama “baba biz Yusufu kuyuya attık ve sonra da çok ucuza sattık “ diye itiraf etmemiş idiler. Ne zaman ki itiraf ettiler babaları işte o zaman affetti ve onların affı için Allaha yalvardı

عليهم الصلاة و السلام

İmamı Rabbani Hz.leri de “ onlar günahlarını itiraf etmedikçe ben onları 80 kere affettim dersem faydası yok” buyurmuş idi

Recebi şerif ayında hakiki tövbe sahibi olayım diyen kabahatini itiraf etmesi ehem elzemdir

Aşikare yapılan hata ise aşikare düzeltilir yani itiraf aşikare duyurulmalı..

Mesela:

- Ya rabbi ilim dergahında domuz kılı ekmeği yedirdim talebeye,

- yarabbi ülkede ata tohum buğday unu var iken temiz un yok onun için domuz kıllı denen ekmek mubahtır diye yalan mazeret söyledim

-ya Rabbi marketimde zarar işlenmiş şüpheli “gıda” satılmasını serbest bıraktım. Halbuki Ahmed Maranki doğal Pazar sunuyor millete . O başardıysa ben daha iyisini yapabilirdim

- ya Rabbi hasta hanemde zararlı şifası yok ve çok pahalı ilaçlar ile oyaladım insanları, halbuki tıbbi Nebeviye dönüştürmeliydim.. ahirete kul hakkı ile mi çıkarım .. diye kendilerini direklere bağlar gibi nefislerini itiraf ve tövbeye bağlamalılar

Tövbe edecekseniz itiraftan başka yok yok olduğunu ayeti kerimelerin tefsirinden sebebi nüzulünden görülmektedir

Nesefi tefsirinde diyor ki tebük harbinden geri kalanlardan bir kısmı nifakta temerrud etti-devam ettiler, itiraf etmediler. İkinci kısmı günahlarını itiraf ettiler ve affa mazhar oldular

3.Müminlerin üçüncü kısmı da, harbe gitmeyenlerin diğer bir takımı ki hükmü geciktirilmiş, yani haklarında ne gibi ilahi hüküm varid olacağı beklenenler.

وَآخَرُونَ مُرْجَوْنَ لِأَمْرِ اللَّهِ إِمَّا يُعَذِّبُهُمْ وَإِمَّا يَتُوبُ عَلَيْهِمْ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ (106tevbe/)

{إِمَّا يُعَذِّبُهُمْ} إن أصروا ولم يتوبوا {وَإِمَّا يَتُوبُ عَلَيْهِمْ} إن تابوا وهم ثلاثة كعب بن مالك وهلال بن أمية ومراره بن الربيع والضابط

Tebük harbinden geri kalan müminlerden bir kısmı ne itiraf ettiler ne de yalandan mazeret getirdiler

Onlardan Kaab bn Malik radiyallahu anh var idi ki bir müddet sonra itiraf etti ama kendisine kimse selam vermemesi, hanımından ayrı kalması gibi cezalar verildi ki Allahın hükmü ininceye kadar ceza devam etti

Rivayete göre hanımı “ benim süçüm ne ki”, dediğinde

”sen zevcinin gevşekliğine rıza gösterdin ikaz etmedin” buyuruldu

والأثر فعن ابن عباس رضى الله عنهما السابق المخلص والمقتصد المرائي والظالم الكافر بالنعمة غير الجاحد لها لأنه حكم الثلاثة بدخول الجنة

Müminlerin 3 taifesi hakkında İbni Abbas radiyallahu anh buyurdular:

”hayırda yarışan sabikun-ihlas sahibi olanlardır,  muktasıd – muraiy-riyakar, zalim ise küfrani nimet edendir.( tefsiri Nesefi)

Nimetin şükrü onu korumaktır, buyuruldu ( behrul medid)

Zalimlerden olmamak için nimetlerin şükrünü eda için mesul olduğumuz sofralara ata tohum nimetini koyalım, kibrit gdo lu tohumlar, zararlı şüpheli gıdalar hakkında yasak fetvası duyurulmalı.

Şifalı bitki nimetlerinin şükrü azaldı, yok oldu ki zararlı ilaçlardan şifa bekleniyor

( ما يفعل الله بعذابكم إن شكرتم وآمنتم ) أي : أصلحتم العمل وآمنتم بالله

-          Gıda teroru gıda değildir

        Modern ilaç şifa değil*  

Bu zulme rıza reva değil

Susman ilmine vefa değildir

وقال ـ صلى الله عليه وسلم ـ جاهدوا أهواءكم كما تجاهدون أعداءكم

Nefsinizin havası ile düşmanınız ile savaşır gibi cihat edin! (hadisi şerif)

وقيل إن أول الأحوال معصية ثم توبة ثم استقامة

Tefsiri Nesefi.de derki Hallerin ilki masiyettir, sonrası tövbedir, sonra da istikamettir. 

وقال سهل السابق العالم والمقتصد المتعلم والظالم الجاهل

Sabik ( hayrda yarışanlar) alim, Muktasid – talebe, zalim-cahildir.

Denildi ki:

 “ Nefsine zulmeden:Allaha gaflet ve alışkanlık üzere ibadet edenlerdir.

Muktesid (orta yolu takib eden): Allaha korku ve umit üzere ibadet edendir.

Sabik (hayrda yarışan) Allah’a heybeti ve hak sahibi  

 وقيل الظالم الذي يعبده على الغفلة والعادة والمقتصد الذي يعبده على الرغبة والرهبة والسابق الذي يعبده على الهيبة والاستحقاق  

Denildi ki:

 “ Nefsine zulmeden:Allaha gaflet ve alışkanlık üzere ibadet edenlerdir.

Muktesid (orta yolu takib eden): Allaha korku ve umit üzere ibadet edendir.

Sabik (hayrda yarışan) Allah’a heybet ve istihkak üzere ibadet edendir.

Tenbih

Gaflette yapılan lokma yiyen gafletten kurtulamaz,

Baki Billeh Hz.leri “gaflette yapılan lokmadan siyah duman çıkar feyiz yolunu kapatır” buyurdular

 şüpheli ve domuz kılı katkılı ekmek yiyenler ise kalbi zulümattır:

 

من اكل الشلهة اربعين يوما اظلم قلبه و هذه قوله تعالى كلا بل ران على قلوبهم .. الاية   

İmami Gazali kuddise sirruhu buyurdular:” kim kırk gün şüpheli gıda yerse kalbi zulümat olur, bu da “kalpleri paslanmıştır” mealindeki ayeti kerimenin tevilidir.

 

وقيل الظالم من أخذ الدنيا حلالا كانت او حرامار المقتصدين يجتهدان لا يأخذها إلا من حلال والسابق من أعرض عنها جملة

Denildi ki:

” nefsine zulmeden; haram helaline bakmadan dünyadan nasibini alandır,

Muktasid- Dünyada ancak helal yol ile nasiplenmeye çalışan kişidir,

Sabik- hayırda yarışan: Dünyanın tamamından yüz çeviren kişidir.

Tenbih:

Domuz kılı necistir, hiç bakmadan yiyen talebeye yedirenler tövbe edin ki zalimlerden olmadığınıza dünya ahiret şahitleriniz olalım

Allahu Teâlâ kulun kaldıramayacağı yükü yüklemez,

والله يقول: لا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا

Modern tıp bir yalandır diye Aydin Salih merhume nasıl da kolayca söyleyebildiyse,

Din alimleri dahi hasta hane sahibi olan dindar zatlara Tıbbı Nebevi sünnetini ihya edelim, hakikaten şifa olan bitkiler ile az yemek ve açlık ile insanlara hakiki şifa ulaşalım ki cenneti kazanalım, diye kolayca hakikati talep edelim ve Hak tealanın cemaline talip olalım

Cemali ilahiye talip olmak sadece laf ile değil cihadi ekber iledir

إِنْ طَلَبْتَ تُعْطَى وَإِنْ لَمْ تُعْطَ تُزَادُ   

Talep edersen verilir ve eğer verilmez ise talebini ziyadeleştir (Mektubatı şerife)

قُلْ مَا يَعْبَؤُ۬ا بِكُمْ رَبّ۪ي لَوْلَا دُعَٓاؤُ۬كُمْۚ

De ki Rabbim size ne kıymet verir duanız olmasa

Dua edelim dindarlarımızın medreseleri, marketleri hasta haneleri domuz kılı ekmeğinden, şüphelilerden gıda terörü ve ilaç ticaretinden temizlensin

Tüccarlar ahirette füccar olarak dirileceği ancak Allahtan korkan temiz doğru sözlü takvalı olanlar müstesna olduğu hadisi ş te zikredildi:

 إن التجار يبعثون يوم ‏القيامة فجارا، إلا من اتقى الله وبر وصدق"

Ama kişi makamına göre olur talebi duası.

Her makam için bir makâl vardır

Her ormanda bir çakal vardır…buyuruldu

Mürit rabıta tutturduğunda Mürşidinin makamına yani Râdiye Merdiye makamlarına seyreder ve o makamın sözünü söyler.

O makamlara seyredemeyenler o makama malum olan hakikatlere sadece düşman kesilir.

Neme lazım sözü sadakatten mahrum kişilerin sözüdür

Bir kere söyledim benden vebal kalktı, sözü dahi sadece kendi nefsini dert edinen, ümmet derdinden mahrum kalanların sözü

Sadık kişi ise Mesneviyi Şerifteki Salih zat gibi, senin içindeki yılanı kusturmak için gerekirse sana çürümüş elma yedirmek için seni kamçı ile iyice dövebilendir, onun tek derdi seni kurtarmak ki, senin hakaretlerini beddualarını hiç pisend etmez, senin nefsin ve şeytanın ile harp eder durur.

şiir 🌿

 Sağır sultan duymazsa daha sert vur davula

Vur ellerin kanasın hem bedenin yorula

-“Medresende zehir nân yedirme kız-oğula”

 Nas uyuyor sen haykır tazarruan boğula

Belki cihattan sonra şayan duan kabula 

Summun bukmun duymuyor daha sert vur davula

وَالزِّيَادَةُ عَلَى ذَلِكَ تَصْدِيعٌ.

اللهم صلى على سيدنا محمد و على آله و صحبه و سلم